Ayrılık Davası Şartları ve Sonuçları
Ayrılık Davası Şartları ve Sonuçları
Evli çiftler için boşanmak tek çare olarak kendisini gösterdiğinde, ASAL HUKUK DANIŞMANLIK olarak aile hukuku dalında uzman avukat kadromuzla sizlere çok yönlü hizmet sunmaktayız. Aile hukukundan doğan boşanma, çocukların velayeti ve aile içi şiddet konularında, ASAL HUKUK DANIŞMANLIK olarak daima ciddiyet, samimiyet ve gizlilik prensibiyle hareket etmekteyiz.
Amacımız, boşanma, velayet, aile içi şiddet ve aileyle ilgili diğer tüm sorunlarda, tecrübeli avukat kadromuzla sizlere en iyi hizmeti vermek ve bu sürecin aile bireyleri için yıpratıcı olmasının önüne geçmektir.
Biz ASAL HUKUK DANIŞMANLIK olarak, aile kurumunu bir bütün olarak değerlendirip, ailenin ve tüm aile bireylerinin korunması için en uygun çözümü bulmayı amaçlamaktayız.
Boşanma, çocukların velayeti, aile içi şiddet ve diğer tüm aile hukuku konuları, uzmanlık alanlarımız içinde yer almaktadır.
Detaylı bilgi almak için lütfen iletişime geçiniz.
Ayrılık Davası Nedir?
Boşanma davasında evlilik sonlandırılabilirken ayrılık davasında evliliği sonlandıran bir karar verilmez. Ayrılık kararıyla eşlerin ortak yaşamına bir süre ara verilmektedir. Boşanma davası açacak olan eş ayrılık davası da açabilme hakkına sahiptir.
Mahkeme, tarafların boşanma sebebi ile açmış olduğu davada, tarafların evliliklerinin bitmediğine, delillerden evliliklerine geri dönebileceği kanaatine varabilir. Ayrılık kararının verilmesi ile tarafların boşanma hakkının ortadan kalktığı anlamına gelmemektedir, ayrılık kararı verilen taraflar boşanabilecektir.
Mahkeme, taraflar adına vermiş olduğu ayrılık kararında, ayrılık süresi içerisinde evliliklerini devam ettirmek amacıyla uzlaşabilecekleri amacıyla ayrılık kararı verebilecektir. Taraflardan birisi ya da her ikisi boşanma talebi ile aile mahkemesinde dava açmış olsa dahi hakim, evliliklerinin bitmediği kanaatine varmış ve evliliklerini devam ettirebileceğini düşünmüşse de ayrılık kararına hükmedebilecektir.
Türk Medeni Kanunu’nun 167. Maddesinde de belirtilmiş olduğu üzere;
“Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.”
Ancak boşanma davası açıldığında hakim eşlerin yeniden bir araya gelebileceği kanaatine varırsa ayrılık kararı verebilir.
Ayrılık Sebepleri Nelerdir?
Boşanma sebeplerinden birisi ile açılmış olması dahi tarafların ayrılmasına karar verilebilecektir. Boşanma sebeplerinden biri ya da birkaç sebebi ile açılması ayrılık kararı verilmesine engel teşkil etmez.
Boşanma sebepleri olarak evlilik birliğinin temelden sarsılması ile de açılsa zina sebebi ile de açılsa mahkeme tarafların yeniden bir araya gelebilecek kanaatinde ise taraflar adına ayrılık kararı verebilecektir. Pek kötü davranış, hayata kast gibi boşanma sebebi ile açılan davada, davacı eş için hayati bir durum ya da tehlike var ise mahkeme, tarafların boşanmaları yerine ayrılığına karar vermeyebilir. Mahkeme, tarafların yeniden bir araya gelmelerinin taraflar açısından iyi olmadığı kanaatine varırsa boşanma kararı verebilecektir.
Hakim, mahkemeye sunulan delillere göre riayet edip karar verecektir. Taraflar boşanmak istiyor ve boşanma isteğinde kararlı olsalar dahi hakim delillerden ileride barışmalarının kuvvetli olacağı kanaatine varıp deliller ile sabitse mahkeme ayrılık kararı verecektir. Mahkeme, kendi kanaatine ya da takdirine bırakılan bir durum değildir. Mahkeme, tarafların sunmuş olduğu delilden ileride barışacakları kanaatine vardığı vakit ayrılı kararına varabilir.
Boşanma Davası Açılmışsa Ayrılık Kararı Verilebilir Mi?
Boşanma davası açan eşin boşanma talebini hakim uygun gördüğü takdirde reddedebilir. Eşlerin barışma ihtimalinin olabileceği kanaatine vardığı zaman boşanma talebini reddederek ayrılık kararı verebilir. Mahkemede boşanma talebi ile açılmış olan davada, hakimin ayrılık kararı vermesine ilişkin bir engel tanımamaktadır. Önemli olan hakimin tarafların ortak hayatı yeniden kuracağı anlayışında olması değil, somut olarak ortak hayatın yeniden kurulabileceği yönünde delillerin olmasıdır.
Ayrılık Davası Açma
Ayrılık davası açılması konusunda yetkili mahkeme boşanmada olduğu gibi aile mahkemeleridir. Eşlerden birinin ikametinde ayrılık davası açılabileceği gibi son altı 6 eşlerin birlikte ikamet ettikleri yerdeki aile mahkemesine eşlerden birinin ayrılık davası dilekçesi ile başvurması halinde ayrılık davası açılabilmektedir.
Ayrılık davası zina veya akıl hastalığı dışında boşanmaya neden olacak diğer durumların varlığı halinde açılabilmekte ve eşlerin barışma ihtimallerinin kuvvetli olduğuna mahkemece kanaat getirilmesi halinde ayrılığa karar verilmektedir.
Ayrılık davasına karar verilmesi halinde 1 yıldan az 3 yıldan fazla olmamak üzere mahkeme eşlerin ayrı yaşaması konusunda hüküm açıklamaktadır. Ayrılık kararının kesinleşmesiyle verilen süre işlemekte ayrılık süresinin doğmasıyla eşlere boşanma davası açma hakkı doğmaktadır. Ayrılık kararının hükmü eşler barıştığı takdirde ortadan kalkmaktadır.
Boşanma Yerine Ayrılık Kararı Verilebilir Mi?
Medeni kanuna göre mahkeme boşanma sebeplerinin varlığının ispatlanması durumunda ya boşanmaya ya da ayrılığa takdir yetkisini kullanarak karar verme hakkına sahiptir.
Boşanma yerine hakimin ayrılık kararı vermesi barışma ihtimalinin göz önüne alındığı durumlarda verilmekte ve ayrı yaşamaya karar verilen süre dolduğunda eşlerin her ikisi içinde tekrar boşanma davası açma hakları ortaya çıkmaktadır.
Ayrılık Davasında Nafaka ve Velayet
Ayrılık davasında veya boşanma yerine ayrılık kararının verilmesi halinde geçici velayet ve nafaka konularında mahkeme hüküm verebilmektedir. Ayrılık davasında nafaka talep edilmesi halinde tedbir nafakası ihtiyaç sahibi olan eşin bakımı, geçiminin sağlanması ve çocukların bakım ve korunmalarının sağlanmasına yönelik olarak verilebilmektedir.
Mahkeme eşlerin sosyal ve ekonomik durumları inceleyerek ayrılık kararıyla birlikte ayrılık süresince tedbir nafakasına hükmedebileceği gibi çocukların geçici velayetinin kimde kalacağı konusunda da ayrılık davası karar aşamasında veya boşanmaya değil de ayrılığa karar vermesi halinde karar vermektedir.
Ayrılık Davası Nasıl Açılır?
Ayrılık davasında, eşlerden her birinin açabileceği bir dava olup, boşanma sebeplerinden (zina ve akıl hastalığı dışında) birisinin olması durumunda açılan fakat boşanmadan farklı sonuçları olan bir davadır.
Ayrılık davası açma şartlarını sıralayacak olursak, Boşanma sebeplerinden akıl hastalığı ve zina hariç biri olmalıdır. Tarafların barışmaları ihtimali kuvveti olmalıdır.
Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir. Ayrılığa 1 yıldan 3 yıla kadar bir süre için karar verilebilir.
Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar. Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer.
Ayrılık Davası Nasıl Açılır?
AYRILIK DAVASINDA boşanma kararı verilemez.
AYRILIK DAVASINDA, eşlerin barışma ihtimalleri güçlü olmalıdır. Ayrılık kararı mahkemece 1 yıldan 3 yıla kadar olan bir süre için verilebilir.
Ayrılık kararının kesinleşmesi ile bu süre işlemeye başlayacaktır. Süre bittiğinde ayrılık durumu kendiliğinden sona ermekte olup, eşlerden biri ortak hayat yeniden kurulamamış ise boşanma davası açabilir.
Ayrılık Davası Hangi Mahkemede Açılır
AYRILIK DAVASINDA Aile Mahkemesi görevli olup, eşten birisinin yerleşim yeri mahkemesinde veya eşlerin davadan önceki son defa 6 aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılır.
Velayet Ve Nafaka konusu hakkında da kısaca bilgi verecek olursak;
Türkiye’de genellikle çocukların velayeti çalışmıyor olsa bile anneye verilir. Çocuğun velayeti anne de bulunuyorsa, kadın ilerleyen dönemlerde maddi olarak zorlandığı takdirde babadan aldığı nafakanın arttırılmasını isteyebilir.
Ülkemizde çocuğun altı yaşına kadar annede kalabileceği fakat daha sonra babanın velayeti alabileceği gibi söylentiler bulunsa da, bu söylentilerin hukuk çerçevesinde herhangi bir doğruluk payı bulunmamaktadır.
Velayet konusunda çocuğa iyi bir hayat sağlayabilecek ebeveyn tercih edilmektedir.
Boşanma Davası Ve Ayrılık Kararı
Boşanma davası süresinde hakimler belirlenen delillere göre davanın reddine ya da kabulüne karar verir. Kanunlarımıza göre kusurlu olan tarafın dava açmaya hakkı bulunmamaktadır.
Bu nedenle hakim çiftin yakınlarından tanıklık isteyerek kusurlu olan tarafı tespit eder ve davayı açan tarafın kusurlu olduğuna karar verilirse dava reddedilir.
Davanın reddedildiği tarihten sonraki 3 yıl içerisinde taraflar yeniden bir araya gelmeyi başaramamış ise taraflardan birisi yeniden dava açarak 3 yıldır ayrı olduklarını ispatlayabilirse boşanmanın gerçekleşmesini sağlayabilir.
Taraflardan birisinin boşanmak istememesi durumunda gerekli dosyaların mahkemeye teslim edilmesi ve tüm belgelerin tamamlanması durumunda hakimin vereceği karara göre dava reddedilebilir ya da kabul edilebilir. Bu durum davalı tarafın iddialarını ispatlaya bilmesine bağlıdır.
Ayrılık Süresi Ne Kadardır?
Türk Medeni Kanunu’na göre hakim ayrılık süresini 1 yıldan 3 yıla kadar süre verebilir. Bu sürenin başlama tarihi ise ayrılık kararının kesinleşmesinden itibarendir.
Türk Medeni Kanunu’nun 171. Maddesinde de belirtildiği üzere;
“Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.”
Hakim, tarafların ayrılığına karar verirken ayrılık sürelerine de karar verecektir. Ayrılık süresi, kanunun verdiği sınırlar içerisindedir, ancak hakimin takdirinde sınırlar içerisinde belli bir süre verebilmektedir. Bunun yanında, taraflar adına verilen ayrılık süresi, mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacaktır.
Mahkemenin vermiş olduğu karar, kesinleşmemiş ise ayrılık için süre de başlamamış olacaktır. Bu nedenle karar kesinleştirme prosedürünü iyi takip etmek gerekmektedir. Mahkemenin vermiş olduğu kısa karar sonrası, gerekçeli kararın yazılması beklenmelidir. Gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmelidir.
Ayrılık kararına taraflardan birisi itiraz etmiş ve yerel mahkemenin kararı bir üst merciiye gönderilmiş ise karar kesinleşmemiş olacaktır. Karar, üst merciiye gönderildiğinden kesinleşmemiş olacak ve bu nedenle mahkeme tarafından verilen ayrılık süresi başlamamış olacaktır.
Ayrılık Süresi Nasıl Sona Ermektedir?
Ayrılık süresi, mahkemenin takdir etmiş olduğu süre, sona erdiği vakit kendiliğinden sona erecektir. Taraflar ayrılık süresi içerisinde ayrı geçirmiş ve ortak hayat yeniden kurulamamış ise eşlerden birisi boşanma davası açabilme hakkına sahiptir.
Boşanma talepli davayı açacak olan taraf, ilk davada öne sürmüş olduğu ve kanıtlayabildiği durumları da ileri sürebilir. Mahkeme, tarafların boşanma davasında ilk davadaki delil ve olayları da karar verirken mutlaka göz önünde bulunduracaktır.
Ayrılığa Dayalı Boşanma Davası
Ayrılık süresi içerisinde ya da bittikten sonra eşler müşterek hayatına geri dönmezlerse; her iki taraf boşanma davası açma hakkına sahiptir. Hakim, ortak hayat yeniden kurulmamışsa başkaca bir sebep aramaksızın eşlerin boşanmalarına karar verebilir. Bu nedenle taraflar, ayrılık süresi sona erdikten sonra tekrardan bir araya gelmediklerinden bahisle boşanma davası açabilir.
Ayrılık kararı için verilen sürenin sona ermesi değildir, boşanmak isteyen taraf boşanmak istediği müddetçe boşanma talepli dava açabilir. Ancak ayrılık kararı öncesinde sunulan boşanma sebeplerinden ayrı bir boşanma sebebi doğmuş ise ayrılık süresinin sona ermesini beklemeden boşanma davası açabilecektir.
Örneğin taraflar arasında geçimsizlik olup evlilik birliğinin temelinden sarsılması ile boşanma davası açılır ve mahkeme, tarafların ayrılmasına karar verebilir. Bu süre içerisinde eşlerden birisi, eşinin kendisini aldattığını ve hatta birlikte sevgilisi ile otelde kaldığını öğrenir ise zina nedeniyle boşanma davası açabilecektir.
Tarafların ayrılık süresi sonunda taraflardan birisi boşanma talepli dava açabilir. Ancak diğer taraf, boşanmak istemiyor ve diğer eşin kendisi ile barışmak istediğini, evde birlikte karı-koca ilişkisi içerisinde devam ettiğini delil ile ispat ederse boşanma davası açan kişinin dava reddedilebilir.
Mahkeme, tarafların ikinci defa ayrılığına karar vermez ya da ayrılık süresinin uzatılması yönünde bir karar veremez. Bu noktada geri dönülmez hatalar olmaması için bir boşanma avukatı ile sürecinizi yönetebilirsiniz.
Boşanma Davası ile Ayrılık Davası Arasındaki Fark
Boşanma davasında, mahkeme tarafların evliliğin bitimine karar vermektedir. Ayrılık davasında ise evlilik devam etmekte olup evlilik sona ermemektedir.
Taraflardan birisi boşanma davası açmış ise hakim ortak hayatın yeniden kurabileceği kanaatinde ise ayrılık kararı verebilir. Ancak ayrılık talebi ile dava açılmış ise mahkeme, tarafların boşanmasına karar vermeyecektir.
Boşanma davası sona erdiğinde tarafların evliliği de sona erecektir. Evliliği sona eren çiftlerin birbirlerine olan sadakat yükümlülüğü de sona erecektir. Ancak ayrılık kararı verilen çiftlerin birbirlerine olan sadakat yükümlülüğü de devam edecektir. Bu nedenle hakkında ayrılık kararı veren çiftler, eşine sadık olarak yaşamalıdır. Ayrılık süresi içerisinde başka biri ile duygusal bağ ya da cinsel birliktelik kurulduğu vakit sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmış olacaktır.
Boşanma Davası ile Ayrılık Davası Arasındaki Benzerlikler
Her iki davada taraflar, boşanmaya neden olan sebepleri ileri sürebilir. Ayrılık davası açan taraf, boşanma sebeplerini ileri sürerek ayrılık talep edebilir.
Boşanma davası devam ederken mahkeme taraflar adına velayet, nafaka, mal yönetimi gibi tedbirler almakla yükümlüdür. Mahkemenin alacağı tedbirler, ayrılık davası için de geçerlidir. Hakim mahkeme devam ederken alınacak olan geçici önlemleri ayrılık davasında da re’sen (doğrudan) almalıdır.
Boşanma davasında verilen karara itiraz edilebileceği gibi hakimin vermiş olduğu ayrılık kararına da tarafların itiraz etme hakkı bulunmaktadır.
Boşanma davası ve ayrılık davası devam ederken taraflar ayrı şehirde bulunabilirler. Şehir değiştirme davanın devamı için bir engel değildir.
Boşanma ve ayrılık davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir.
Boşanma ve ayrılık davasında yetkili mahkeme de tarafların dava açılma tarihinden önceki altı ay birlikte yaşadıkları konut ya da eşlerden birinin yerleşim yeridir.
Taraflardan Birisi Boşanma Değil, Ayrılık Davası Açmış İse
Eşlerden biri ayrılık davası açılmışsa eşlerin boşanmalarına karar veremez.
Türk Medeni Kanunu’nun 170. Maddesinde de belirtildiği üzere;
“Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.”
Ayrılık davası aile mahkemesinde görülmektedir. Yer bakımından yetkili mahkeme ise eşlerin son altı aydan beri oturdukları yer ya da eşlerden birinin ikamet ettiği yerde açılır.
Türk Medeni Kanunu’nun 168. Maddesinde de belirtildiği üzere;
“Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.”
Ayrılık Kararının Evliliğe Olan Hukuki Etkisi
Mahkeme tarafların ayrılığına karar vermiş ise evliliğine etki edecek hukuki durum boşanma kararında olduğu gibi sonuç doğurmayacaktır. Sonuç olarak ayrılık kararı ile tarafların evliliği devam edecek, boşanma kararı ile tarafların evliliği devam edecektir.
Ancak yine de evliliğin devamında, ayrılık kararı verilen çiftler adına velayet, nafaka, mal paylaşımı gibi hususlarda ne tür değişiklikler olacağı uygulamada çok sık karşılaşılan konulardır.
Ayrılık Kararı ile Nafaka
Tarafların evliliği devam ettiği müddetçe eşinden maddi yardım görmeyen eş, şartları oluştuğu takdirde tedbir nafakası talep edebilme hakkına sahiptir. Mahkeme, ayrılık kararı vermiş olduğu taraflardan birisine de şartlar oluştuğu takdirde tedbir nafakasına hükmedebilecektir.
Eşlerden birisinin kazancı bulunmuyor ise diğer eşten ayrılık süresi boyunca nafaka bağlanmasını talep edebilecektir. Mahkeme, ayrılık davası tarihinden itibaren ayrılık süresi boyunca nafaka ödenmesini ilişkin karar verebilir.
Diğer bir husus da iştirak nafakasıdır. İştirak nafakası müşterek çocuklardan velayet kime bırakılmış ise boşanma davasının kesinleşmesi ile çocuğa ödenen nafaka türüdür. Tarafların müşterek çocuğu bulunuyor ve ayrılık kararı ile velayeti verilen eşe ayrılık süresi boyunca tedbir nafakası ödenmesine hükmedebilecektir.
Mahkeme tarafından bağlanacak olan nafaka, dava tarihinden itibaren başlayıp ayrılık kararı süresi boyunca devam edecek şekilde karar verilecektir.
Ayrılık kararında da boşanma davalarında da velayet hususunda velayet verilecek olan eşte maddi durum da önemlidir. Ancak önemli olan velayette, çocuğun bakımı ve gözetimidir. Çocuğun hangi ebeveynde kalması çocuk açısından daha iyi olacaksa öncelikli olarak çocuğun velayeti o ebeveynde kalması adına karar verilecektir. Maddi durumu iyi olmayan ebeveynde kalmasının çocuk açısından daha iyi olacağı kanaatine varıldığı vakit çocuk, o ebeveynde kalacaktır. Mahkeme, velayeti vermiş olduğu ebeveyne nafaka ödenmesini isteyecektir.
Ayrılık Kararı ile Velayet
Çocuğun velayeti, evlilik içerisinde müşterek ve ortak olarak her iki ebeveyndedir. Ancak mahkeme tarafından ayrılık kararı verilmiş ise boşanmada olduğu gibi velayet ebeveynlerden birisine verilecektir. Mahkeme, velayeti eşlerden birine verdiği zaman diğer eş adına çocukla arasında kişisel ilişki tesis edilecektir. Mahkemenin kuracağı kişisel ilişki tesisi içerisinde velayeti vermediği eş ile çocuk arasında göreceği günler kurulacaktır.
Velayet kararı, mahkemenin takdirinde bir konudur. Ancak velayet kararında, hakim, çocuktan yana bir karar verebilecektir. Çocuk idrak yaşında ise çocuğa annede mi babada mı kalmak istediği pedagog eşliğinde sorulacaktır. Velayet kararında çocuk idrak yaşında değil ise yaşına göre annede mi babada mı kalacağına genel uygulamalar ve belli araştırmalar sonucu karar verecektir.
Ayrılık Kararı ile Mal Rejimi
Taraflar arasında verilen ayrılık kararı evliliğin devamı niteliğinde olduğundan evlilik birliğindeki uygulanan mal rejimi ayrılık kararında da devam edecektir. Taraflardan birisi mahkemeye başvurarak aralarındaki mal rejimini mal ayrılığına çevrilmesi talebiyle mahkemeye başvurabilir. Diğer bir durum da taraflardan birisi ayrılık kararı talebi ile mahkemeye başvurur ve aynı zamanda mal ayrılığını da talep edebilir. Mahkemeden mal ayrılığının ayrılık kararı ile birlikte talebinde mahkeme mal ayrılığına karar verebilir.
Ayrılık Davası Açma
Ayrılık davası açılması konusunda yetkili mahkeme boşanmada olduğu gibi aile mahkemeleridir. Eşlerden birinin ikametinde ayrılık davası açılabileceği gibi son altı 6 eşlerin birlikte ikamet ettikleri yerdeki aile mahkemesine eşlerden birinin ayrılık davası dilekçesi ile başvurması halinde ayrılık davası açılabilmektedir.
Ayrılık davası zina veya akıl hastalığı dışında boşanmaya neden olacak diğer durumların varlığı halinde açılabilmekte ve eşlerin barışma ihtimallerinin kuvvetli olduğuna mahkemece kanaat getirilmesi halinde ayrılığa karar verilmektedir.
Ayrılık davasına karar verilmesi halinde 1 yıldan az 3 yıldan fazla olmamak üzere mahkeme eşlerin ayrı yaşaması konusunda hüküm açıklamaktadır.
Ayrılık kararının kesinleşmesiyle verilen süre işlemekte ayrılık süresinin doğmasıyla eşlere boşanma davası açma hakkı doğmaktadır. Ayrılık kararının hükmü eşler barıştığı takdirde ortadan kalkmaktadır.
Boşanma Yerine Ayrılık Kararı Verilebilir Mi?
Medeni kanuna göre mahkeme boşanma sebeplerinin varlığının ispatlanması durumunda ya boşanmaya ya da ayrılığa takdir yetkisini kullanarak karar verme hakkına sahiptir.
Boşanma yerine hakimin ayrılık kararı vermesi barışma ihtimalinin göz önüne alındığı durumlarda verilmekte ve ayrı yaşamaya karar verilen süre dolduğunda eşlerin her ikisi içinde tekrar boşanma davası açma hakları ortaya çıkmaktadır.
Ayrılık Davasında Nafaka ve Velayet
Ayrılık davasında veya boşanma yerine ayrılık kararının verilmesi halinde geçici velayet ve nafaka konularında mahkeme hüküm verebilmektedir. Ayrılık davasında nafaka talep edilmesi halinde tedbir nafakası ihtiyaç sahibi olan eşin bakımı, geçiminin sağlanması ve çocukların bakım ve korunmalarının sağlanmasına yönelik olarak verilebilmektedir.
Mahkeme eşlerin sosyal ve ekonomik durumları inceleyerek ayrılık kararıyla birlikte ayrılık süresince tedbir nafakasına hükmedebileceği gibi çocukların geçici velayetinin kimde kalacağı konusunda da ayrılık davası karar aşamasında veya boşanmaya değil de ayrılığa karar vermesi halinde karar vermektedir.
Boşanma Davası Ve Ayrılık Kararı
Boşanma davası süresinde hakimler belirlenen delillere göre davanın reddine ya da kabulüne karar verir. Kanunlarımıza göre kusurlu olan tarafın dava açmaya hakkı bulunmamaktadır.
Bu nedenle hakim çiftin yakınlarından tanıklık isteyerek kusurlu olan tarafı tespit eder ve davayı açan tarafın kusurlu olduğuna karar verilirse dava reddedilir.
Davanın reddedildiği tarihten sonraki 3 yıl içerisinde taraflar yeniden bir araya gelmeyi başaramamış ise taraflardan birisi yeniden dava açarak 3 yıldır ayrı olduklarını ispatlayabilirse boşanmanın gerçekleşmesini sağlayabilir.
Taraflardan birisinin boşanmak istememesi durumunda gerekli dosyaların mahkemeye teslim edilmesi ve tüm belgelerin tamamlanması durumunda hakimin vereceği karara göre dava reddedilebilir ya da kabul edilebilir. Bu durum davalı tarafın iddialarını ispatlaya bilmesine bağlıdır.