Mağdur ve Şikayetçi Avukatı
Mağdur ve Şikayetçi Avukatı
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, bilindiği üzere şahsi dava kurumuna yer vermemiştir.
Buna karşın, getirilen hükümlerle şikâyetçi ve mağdura bazı önemli haklar tanınmış ve bunların hukukî durumları, şahsi davacıya göre daha iyi bir seviyeye yükseltilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile getirilen hükümlerle, şikâyetçi ve mağdur soruşturma aşamasında daha aktif olabilmesine imkân sağlanmıştır.
Bu şekilde müşteki ve mağdurun, kolluk ve Cumhuriyet savcılığından delil toplanmasını talep edebilme, soruşturmanın selâmetini bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteyebilme,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 153 üncü maddesinin altıncı fıkrasına uygun olarak avukat vasıtasıyla soruşturma belgelerini ve muhafaza altına alınan eşyayı inceletebilme, Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararının denetlenmesini talep edebilmesi mümkün hale gelmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Mağdur ve şikâyetçiye son soruşturmada da bazı haklar tanınmıştır.
Kovuşturma aşamasında müşteki ve mağdura, duruşmadan haberdar edilme, kamu davasına katılabilme, katıldığı kamu davasında kişisel haklarını isteyebilme, tutanak ve belgelerden örnek isteyebilme, tanıkların davetini isteyebilme, avukatı yoksa, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251 inci maddesi gereğince baro tarafından bir avukat atanmasını isteyebilme, davaya katılmış ise kanun yollarına başvurabilme hakları tanınmıştır.
Ayrıca bütün bu hakların, mağdur ve şikâyetçiye anlatılıp açıklanması ve bu hususun tutanağa geçirilmesi öngörülmüştür.
Mağdur ile şikâyetçinin hakları, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 234. Maddesinde hüküm altına alınmıştır. Bu hakları soruşturma aşamasında ve kovuşturma aşamasında olmak üzere iki ayrı başlık altında incelemek mümkündür.
Mağdur ve şikâyetçinin soruşturma aşamasındaki hakları
Mağdur ve şikâyetçinin soruşturma aşamasındaki hakları şunlardır:
1) Delillerin toplanmasını isteme hakkı.
2) Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme hakkı.
3) Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,[3]
4) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 153 üncü maddesine uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve elkonulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme hakkı.
5) Cumhuriyet savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına kanunda yazılı usule göre itiraz hakkını kullanma.
Mağdur ve şikâyetçinin kovuşturma aşamasındaki hakları
Mağdur ve şikâyetçinin kovuşturma aşamasındaki hakları şunlardır:
1) Duruşmadan haberdar edilme,
2) Kamu davasına katılma,
3) Tutanak ve belgelerden örnek isteme,[4]
4) Tanıkların davetini isteme,
5) Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,[5]
6) Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma.
18 yaşından küçük çocuklar, sağır veya dilsizleri ile derdini anlatamayacak derecede malül kişilere vekil görevlendirilmesi zorunluluğu
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 234. Maddesinin ikinci fıkrasına göre mağdur, onsekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, istemi aranmaksızın bir vekil görevlendirilir.
Yasal düzenleme ile çocuk sanıklar için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 150. Maddesinin 2. Fıkrasında zorunlu vekil ataması getirilmiş ve yargılamanın yürütülmesi için bu husus yeterli görmüştür. Ayrıca velinin hazır bulundurulması ya da vasi atanmasını öngörmemiştir.
Bundan başka, mağdurun velisinin, zorunlu vekil yanında mağdurun haklarını koruyucu olarak bulunmasına ve haklarını takip etmesine yasal olarak herhangi bir engel yoktur.
Bu nedenle ceza yargılamasının yürütülüp sonuçlandırılmasının da, atanan zorunlu vekil tarafından küçük-mağdurun haklarının temsil edildiği ve korunduğu durumlarda, zorunlu vekilin davaya müdahillik ve temyiz istemini kabul etmek, kanuna ve kanun koyucunun hükmü düzenleyiş amacıyla uyuşmaktadır.
Bu konuda mağdurun veya velisinin iradesiyle, zorunlu vekilin iradelerinin çelişmesi halinde de kanundan kaynaklanan zorunluluk nedeniyle zorunlu vekilin, mağdur lehine yapılan işlemler yönünden iradesine üstünlük tanınması gerekmektedir.
Belirtmek gerekir ki, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 234. maddesinde belirtilen hakların tamamı mağdur lehine olan ve kullanılması başka bir kişi veya kurumun onayına bağlı olmayan haklardır.
Bu nedenle zorunlu vekilin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 234/1-a, 2, 6. maddeleri gereğince kamu davasına katılma ve sonuçlanan kararı temyiz etme hakkına sahip olduğu kabul edilmelidir.
Hakların anlatılıp, tutanağa bağlanması zorunluluğu
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 234. Maddesinin üçüncü fıkrasında ise bu hakların, suçun mağdurları ile şikâyetçiye anlatılıp açıklanması ve bu hususun da tutanağa yazılması hüküm altına alınmıştır.
Mağdur ne demek CMK?
Gerek TCK. nu gerekse CMK.nunda mağdur, suçtan zarar gören ve şikayetçi kavramlarının özenli bir şekilde ve belirli bir anlamda kullanılmadığı görülmektedir. Mağdur teriminin, sözlük anlamı, “Haksızlığa uğramış kimse, kıygın”, “suçtan veya haksız eylemden zarar gören kimse”dir.
Mağdur ve Şikayetçi Avukatı
Mağdur ile suçtan zarar gören farkı nedir?
Mağdur, suçtan doğrudan doğruya zarar gören kişidir. Suçtan zarar gören ise, suç tanımıyla korunan hak ve menfaatin dışında kalan hak ve menfaatleri zarar gören kişilerdir.
Fail ve mağdur nedir?
İşlenen her bir suç iki tarafın arasında ortaya çıkar. Taraflardan birini mağdur diğerini ise fail oluşturur. Suç genel teorisinde kendine has bir yeri olan bu iki kavramın sınırlarının ortaya konulması gereklidir.
Mağdura avukat atanır mı?
Mağdura tanınan haklar çerçevesinde, maddî ve hukukî durumu elverişli olmayan katılanlara, istemleri halinde baro tarafından avukat seçimi hakkı getirilmiştir.
Zorunlu müdafilik görevi ne zaman sona erer?
Soruşturma evresinde görev, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi, yetkisizlik ve görevsizlik kararı, kamu davası açılması halinde ise iddianamenin kabulü kararı verilmesi ile sona erer.
Mağdur ve Şikayetçi Avukatı İstanbul