YABANCILAR VE VATANDAŞLIK HUKUKU

Uluslararası Çocuk Kaçırma ve Çocuğun İadesi Davası

Uluslararası Çocuk Kaçırma ve Çocuğun İadesi Davası

Yabancılık unsuru taşıyan evliliklerde evliliğin sona ermesi veya evlilik içinde birtakım sorunların ortaya çıkması uluslararası çocuk kaçırmayı da beraberinde getirebilmekte. Boşanmakta olan veya evliliği sarsılan taraflardan biri müşterek çocuğu alarak yurt dışına kaçırabilmekte, çocuğun diğer eş ile görüşmesine engel olabilmekte.

Bu durumların ortaya çıkması uluslararası hukuk kapsamında çözümlenmesi gereken bir durumdur. 1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi bu sorunu çözüme ulaştırmak amacıyla akit devletlerce imza altına alınmıştır.

Uluslararası Çocuk Kaçırma ile ilgili olarak bir çok ülkenin taraf olduğu 1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesini imzalayan Türkiye açısından anılan sözleşme 01/08/2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bilahare; bu Sözleşmenin uygulanmasını sağlamaya yönelik usul ve esasları düzenleyen ve 04/12/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanun ise ayrıntılı düzenlemeler getirmiştir.

Sözleşmeye taraf olan ülkeler: Türkiye açısından Sözleşmeye taraf devletler; Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Bahama Adaları, Belarus, Belçika, Belize, Bosna-Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Burkina Faso, Çek Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti, Danimarka, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator, El Salvador, Estonya, Fiji Adaları, Finlandiya, Fransa, Guatemala, Güney Afrika, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, Honduras, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Kanada, Karadağ, Kolombiya, Kosta Rika, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Malta, Meksika, Moldova, Monako, Mauritius, Nikaragua, Norveç, Özbekistan, Panama, Paraguay, Peru, Polonya, Portekiz, Romanya, Saint Kitts ve Nevis, San Marino, Seyşeller, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Sri Lanka, Şili, Tayland, Trinidad ve Tobago, Türkmenistan, Ukrayna, Uruguay, Venezuela, Yeni Zelanda, Yunanistan, Zimbabve’dir.

Sözleşmede öngörülen yükümlülükleri yerine getirmek üzere Adalet Bakanlığı, Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü “Merkezî Makam” olarak belirlenmiştir. 5717 sayılı Kanun’un 5’inci maddesi uyarınca; Merkezi Makam görevlerini mahalli Cumhuriyet başsavcılıkları aracılığıyla yürütür.

Merkezi Makamın görevleri: Merkezi makam görevlerini mahalli Cumhuriyet başsavcılıkları aracılığı ile;

-Sözleşme kapsamında çocuğun iadesi veya çocukla şahsî ilişki kurma hakkının kullanılması konusunda bir başvurunun yapılmasını müteakip çocuğun bulunduğu yeri tespit etmek,

-Çocuğun menfaatlerinin korunması için kolluk ve diğer yetkili makamların görevlendirmesi de dahil olmak üzere, gerekli bütün tedbirleri almak,

– Çocuğun, kendisini kaçırmış olan kişinin rızası ile iadesi veya taraflar arasında sulh yoluyla bir çözüme ulaşılması için gerekli girişimlerde bulunmak,

– Çocuğun, kendisini kaçırmış olan kişinin rızası ile iadesi veya taraflar arasında sulh yoluyla bir çözümün bulunması mümkün değilse, çocuğun iade edilip edilmeyeceği veya şahsî ilişkinin kurulması konusunda bir karar verilmek üzere yetkili mahkemede dava açmak,

Sözleşmenin kapsamı , Sözleşmeye göre 16 yaşını tamamlamamış çocuğun, velâyet hakkı ihlâl edilerek bir ülkeden diğer bir ülkeye götürülmesi veya alıkonulması halinde, derhal mutad meskeninin bulunduğu ülkeye geri dönmesini veya şahsi ilişki kurma hakkının tesis edilmesini sağlamaktır.

Başvuru Süresi

Çocuğun yurt dışına kaçırılması halinde sözleşme uyarınca çocuğun iadesi için dava açılmak üzere yapılması gereken başvurunun 1 yıllık süre içinde yapılması gerekmektedir. Sözleşme uyarınca 1 yıllık süre içinde yapılmayan başvurularda çocuğun iadesi için yapılan başvuruların reddine karar verilmektedir. Bu sebeple süre önem taşımaktadır.

Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi kapsamında çocuğun iadesinin talep edilebilmesi için çocuğun 16 yaşını tamamlamamış olması gerekmektedir. Sözleşme kapsamında çocuk tanımı 16 yaşını tamamlamamış kişi olarak yapılmıştır.

Uluslararası çocuk kaçırma kapsamında iade talepli başvuruyu sadece velayet hakkına sahip ebeveyn değil, kişisel ilişki tesisi talep eden diğer ebeveyn de yapabilir. Çocuğun iadesine karar verilmesinde velayetin kimde olduğunun önemi bulunmamaktadır.

Zira; çocuğu mutad meskeni dışına kaçıran velayet hakkına sahip anne-baba da olabilmektedir.

Sözleşme kapsamında kaçırılan çocuğun iadesine karar verilebilmesi için çocuğun menfaatinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu sebeple iade talebiyle yapılan başvurularda iade edecek olan ülke yargısı bu hususu da inceleme konusu yapmaktadır.

Çocuk Kaçırma Kapsamına Giren Durumlar

Velayeti sadece kendisine verilen bir anne veya baba, çocuğuyla yurt dışına gidebilir. Bunda hukuken bir sorun yoktur.

Zira velayet hakkı sadece çocukla yurt dışına giden anne ya da babaya aittir. Ancak devam eden bir evlilikte velayet, anne/baba tarafından ortak kullanıldığından bu kararı beraber almalıdırlar.

Anne veya babadan biri, diğerinden habersiz şekilde çocukla yurt dışına giderse amaca bakılmalıdır. Eğer çocuk geçici olarak yurt dışına götürülmüşse ve diğer ebeveynle çocuğun ilişkisini kesme bir gaye yoksa kaçırma fiilinden söz edemeyiz.

Bir ebeveynin çocukla başka ülkeyi gitmesinin Lahey Sözleşmesi kapsamına girmesi için öncelikle bir ebeveynin, diğer ebeveynin izni olmadan gerekir.

İkinci olarak çocukla başka ülkeye gitme amacının diğer ebeveynle çocuğun iletişimini kesme amacı taşıması gerekir. Bu iki şartın gerçekleşmesi şartıyla aşağıdaki durumlar çocuk kaçırma kapsamındadır.

Ortak velayet devam ediyorken anne veya babanın çocuğu başka ülkeye götürmesi.
Boşanma davası devam ediyorken, geçici velayetin verilmediği ebeveynin çocuğu yurt dışına götürmesi.

Boşanma davası sonrası velayet hakkı kendisine verilmeyen anne veya babanın çocuğu yurt dışına çıkartması.

Çocuğun Annesi Tarafından Yurt Dışına Kaçırılması

Eğer anne, babadan habersiz şekilde ve babanın rızası olmadan çocuğu babaya göstermemek amacıyla çocuğu başka ülkeye götürmüşse, bu kesin bir hukuka aykırılık teşkil eder.

Uygulamada genelde çocukların kendi anneleri tarafından babadan kaçırıldığı olaylar daha yaygındır. Bu şekilde izni olmadan velisi olduğu çocuğun kaçırılması durumunda velayet sahibi baba yasal işlem başlatmalıdır.

Çocuğun Baba Tarafından Başka Ülkeye Götürülmesi

Aynı şekilde baba, annenin devam eden velayet ilişkisine rağmen çocuğu izinsiz başka ülkeye götürürse velayet hakkı suistimal edilmiş olacaktır. Eğer kısa bir gezi söz konusu ise hukuka aykırılıktan söz etmek mümkün değildir.

Ancak çocukla yurt dışında beraber gitmenin amacı çocuğu anneye göstermemek ise velayet hakkının kötüye kullanılması söz konusudur. Çünkü hiçbir veli, velayet hak ve yetkilerini diğer velinin hak ve yetkilerini kısıtlamak için kullanamaz.

Uluslararası çocuk kaçırma suçu ve bu kapsamda kaçırılan çocuğun iadesi işlemleri için başvurular ve davanın takibi açısından avukat desteği alınmalıdır. Uluslararası çocuk kaçırmaya ilişkin başvurular ve davaların takibi açısından tarafımızla iletişime geçebilirsiniz.

Uluslararası Çocuk Kaçırma ve Çocuğun İadesi Davası

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu