MANŞET

Tanıma Ve Tenfiz Davası Nerede Açılır?

Tanıma Ve Tenfiz Davası Nerede Açılır?

Yabancı mahkemeden alınmış bir mahkeme kararı kendiliğinden Türkiye’de geçerlilik kazanmamaktadır. Kararın geçerlilik kazanması için Türk mahkemelerinde tanıma ve tenfizinin yapılmış olması gerekir. Tanıma ve tenfiz davasını açabilecek olan kişiler ise kanunda “hukuki yararı” bulunanlar açısından öngörülmüştür. Nitekim Yargıtay vermiş olduğu bir kararda; “Yabancı ilamın taraflarından birinin boşanma sonrasında ölmüş olması halinde; ölenin mirasçıları ve ilamın diğer tarafının boşanma kararının tanıma ve tenfizini istemekte hukuki yararları olduğu kabul edilmiştir.”

Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (5718 s. MÖHUK md 58). Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (5718 s. MÖHUK md. 59). Diğer bir ifade ile, taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar.
Yabancı ilamın taraflarından biri daha sonra ölmüş olsa bile, ölenin mirasçılarının ve ilamın diğer tarafının, o ilamın tanınmasını istemekte hukuki yararları vardır. Hukuki yararı bulunan herkes de yabancı mahkeme ilamının tanınmasını ve tenfizini iseyebilir (5718 s.MÖHUK. md. 52/1) ( 2. Hukuk Dairesi         2015/21225 E.  ,  2016/508 K.)

Tanıma Ve Tenfiz Davası Dilekçesine Eklenmesi Gereken Belgeler

Tanıma ve tenfiz istemi mahkemeye dilekçe vermek suretiyle yapılır. Dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmesi gerekir. Dilekçede yer alması gereken hususlar şunlardır:

  • Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri.
  • Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özeti.
  • Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğu.

Aynı zamanda tenfiz dilekçesine ek olarak eklenmesi gereken bazı belgeler vardır:

  • Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi.
  • İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi.

Türk Milletlerarası Özel Hukukunda, yabancı mahkemelerin hukuk davalarına ilişkin olarak verdikleri ve o devletin kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların tenfizi ve tanınmasına ilişkin davalarda; tenfiz dilekçesine, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesinin; ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi zorunludur. Bu belgelerde eksiklik varsa yargılama sırasında tamamlanması mümkündür. Bu kapsamda tanıma ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının o makamlar tarafından onaylanmış aslının bulunması yeterlidir. Yabancı mahkeme tarafından ilama ait  örneğin verilmesi halinde; bu örnek ilamın onaylanması gerekir. Ancak ilamın bizzat aslı verilmişse “aslı ile aynı olduğu” şeklinde bir şerhin olması gerekmez. Aynı zamanda ilamın altında yabancı mahkeme hakiminin imzasının bulunmaması o ilamı “asıl” olmaktan çıkarmamaktadır.

Yabancı mahkemeden alınmış bir kararın tanıma ve tenfizinin istenebilmesi için o ilamın kesinleşmiş olması gerekir. Yani kararın başka bir üst merci veya başka bir merci tarafından görülmeye devam edilmiyor olması gerekir. Buna ilişkin olarak ilamın kesinleştiğine ilişkin yetkili makamlardan yazı alınması gerekir.

Tanıma Ve Tenfiz Davası Nerede Açılır?

Nitekim Yargıtay’ın vermiş olduğu bir kararda;

Dosyaya yabancı mahkeme kararının aslı sunulmuştur. Sunulan yabancı ilam, ilamı veren yargı organı tarafından verilen örnek olmadığına göre, “aslının aynı olduğuna” ilişkin bir onay şerhinin aranmasına lüzum yoktur. İlamda yer alan soğuk ve Edmontan Bölge Mahkemesine ait olduğu apostilde belirtilen ıslak mühür, ilamın asıl olduğunu göstermektedir. Hakim imzasının bulunmaması, ilamı “asıl” olmaktan çıkarmaz. Bu bakımdan kararda ayrıca “hakimin imzasının” varlığı şart değildir. Yabancı mahkeme kararının aslı dosyaya sunulmuş olup, tanıma kararı verilmesine yeterlidir. Eksik olan kararın Türkçe tercümesinin onaysız olmasıdır. Sunulan tercümenin o yerdeki Türk konsolosluğu tarafından veya noter tarafından yapılmış olması zorunludur. Dosyaya sunulan geçici karara ve son karara ilişkin tercüme,konsolosluk tarafından onaylanmadığı gibi, noter tarafından da yaptırılmamıştır. Sunulan Türkçe tercüme bu haliyle, tanımaya elverişli değildir. O halde, davacıya yabancı mahkemece verilen 10.09.2012 tarihli geçici kararın ve 27.02.2013 tarihli son kararın o yerdeki Türk konsolosluğu tarafından onaylanmış veya noter tarafından yaptırılan Türkçe tercümesini sunması için uygun süre verilmeli, eksiklik tamamlandığı takdirde, tanıma talebinin 5718 sayılı Yasanın 58/1. maddesinde gösterilen şartları incelenip, hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmeli, verilen süre içinde eksiklik tamamlanmaz ise, davanın usulden reddi yönüne gidilmelidir. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. (2. Hukuk Dairesi         2014/17694 E.  ,  2014/25089 K.)

 

Eğer yabancı mahkeme tarafından verilen ilamın o ülke makamları tarafından onaylanmış örneği bulunmuyorsa; fotokopi ilamı ile kararın tanıma ve tenfizine ilişkin karar verilemez. Ancak bu halde davacıya eksikliğin tamamlanması için süre verilmesi gerekir. Eksikliğin süre içerisinde tamamlanmaması halinde davanın “usulden reddine” gidilecektir.

Tanıma ve tenfiz isteğine ilişkin dilekçe ekinde, yabancı mahkeme kararının aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği mevcut olmayıp, onaysız fotokopisi bulunmaktadır. İlamı veren yargı organının onayını taşımayan fotokopi belge esas alınarak hüküm tesis edilemez. Bu bakımdan davacıya, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğini ibraz etmesi için uygun süre verilmeli, eksiklik tamamlandığı takdirde, tanıma talebinin 5718 sayılı Yasanın 58/1. maddesinde gösterilen şartları taşıyıp taşımadığı incelenip, hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmeli, verilen süre içinde eksiklik tamamlanmaz ise, davanın usulden reddi yoluna gidilmelidir. ( T. 2. H.D 2015/15599 E., 2015/24938)

 

Tanıma Ve Tenfiz Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme

Tanıma ve tenfiz kararları için görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. yetkili mahkeme ise sırasıyla şunlardır:

  • tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri,
  • yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden,
  • Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebiliristemi dilekçe ile başvurulması gerekir.

 

Tanıma Ve Tenfiz Davası Nerede Açılır?

Stajyer Av. Merve ÇATAR

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu