MANŞET

Haksız Tahrik

Haksız Tahrik

Filin kendi kusuru olmaksızın başkalarının haksız hareketleri sonucunda kapıldığı hiddet veya elemin tesiriyle bir “tepki suçu” işlemesi, işlediği tepki suçunun cezasının da bu nedenle bir miktar indirilmesidir.

Cezanın azaltılması iki nedenle açıklanmıştır: Psikolojik nedenler: psikolojide heyecanların bir türü olarak kabul edilen hiddet halidir. İnsan hiddete kapılırsa iradesi zayıflar, daha kolay suç işler.

Objektif ya da hukuksal nedenler: Tahrik edildiği için suç işleyen kimse, tek başına suç işlemiş sayılmaz. Mağdurun da, yani onu tahrik edenin de suçu vardır. Sadece faili sorumlu tutmak haksızlıktır.

HAKSIZ TAHRİK ŞARTLARI NELERDİR

Karşı tarafın tahrik edici hareketlerde bulunması durumunda, suç işleyen kişinin hiddete veya şiddete kapılarak aslında yapmayı planlamadığı bir suç eylemini gerçekleştirmesi durumudur. Haksız tahrikin şartları Türk ceza kanunun 29. Maddesi üzerinden haksızlıkla karşılaştığı bir durumda şiddete, hiddette ve eleme kapılması durumuna girilmesi kabul görmektedir. Haksız tahrikin nasıl gerçekleştirdiği ve derecesinin ne olduğu üzerinden ceza indirimi verilmesi hakkı kanunlarca ön görülmüş, bunun üzerine hukuk maddelerinde yerini almıştır. Yargıtay kararıyla belirlenen haksız tahrik şartları olarak;

1- Haksız tahrike neden olan fiil olması,

Şartlarının oluşabilmesi için mağdurun faile karşı somut bir haksız fiil ika etmesi gerekir. Ortada somut bir fiil olmadan failin mağdur hakkındaki kişisel kanaatleri, mağdurun geçmişi, fail ile mağdur arasındaki ilişki gibi kriterlerden hareketle failin haksız tahrik altında suç işlediği savunmasına bir hukuksal değer atfedilemez. Mantıksal çıkarım yoluyla somut bir fiil olmadan mağdurun faile karşı haksız bir fiil ika edeceği düşüncesi haksız tahrik uygulamasında kabul edilemez.

Taksirli hareketler açısından ise, Yargıtay yeni tarihli kararlarında taksirli hareket neticesinde haksız tahrikin uygulanamayacağına karar vermiştir. Bilinçli taksir halinde ise, doktrinde haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmektedir.

Ancak belirtmek gerekir ki, kusur yeteneğine sahip olmayan çocuk ya da akıl hastasının hareketi haksız tahrik teşkil edebilir. Benzer bir şekilde tahrik edenin milletvekili olması hali gibi, kişisel bir cezasızlık sebebinin bulunması da haksız tahrik kurumunun uygulanmasını engellemeyecektir. Tahrik teşkil eden fiilin mutlaka suç teşkil etmesi gerekmez; ancak suç teşkil eden bir fiil herhangi bir şekilde cezalandırılabilir değilse bile, buna karşı haksız tahrik hükümlerinin uygulanması mümkündür.

2-Haksız tahrikin fiillen faile dönük olması

Ceza indirimi hükümlerinin uygulanabilmesi için suçun mutlaka tahriki oluşturan haksız fiili işleyen kişiye karşı işlenmesi gerekir. Ancak, haksız fiilin doğrudan failin kendisine karşı işlenmesi zorunlu değildir. Bu nedenle, failin yakınlarına veya değer verdiği diğer kişilere veya faile tamamıyla yabancı olan kimselere karşı işlenmiş haksız fiiller de failde bir öfke veya elem yaratacak nitelikteyse haksız tahrik hükümleri uygulanabilir. Ancak, kişinin kendi haksız hareketiyle olaya sebebiyet verdiği durumlarda haksız tahrik nedeniyle herhangi bir indirim uygulanamaz.

3-İşlenen suçun elemi, öfkesi ve ruhi durumunun kontrolden çıkmış olması

Haksız tahrik altında hukuka aykırı bir fiil işleyen fail öfkeyle veya şiddetli bir elemin tesiriyle hareket etmelidir. Failin öfkelenip öfkelenmediği veya şiddetli bir elemin tesiri altında hareket edip etmediği işlediği fiilden önceki davranışlarından anlaşılabilir. Öfke veya eleme neden olan haksız fiil, failde ruhsal bir değişiklik yaratır. Failin ruh hali haksız fiilden önceki duruma göre oldukça değişmelidir. Fail bir ruhsal tepki olarak mağdura karşı bir suç işlemelidir. Fail ruhsal bir tepkiyle değil de soğukkanlı bir şekilde mağdura karşı bir suç işlerse haksız tahrik hükümlerinden istifade edemez.

4-Fiil haksız olmalıdır

Haksız fiil, hukuk kurallarına aykırı bir şekilde diğer bir kişinin malvarlığı veya şahıs varlığında zarar meydana gelmesine neden olan eylemdir. Bir haksız fiilden bahsedilebilmesi için zarara sebep olan fiilin öncelikle hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka aykırı fiil maddi ya da manevi bir zarara neden olmalıdır. Zarara sebep olan kişi fiilinden dolayı kusurlu olmalı ve zararla zarara uğratan fiil arasında neden sonuç ilişkisi olarak da ifade edilebilecek bir illiyet bağı bulunmalıdır.

Haksız Tahrikin Zamanı ve Tepkide Orantılılık

Karşılıklı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı halinde, fail ve mağdurun yekdiğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmedikleri göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması halinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.

TAHRİK İNDİRİMİ VE İLK HAKSIZ HARAKET

Haksız tahrik uygulamasında ilk haksız hareketin kimde geldiği tespiti gereklidir. Zira ilk haksız hareketi fail kendisi yapmışsa, ceza indiriminden yararlanamaz. Haksız tahrik uygulamasında temel kural, ilk haksız hareketin mağdur tarafından gerçekleştirilmesidir

TAHRİKTE DENGENİN BOZULMASI

Fail ve mağdurun karşılıklı haksız fiillerde bulunması halinde haksız tahrikte dengenin bozulup bozulmadığı incelenmelidir. Fail, haksız bir eylemle mağduru tahrik ettikten sonra karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını savunamaz. Ancak failin karşılaştığı tepki, kendi gerçekleştirdiği eylemle karşılaştırıldığında aşırı bir hal almışsa, başka bir deyişle tepkide açık bir oransızlık varsa, fail haksız tahrik hükümlerinden yararlanmalıdır.

HAKSIZ TAHRİK VE MEŞRU MÜDAFAA ARASINDAKİ FARKLAR

Meşru müdafaa bir öz savunma durumudur. Haksız tahrikte karşı tarafın kendini savunması gerektiğini düşünmesi, yanlış anlaması ve olay yerinin nedenlerine dayalı durumlar göz önünde bulundurulabilir. Meşru müdafaa ise failin ceza almaması durumuna kadar gidebilecek bir kanun yoludur. Örneğin karşı tarafın silahlı olması durumunda, failin karşı tarafı yaralamasıyla kendini öz savunmaya almış olması sayılacaktır. Meşru müdafaa haksız tahrikten bu noktalarda ayrılmakta, ulaştığı boyutlara göre de değişiklik gösterebilmektedir. Ceza verilme ihtimalleri de buluna meşru müdafaa durumunda, ceza tayinin ne olacağı da yine durum özelinde değerlendirilmektedir.

Meşru savunma ile haksız tahrikin bir arada uygulanabilmesi mümkün değildir. Zira bu iki kurumun ilk olarak hukuki nitelikleri farklıdır. Meşru savunma, kanunda bir hukuka uygunluk nedeni olarak düzenlenmiştir. Oysaki haksız tahrikte, fiil hukuka aykırı kalmaya devam etmektedir; ancak failin kusuru tahrik nedeniyle azalmış kabul edildiği için cezasında indirim yapılmaktadır. Bu çerçevede bir fiili meşru savunma kabul ederek hukuka uygun saydıktan sonra, haksız tahrik nedeniyle indirim uygulamak mümkün değildir.

Haksız Tahrik ile Takdiri İndirim Nedenlerinin Birlikte Uygulanması

Takdiri indirim nedenleri, Kanun tarafından belirlenmeyen, hakimin göz önünde tutacağı birtakım özellikler nedeniyle cezanın indirilmesine olanak sağlayan tamamen hakimin takdirinde olan sebeplerdir.

TCK m. 62’de düzenlenmiş bulunan takdiri indirim sebepleri, sanığın suçtan sonraki davranışları, kişilik özellikleri gibi hususların değerlendirilmesi suretiyle cezanın bireyselleştirilmesini amaçlayan bir kurumdur. Maddede takdiri indirim nedenlerinin neler olduğu tek tek sayılmamıştır.

Maddenin 2. fıkrasında takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar örnekleyici olarak belirtilmiştir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.

Bir olayda hem haksız tahrik hem de takdiri indirim nedenleri birlikte uygulanabilir.

HAKSIZ TAHRİKTE KAÇINILMAZ HATA

Fail, haksız tahrikin varlığı konusunda hataya düşülebilir. Yani, somut olayda haksız tahrik unsurları olmadığı halde, fail, haksız tahrik teşkil eden fiiller bulunduğunu zannederek hareket etmiş olabilir. Haksız tahrikin varlığı konusunda kaçınılmaz hataya düşen fail haksız tahrik hükmünden yararlanacaktır. Fakat burada hatanın kaçınılmaz olması zorunludur. Buna karşılık, hata kaçınılabilir bir hata ise, yani failin kişisel özellikleri göz önüne alındığında, daha dikkatli ve özenli davranması durumunda hatasından kaçınılabilecekse başka bir anlatımla hata meydana gelmeyecekse artık haksız tahrik hükümlerinden yararlanamayacaktır.

Haksız Tahrik Halinde Ceza İndirim Oranı

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla,

Müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir.

Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

TCK m. 29’a göre haksız tahrikin etkisi altındayken bir suç işlendiğinde, faile verilecek cezada indirim yapılacağı öngörülmüştür. Mahkeme kanun hükmünde belirtilen çerçevede, failin haksız fiilden etkilenme derecesine göre indirim uygulayacaktır.

Kanun koyucu tahrik halinde tahrikin ağırlığının tespiti ve indirim oranını, tahrikin derecesinin her olayda farklı olabileceği düşüncesiyle hakime bırakmıştır. Dolayısıyla hakim, tahrikin yoğunluğuna göre, haksız tahrik nedeniyle yapılacak indirimi tespit edecektir. Hakim bunu yaparken, objektif bir değerlendirme yapmalıdır. Ancak, failin tahrik altında hareket edip etmediği konusunda, her somut olayın ayrıntıları ve özel durumları da tespit edilmelidir.

Hakim önüne gelen olayda, olayın tüm özelliklerini, suçun işleniş şeklini, tahrik edenin ve mağdurun sosyal durumlarını, yöresel koşullarını dikkate almalıdır. Fail ile mağdur arasında mevcut olan, geçmişe dayanan ilişki, yapılacak olan değerlendirmede önem arz etmektedir ve mutlaka dikkate alınmalıdır.

HAKSIZ TAHRİKLE BAĞDAŞMAYAN SUÇLAR

1-Soykırım,

2-İnsanlığa Karşı Suçlar,

3-Göçmen Kaçakçılığı,

4-İnsan Ticareti,

5-Genel Tehlike Yaratan Suçlar,

6-Çevreye Karşı Suçlar,

7-Genel Ahlaka Karşı İşlenen Suçlar,

8-Aile Düzenine Karşı İşlenen Suçlar,

9-Kamu Barışına Karşı İşlenen Suçlar,

10-Adliyeye Karşı İşlenen Suçlar,

11-Ekonomik,Sanayi ve Ticarete Karşı İşlenen Suçlar,

TCK.md 29 hükmünce, Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

Stajyer Av. Ece Melikoğlu

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu