Nafaka Arttırım Davasında Yetkili Mahkeme
Nafaka Arttırım Davasında Yetkili Mahkeme
Nafaka artırım davası, ülkemizde çok sıklıkla karşılaşılan bir dava türüdür. Boşanma davası sonucu karara bağlanan nafaka miktarı değişen ekonomik, sosyal şartlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda yetersiz kalabilir. Mahkeme tarafından hükmedilen nafakanın yetmemesi durumunda nafaka artırım davası açılabilir.
Nafaka artırım davalarında, yetkili mahkeme nafaka alacaklısının oturduğu yerdeki Aile Mahkemesidir.
Nafaka Artırımı Nasıl Hesaplanır ve Neye Göre Belirlenir
Nafaka her olay açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu hususta net bir olgu ortaya koymak mümkün değildir. Hakim bağlanacak nafaka miktarını belirlerken eşlerin maddi durumunu, çocukların giderlerini, zamanın ekonomik ve sosyal koşullarını göz önüne alır. Bu nedenle değişen mali durum nafaka miktarının belirlenmesinde büyük bir önem taşımaktadır.
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve davalının gelirine göre, takdir edilen tedbir nafakası miktarı hak ve mesafeye uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada davalının alıştırdığı geçim şartlarının dikkate alınması gerekir. TMK’nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
İradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Nafaka Artırım Davasında Zamanaşımı
Nafaka artırım talebinde bulunabilmek için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Nafaka devam ettiği sürece nafaka alacaklısı değişen koşullar ve haklı gerekçelerin varlığı halinde her zaman nafaka artırım davasını açabilir. Kişilerin mali durumları her zaman değişiklik gösterebilir Bu nedenle bir zamanaşımı süresi gerekli görülmemiştir.
Nafaka Artırım Davasında Yargılama Usulü
Aile mahkemesinin, nafakanın artırılması yönünde karar verebilmesi için nafaka artırım dava açılması gerekmektedir. Nafakasının artırılması talebiyle açılan dava basit yargılama usulüne tabidir.
Basit yargılama usulünde dava aşaması; dava dilekçesi ve cevap dilekçesinden ibarettir. Yani tarafların birer dilekçe sunma hakkı vardır. Basit yargılama usulü, daha çabuk sonuçlanması gereken, kısa bir incelemeye ihtiyaç duyulan bir yargılama usulüdür.
Bu tür davalarda, mahkeme delilleri ve beyanları yeterli görür ise duruşma yapmadan dosya üzerinden de karar verebilmektedir. Dosya üzerinden karar verilemiyor ise mahkeme duruşma yapacaktır.
Basit yargılama usulünde mahkeme, en fazla iki duruşma yaparak yargılamayı tamamlamak zorundadır. Yapılacak olan duruşmalar arası ise en fazla bir ay olmalıdır. Görüldüğü üzere nafakanın indirilmesi davası, boşanma davasından farklı bir usul ile görülmekte olup hızlı ve daha çabuk karara verilen bir yargılama usulüne tabidir.
Nafaka artırım davası açacak eşin, davayı kazanması için gerekçelerini mahkemeye sunmaları gerekmektedir. Bu bağlamda, kişiler tarafından öne sürülecekleri deliller birbirinden farklılık gösterecektir. Gösterilen deliller karşısında aile mahkemesi, öncelikle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında değişiklik olup olmadığını tespit edecek bunun için de taraflardan konu ile ilgili delilleri toplayacak, gerekirse ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazarak, uzman görüşüne başvuracak ve nafakayı günün koşullarına göre yeniden değerlendirip bir karar verecektir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2006/2072 Esas 2006/2575 Karar 16.03.2006 Tarih
Nafaka Artırım Davası
Medeni Kanun 175. Madde
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 16.03.2006 tarihli ve E 2006/2072, K 2006/2575
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Yoksulluk nafakası” başlığını taşıyan 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası, kusuru daha ağır olmamak kaydı ile boşanma ile yoksulluğa düşecek eşin, diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak isteyebileceği bir nafaka olup, bu nafakaya hükmedilebilmesinin ön koşulunun, bu konuda talep bulunması olduğu gerek öğreti, gerekse yargısal kararlarda istikrarlı bir biçimde kabul edilmektedir. Talep yazılı şekilde veya sözlü olarak yapılabilir. Ancak hukuki sonuç doğurabilmesi için sözlü isteklerin mahkeme tutanağına geçirilmesi zorunludur.
Nafakanın artırılması davasına dayanak teşkil eden Ankara 17. Asliye Hukuk mahkemesinin 1997/437 Esas, 1998/158 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde:
Davalının yoksulluk nafakası talebinin bulunmadığı, yoksulluk nafakasına ilişkin talep haklarını saklı tuttuğu, mahkemece boşanmaya karar verilerek “… davalı eş lehine 7/7/1997 tarihinden başlamak üzere aylık 15.000.000 TL nafakanın tayin ve takdirine, müşterek çocuklar lehine her biri için ayrı 10.000.000’ar TL’den ceman 20.000.000 TL iştirak nafakasının tayin ve takdirine, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine…” şeklinde hüküm kurulduğu, temyiz incelemesi sonunda hükmün manevi tazminat yönünden kısmen bozulmasına ilişkin Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12/6/1998 tarih ve 5996-7453 sayılı ilamının 1. bendinde hükmolunan nafakaların tedbir nafakaları olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Bu itibarla, nafakanın artırılmasını isteyen lehine daha önce hükmedilen bir yoksulluk nafakası bulunmamasına rağmen, mahkemece nafakanın artırılmasına ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 16/3/2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Nafaka Arttırım Davasında Yetkili Mahkeme