MANŞET

Şirketler Hukukunda Tür Değiştirme

Şirketler Hukukunda Tür Değiştirme

Ticaret şirketlerinin kuruluş amacı ve unsurları nedir?

Ticaret şirketleri bir veya birden fazla kişinin, yazılı bir sözleşme ile ve emek, mal veya haklarını ortak bir unvan altında ve iktisadi bir amaç uğruna kanundaki belirli tiplerden birine uygun olarak birleştirmeleriyle meydana gelen tüzel kişiliktir. Şirketler mutlaka iktisadi amaçla kurulurlar, iktisadi amaç kar elde ederek bu karı ortaklar arasında paylaştırmaktır, Türk hukukunda manevi amaçla şirket kurulamaz, bu amaçla dernek veya vakıf kurulabilir.

Şirketin kişi birleşmesi olması, sözleşme temeline dayanması “şirket sözleşmesi” ve ortak iktisadi amaca yönelik olması şeklinde üç unsuru bulunur. Ancak istisnai olarak sermaye şirketleri artık tek kişi tarafından dahi kurulabildiğinden sermaye şirketleri açısından yalnızca ortak iktisadi amaç unsuru geçerli olup kişi birleşmesi olması zorunlu değildir.

Ticaret şirketi hangi şekilde tüzel kişilik kazanır?

Türk hukukunda tüzel kişilik kazanılması için ticaret siciline tescil yeterlidir.

Ticaret şirketlerinin hepsi esas sözleşmelerini ticaret siciline tescil ederek tüzel kişilik kazanırlar çünkü tescil kurucu niteliktedir., bununla birlikte Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan ise açıklayıcı niteliktedir, ilan ile üçüncü kişilere duyurulması amaçlanır.

Türk hukukunda ticaret şirketlerinin türleri hangileridir?

Şirket türleri açısından şahıs şirketleri ve sermaye şirketleri olmak üzere ikili bir ayrım yapılabilir. Türk hukukuna göre 5 farklı şirket türü bulunur ve bunlar şahıs şirketleri olarak kollektif ve komandit şirket, sermaye şirketleri olarak da anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirkettir.

Ticaret şirketlerinin kuruluş safhaları hangileridir ve ön şirket kavramı nedir?

Ticaret şirketleri ön kuruluş safhası, kuruluş safhası ve tüzel kişilik kazanılması safhaları ile birlikte kurulurlar. Ön kuruluş safhasında şirketin faaliyet alanı, türü kararlaştırılır. Kuruluş safhasında şirket henüz tüzel kişilik kazanmadığından ön şirket meydana gelir. Son safhada ise şirket ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanır.

Ön şirket kavramı, sadece sermaye şirketlerinin kuruluşunda zorunlu olarak ortaya çıkan ve yalnızca şirketin tescil edilme amacı taşıdığını anlatan bir kavramdır, şirketin tescilden bu halde tüzel kişilik kazanmadan önceki basamağıdır. Ön şirket, henüz tüzel kişilik kazanmadığından hak ehliyeti yoktur. Şahıs şirketleri açısından ise kanunda açık hüküm bulunur, şahıs şirketleri ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanmadan önce şirket meydana gelse dahi ön şirket sayılmaz, adi şirket sayılır.

Ön şirket en fazla üç ay içinde ticaret siciline tescil ettirilmelidir, ettirilmediği takdirde ön şirket de sona erer.

Şahıs şirketleri olan kollektif ve (adi) komandit şirkette ortaklar şirket borçlarından dolayı sorumlu olur mu?

Şahıs şirketlerinde ortaklar şirketin borçlarından dolayı hem müteselsilen “tüm ortakların birlikte sorumluluğu” olarak hem de tüm malvarlıklarıyla sınırsız olarak sorumlu olurlar.

Şahıs şirketlerinde kuruluşunda aranan asgari sermaye miktarı ne olmalıdır veya şirkete sermaye katılım borcu olmadan katılmak mümkün olur mu?

Şahıs şirketleri açısından şirket kuruluşunda aranan meblağ olarak asgari bir sermaye şartı yoktur ancak bu şirketlerde her ortak şirkete parasını, emeğini veya her ikisini birden koymak zorundadır. Şahıs şirketine sermaye katılım borcu olmadan katılmak mümkün olmayacaktır.

Şahıs şirketleri ve sermaye şirketleri kaç ortakla kurulabilir?

Şahıs şirketleri en az 2 ortakla, sermaye şirketleri ise tek ortakla dahi kurulabilir. Uygulamada genellikle sermaye şirketlerine göre, şahıs şirketlerinin ortak sayısı daha azdır, yeni ortak girmesi veya ortakların şirketten ayrılması zordur. Şahıs şirketleri açısından ortakların emeği, itibarı, hizmet edimi önemlidir ve her ortak şirketi yönetme borcu altındadır, bu ortaklara yüklenen bir yükümlülük ve aynı zamanda haktır.

Sermaye şirketleri olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler açısından ortaklar şirket borçlarından dolayı sorumlu olur mu?

Sermaye şirketlerinde kural olarak tek borç ilkesi geçerlidir, bu halde ortaklar yalnızca şirkete koymayı taahhüt etmiş oldukları sermaye miktarı ile sorumlu olurlar ve ortaklara sermaye koyma borcundan başka bir borç yüklenemez.

Sermaye şirketlerinde kuruluşunda aranan asgari sermaye miktarı ne olmalıdır veya şirkete sermaye katılım borcu olmadan katılmak mümkün olur mu?

Sermaye şirketleri olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde belirlenmiş olan ve şirket kuruluşunda aranan asgari sermaye miktarlarının ödenmiş olması gerekir. Limited şirketlerin en az 10.000 TL sermaye ile kurulması mümkünken, anonim şirketler açısından bu meblağ en az 50.000 TL’dir, ancak halka açık olmayan ve kayıtlı sermaye sistemini benimsemiş anonim şirketler açısından kuruluştaki asgari sermaye miktarı 100.000 TL olmalıdır.

Şirketlerin tür değiştirmesi halinde tasfiye edilmesi gerekir mi?

Tür değiştirmede şirketin tasfiye edilmesi gerekmez. Şirket tür değiştirmede ilk kurulduğu belirli tipten başka bir tipe geçer, genel kurulda karar alınarak yalnızca şirketin türü değişir, Şirketin ortakları, borçları, alacakları değişmez ve aynen devam eder.

Şirketler hukukunda geçerli olan tür değiştirmeler hangileridir?

Şirketler için kanunen geçerli olarak tür değiştirmeler sınırlı sayıda olmak üzere Türk Ticaret Kanunu’nda yer almaktadır. Buna göre,

Sermaye şirketi,

Farklı türde bir sermaye şirketine veya kooperatife dönüşebilir.

Kollektif şirket,

Sermaye şirketine, kooperatife veya komandit şirkete dönüşebilir.

Komandit şirket,

Sermaye şirketine, kooperatife veya kollektif şirkete dönüşebilir.

Kooperatif ise sermaye şirketine dönüşebilir.

Şirketler hukukunda kanunen kabul edilmeyen, geçerli olmayan tür değiştirmeler hangileridir?

Sermaye şirketleri, şahıs şirketlerine dönüşemez çünkü bu durum ortakların yalnızca taahhüt ettiği sermaye miktarıyla sorumlu olmalarına ilişkin tek borç ilkesine aykırıdır. Bununla birlikte kooperatifler de şahıs şirketlerine dönüşemez.

Şahıs şirketinin sermaye şirketine dönüşmesi (tür değiştirmesi) halinde ortakların şahıs şirketindeki tüm malvarlıklarıyla sınırsız ve müteselsilen sorumluluğu da değişir mi?

Şahıs şirketinin sermaye şirketine dönüşmesi halinde, şahıs şirketinin alacaklılarına karşı sınırsız sorumluluğu, tür değiştirmeye kadar sorumlu olunan borçlar için bir anda sona ermez, tüm varlıklarıyla sınırsız ve müteselsilen sorumluluk için şahıs şirketinin sermaye şirketine dönüşmesinden itibaren 2 yıllık süre konmuştur.

Adi ortaklık şirket olarak kabul edilir mi?

Adi ortaklık da şahıs şirketi olarak kabul edilmektedir, diğer şahıs şirketlerinden farklı olarak Türk Ticaret Kanunu yerine Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir, ayrıca adi şirket açısından ticaret siciline kaydolma zorunluluğu yoktur ve şirketin tüzel kişiliği bulunmamaktadır.

Adi şirket nasıl kurulur?

Adi ortaklık en az 2 kişi olmak üzere ve adi ortaklık sözleşmesi yapılarak kurulur. Adi şirket sözleşmesi herhangi bir şekil şartına bağlı değildir, noterde tasdikli, yazılı veya sözlü de yapılabilir.

Adi şirket ortakları gerçek veya tüzel kişilerden oluşabilir. Kamu tüzel kişileri de adi şirket kurabilirler.

Müşterek amaç unsuru, sözleşmenin esaslı unsurudur. Her ortağın aynı iktisadi amacı gütmesi gerekir ve ortakların ekonomik anlamda ulaşmak istedikleri hedef, kar elde edip ortaklar arasında paylaştırmaktır, zarar edilirse zararı da tüm ortaklar kendi aralarında paylaşır bu nedenle adi ortaklıkta ortakların, mal ve paralarını müşterek bir amaç doğrultusunda birleştirmesi ve şirket amacının gerçekleşmesi için çaba ve özen göstermeleri gerekir.

Adi ortaklıkta her türlü ekonomik değer şirkete sermaye olarak konulabilir. “para, taşınır ve taşınmaz mallar, emek, unvan, itibar gibi”

Adi ortaklıkta bir ortağın şahsi alacaklısı kişinin şirketteki payına haciz koydurabilir mi?

Şahıs şirketlerinde ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını o ortağa düşen kar payından ve şirket feshi gerçekleşmişse tasfiye payından alabilir, ancak ortaklık payı anlamında doğrudan haciz konulamaz ve sermaye şirketlerinde olduğu gibi alacaklılar hakkını doğrudan ortaklıktan “pay senedi üzerine haciz konulması gibi” tahsil edemez. Bu halde ortağın şahsi alacaklısı, ortağın şirketteki payına haciz koydurarak şirketin tasfiyesini isteyebilir. Şirketin tasfiye edilip edilmemesi bu halde, borçlu olan ortak dışında diğer ortakların iradesine bağlıdır çünkü diğer ortaklar, şirketin devamını istiyorsa borcu icra dairesine ödeyerek borçlu ortağı ortaklıktan çıkarabilir ve ortaklığa devam edebilirler.

Anonim şirkete sermaye olarak taşınmaz konuluyorsa, taşınmazın taahhüt ve devrinin yalnızca esas sözleşmede yer alması yeterli olur mu?

Taşınmazın sermaye olarak konulması durumunda eğer şirket sözleşmesinde açıklık yoksa, taşınmazın mülkiyetinin sermaye olarak konulduğu kabul edilir. Esas sözleşmede sermaye olarak yer almasının yanı sıra taşınmazın mahkemece atanan bilirkişi tarafından değer tespitinin yapılması, taşınmazın tapuya şerh verilmesi veya taşınmaz üzerine tedbir konulması gerekir. Taşınmaz üzerine tapuda şerh konulduğunda tapuda malik gözüken kimse hakkı şerhle birlikte de devredebilir fakat tedbir konulduğunda hakkın üzerinde artık hiçbir devir yapılamaz.

Anonim şirkete sermaye olarak ticari işletme konuluyorsa, işletmenin taahhüt ve devrinin yalnızca esas sözleşmede yer alması yeterli olur mu?

Ticari işletmenin anonim şirkete sermaye olarak konulması halinde, işletmenin taahhüt ve devrinin yalnızca esas sözleşmede yer alması yeterli olmaz. Ticari işletme bir bütün halinde devredildiğinden esas sözleşmede yer almasının yanı sıra taşınmazlar tapuya şerh verilmeli, fikri mülkiyet hakları ilgili sicillere kaydedilmeli, taşınırlar güvenilir kişiye tevdi edilmeli ve motorlu araçlar da trafik siciline şerh verilmelidir.

Şirketler Hukukunda Tür Değiştirme

Anonim şirketin kanuna aykırı kurulmuş olduğu gerekçesiyle feshi dava edilebilir mi?

Anonim şirketin kurulmasında kanun hükümlerine aykırı hareket edilerek alacaklıları ya da pay sahiplerini veya kamunun menfaatlerini önemli bir şekilde tehlikeye düşürüldüğü veya ihlal edildiğinin tespit edilebiliyorsa, anonim şirketin feshi dava edilebilir.

Anonim şirketin feshi davası hangi mahkemede ve hangi süre içinde açılmalıdır?

Anonim şirkete ilişkin fesih davası, şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde ve şirketin ticaret siciline tescil ve ilanından itibaren 3 ay içerisinde açılabilir, bu 3 aylık süre hak düşürücü süre olduğunda süre geçirilirse dava açma hakkı kaybedilecektir.

Anonim şirketin feshi davasını kimler açabilir?

Şirketin feshi davasını yönetim kurulu, pay sahipleri, alacaklılar veya Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı açabilir.

Anonim şirketlerin genel kurulunda hükümet temsilcisinin bulunmasının sebebi nedir?

Halka açık şirketlerin genel kurulunda veya halka açık veya kapalı olması farketmeksizin esas sözleşme değişikliği içeren genel kurullarda azınlık pay sahiplerini koruma amacıyla bakanlık temsilcisi bulunmalıdır. Bakanlık temsilcisinin bulunması gereken genel kurul toplantısında temsilci yok ise, toplantıda alınan kararlar oybirliği ile alınmış olsa dahi geçersizdir ve butlana tabidir.

Anonim şirketin işletme konusu dışında herhangi bir işlem yapabilir mi ve bu işlemden dolayı sorumluluğu doğar mı?

Türk Ticaret Kanunu’nda ultra vires ilkesi reddedildiğinden şirketlerin “tüzel kişiler gibi insana özgü olmayan işlemler dışında” her işlemi yapabileceği kabul edilmiştir ve bu işlemlerden dolayı sorumlu olacağı da kabul edilmiştir.

Fakat istisna olarak işlem yapılan üçüncü kişi işlemin, şirketin işletme konusu dışında olduğunu biliyorsa veya bilebilecek durumdaysa ve buna rağmen şirketle işlem yapıyorsa şirket bunu ispat ettiği takdirde işlemle bağlı olmaktan ve sorumluluktan kurtulacaktır.

Ultra Vires İlkesi : Şirketin yapabileceği işlemlerin işletme konusu ile sınırlı olmasıdır.

Anonim şirketlerde genel kurul kararlarının sakatlığı veya hükümsüzlüğü halinde hangi yollara başvurulabilir?

Genel kurul kararlarına karşı, karar alındıktan sonra bu kararın hükümsüzlüğüne yönelik Asliye Ticaret Mahkemesine başvuruda bulunulabilir.

Genel kurul kararının kurucu unsurları (genel kurul toplantısına davet yapılarak kararın ilgili toplantıda alınmış olması) bulunmuyorsa yokluk yaptırımı söz konusudur ve bu halde genel kurul kararının yokluğunun tespiti davası şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılabilir. Genel kurulu kararının kurucu unsurları içermesi fakat kanunda öngörülen geçerlilik unsurlarını içermemesi halinde ise genel kurul kararının butlanının tespiti dava edilebilir. Yokluk ya da butlan hallerinde tespite ilişkin davanın açılması zamanaşımı süresi veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Yokluk yaptırımının butlandan tek farkı, butlana tabi kararların geçersizliğinin belirli süreden sonra istenmesi hakkın kötüye kullanılması teşkil edebilir.

Anonim şirketlerde genel kurul kararlarına ilişkin iptal davası hangi hallerde açılabilir?

Öncelikle butlan kararı verilebilecek kararlar iptale de konu olabilecek kararlardır ancak butlan iptale göre daha ağır bir yaptırım olduğundan butlanın ikincilliği prensibine göre bir kararın iptaline karar verildiğinde yeterli hukuki fayda alınıyorsa, söz konusu kararın butlanına değil, iptaline karar verilmelidir. İptali talep edilen karar kurucu unsurları tamdır, hukuken mevcut ve geçerlidir fakat sakat doğmuş kararlardır. Kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı kurallardır.

Anonim şirket genel kurulunda alınan karara karşı kimler iptal davası açabilir?

Genel kurul kararına karşı pay sahipleri, pay üzerinde intifa hakkı sahipleri, pay senedi üzerinde elbirliğiyle mülkiyet haline sahip kişiler, yönetim kurulu veya yönetim kurulu üyeleri ya da Sermaye Piyasası Kurulu iptal davası açabilir.

Toplantıda hazır bulunup, karara olumsuz oy verip bu olumsuz oyunu toplantı tutanağına geçirten pay sahipleri iptal davası açabilir veya toplantıda hazır bulunması veya olumsuz oy kullanması önemli olmayarak çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve bu aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri iptal davası açabilir.

Genel kurul kararına karşı açılacak iptal davası kime karşı (davalı taraf olarak) açılır?

İptal davası anonim şirkete karşı yöneltilir. Davalı olarak şirketi temsil edecek kişiler yönetim kuruludur fakat davacı yönetim kurulu ise şirketi mahkeme tarafından atacak kayyım temsil eder.

Genel kurul kararına karşı açılacak iptal davası hangi mahkemede ve hangi süre içinde açılmalıdır?

Dava şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmalıdır ve 3 aylık hak düşürücü süreye tabidir, bu süre genel kurul kararının alındığı tarihten başlar ve süre geçtiği takdirde kişi dava açma hakkını kaybeder. İptal davası açılması halinde, yönetim kurulu tarafından davanın ilan edilmesi gerekir, bu ilan şirketin internet sitesinde yer almalı ve usulüne uygun bir ilan olmalıdır.

Stajyer Av. Derya MERİÇ

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu