MANŞET

Belirsiz Alacak Davası | İstanbul Avukat

Belirsiz Alacak Davası | İstanbul Avukat

Bazı durumlarda alacak miktarı tam olarak belirlenemeyebilir. Alacak miktarını tam olarak belirleyemeyen davacı, belirsiz alacak davası açma imkanına sahiptir. Belirsiz alacak davası, davacı için avantaj sağlarken usul ekonomisi ilkesi de göz önünde bulundurulmuş olur.

Hakkını arayan kişi, talebinde, muhatabını ve aralarındaki hukuki ilişkiden dolayı talep edeceği tutarı asgari olarak bilmesine ve tespit edebilmesine karşın, alacak miktarını tam olarak tespit edemeyebilir. Genellikle, zararın baştan belirlenemediği, yalnızca bir inceleme neticesinde var olan zararın tam olarak tespiti mümkün olan tazminat taleplerinde böyle bir durumla karşılaşılabilmesi söz konusu olmaktadır.. Bu tür durumlarda karşımıza belirsiz alacak davası çıkmaktadır.

Belirsiz alacak davasının faydaları;

Yüksek yargılama giderinden kurtarır.
Yanlış, eksik veya fazla miktarda talepte bulunmak riskinden kurtarır.
Talep sonucunun davalının kabulüne bağlı olmadan artırılabilir
Gereğinden fazla harç ve avans yatırmaktan kurtarır.
Zamanaşımını keser.
Talep sonucunun artırılması ve faiz talep edilmesi durumunda faizin dava tarihinden başlar.

Belirsiz alacak davası sadece para alacakları için söz konusudur.
Belirsiz alacak davasında alacaklının alacağının tamamı için hak düşürücü süre ve zamanaşımı kesilir.

Belirsiz alacak davasının açılmış olması halinde; alacaklı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan ve ıslaha başvurmasına gerek olmadan davanın açıldığı sırada belirttiği talep miktarını bir dilekçe ile artırabilir. Artırılan tutara işleyecek olan faizin başlangıç tarihi ise varsa borçlunun temerrüde düştüğü tarihtir. Dava tarihinden önce gerçekleşen bir temerrüt olgusunun bulunmadığı durumlarda ise dava tarihidir.

Belirsiz Alacak Davası | İstanbul Avukat

Belirsiz alacak davası hükümleri 6100 sayılı Kanunun 107. Maddesinde düzenlenmiştir;

(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2)Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.

Uygulamada sıklıkla sorun olan konu, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlendiği anın ne zaman olduğudur. Eski HMK’nın ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün hale geldiğinin tespiti mahkeme tarafından yapılacaktır.

Mahkeme, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün gözüktüğü anda davacıya 2 haftalık süre verecektir. Davacı 2 haftalık kesin süre içerisinde alacak miktarını belirleyebilecektir.

YARGITAY KARARI

9. Hukuk Dairesi 2021/12403 E. , 2021/16585 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ile davalılardan Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davanın belirsiz alacak davası olduğunu belirterek ve müvekkili işçinin asıl işveren davalıya ait işyerinde diğer davalı alt işverene bağlı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin güvenlik hizmet ihale sözleşmesinin süresinin bitmesi ve başka bir ilde görevlendirilmesi ve müvekkilinin bu teklifi kabul etmemesi üzerine işverence karşılıklı anlaşma ile protokol imzalanarak sona erdirildiğini, belgede belirtilen miktarın ödendiğini, bu belgenin makbuz niteliğinde olduğunu ileri sürerek eksik ödenen kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ve gece çalışması alacağını talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı … Telekominikasyon Anonim Şirketi vekili, müvekkili şirket ile diğer davalı şirket arasında güvenlik hizmetlerine ilişkin alt işverenlik sözleşmesi imzalandığını, fesih ve diğer yönlere ilişkin ayrıntılı savunmanın diğer davalı tarafından yapılabileceğini savunmuştur.
Davalı … Anonim Şirketi vekili ise, iş sözleşmesini karşılıklı olarak sonuçlandırıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemesi Kararının Özeti:

Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 31.05.2016 tarihli bozma ilamına mahkemece uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar, süresi içerisinde davacı ve davalı … Telekominikasyon Anonim Şirketi tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı … Telekominikasyon Anonim Şirketi’nin tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nun 107. maddesinin 2. fıkrası ile “karşı tarafın verdiği bilgi ve tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebinini artırabilir.” hükmü getirilmiştir.

7251 sayılı Kanunla Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrasında 107. maddenin 2. fıkrası “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” şeklinde düzenlenmiştir.

7251 sayılı Kanun ile 107. maddede yapılan değişiklikler Dairemizce şartları mevcut olan belirsiz alacak davasında yapılan yargılama ile alacağın belirli hale gelmesi durumunda hâkimin geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için alacaklıya süre vermesi gerektiği yönünde değerlendirilmiştir.
Belirsiz alacak davası açan davacı, talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırabilir. Ayrıca belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda alacağın tamamı dava konusu edildiğinden aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması halinde derdestlik dava şartı söz konusu olur.

Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış, 10.07.2018 tarihli celsede davacı vekili tarafından alacak miktarlarını belirlemek amacıyla süre talep edildiği halde mahkemece davacı tarafa geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için süre verilmediği anlaşılmış olup, belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığı ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağı düşünüldüğünde, mahkemece HMK. m. 107 uyarınca davacı vekiline kesin talep sonucunu belirtmesi için süre verilmemesi hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanmasına yol açar. Davacıya geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için süre verilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Belirsiz Alacak Davası | İstanbul Avukat

Av. Kübra Obut

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu