Deniz Ticareti Hukukunda Gemi Sicili Tutulması
Deniz Ticareti Hukukunda Gemi Sicili Tutulması
Deniz Ticareti Hukukunda Gemi Nedir? / Türk Ticaret Kanunu m.931’e göre gemi ve ticaret gemisi,
GEMİ : Tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük
olmayan her araç, kendiliğinden hareket etmesi imkânı bulunmasa da, bu Kanun bakımından “gemi” sayılır.
TİCARET GEMİSİ : Suda ekonomik menfaat sağlama amacına tahsis edilen veya fiilen böyle bir amaç için kullanılan her gemi, kimin
tarafından ve kimin adına veya hesabına kullanılırsa kullanılsın “ticaret gemisi” sayılır.
Gemi Adamı Kimdir?
Gemide bir işveren ile yapılan iş sözleşmesi çerçevesinde çalışan kişiler hukuken gemi adamı olarak kabul edilir. Örneğin, gemide bulunan geminin kaptanı, zabitleri, yardımcı zabitleri, tayfaları ve yardımcı hizmet personeli gemi adamı olarak kabul edilmektedir.
Deniz Ticareti Hukukunda Gemi Sicili Tutulması
- Türk gemileri için gemi sicili Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının uygun göreceği yerlerde ve liman başkanlığı bünyesinde çalışan sicil müdürlükleri tarafından tutulur.
- Gemi sicillerinin tutulması işlemi, ilgili yerde deniz ticareti işlerine bakmakla görevli olan Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, bulunmadığı yerlerde ticaret davalarına bakmakla görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gözetimi altında tutulur.
Deniz Ticareti Hukukunda Gemi Sicili Tutulması
Deniz Ticareti Hukukunda Gemi Sicilinin Tescili İşlemleri
- Türk gemisi, bağlı olduğu gemi bağlama limanının sicil müdürlükleri tarafından sicile tescil olunur.
- Geminin sicile tescilini ancak maliki veya maliklerinden biri dilekçesi yazılması suretiyle talep edebilir ve gemi bu talep üzerine sicile tescil olunur.
Yabancı sicile tescil olunan gemiler daha sonra Türk Gemi Siciline tescil edilebilir mi?
Daha önce yabancı bir gemi siciline tescil edilmiş olan ve kayıtlı bulunan bir Türk gemisinin, Türk Gemi Siciline kaydolabilmesi için artık yabancı gemi siciline kayıtlı olmadığını kuvvetle muhtemel gösteren belgeleri sicil müdürlüğüne sunması şartıyla Türk Gemi Siciline kaydolabilmektedir.
Gemi tasdiknamesi nedir ve ne amaçla düzenlenir?
Gemi, Türk Gemi Siciline tescil edildiğinde, sicil müdürlüğü tarafından geminin sicile kaydolduğuna ilişkin bir gemi tasdiknamesi düzenlenir. Gemi tasdiknamesinde, geminin tescili için aranan belgelerin malik tarafından ibraz edildiği ve geminin Türk Bayrağını çekme hakkına sahip olduğu da gösterilir.
Deniz İş Kanunu hangi nitelikteki gemilere ve hangi gemi çalışanlarına uygulanır?
Deniz İş Kanunu denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve 100 ya da daha üst
grostonilatoluk gemilerde bir hizmet akdi ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır. Fakat bu şartlara istisna olarak eğer bir işverenin işlettiği 5 veya daha fazla gemisi varsa, büyüklüğüne bakılmaksızın Deniz İş Kanunu bu işverene de uygulanacaktır.
Grostonilato, gemiler açısından uluslararası çerçevede kararlaştırılmış büyüklük birimidir.
Deniz Ticareti Hukukunda Gemi Sicili Tutulması
Deniz İş Kanunu’na göre gemi çalışanının birtakım hakları bulunur.
- Ücret alma hakkı vardır.
- Kıdem tazminatı alma hakkı vardır.
- İhbar tazminatı alma hakkı vardır.
Deniz Ticareti Hukukunda Gemi Sicili Tutulması
- Fazla çalışma yapılması halinde fazla çalışmaya ilişkin ücret alma hakkı vardır.
- Yıllık izin hakkı vardır.
Deniz Ticareti Hukukunda Gemi Sicili Tutulması
Deniz İş Kanunu’na göre gemi adamının sözleşmesinin feshedilmesi hangi hallerde haklı nedene dayanır?
- Gemi adamının herhangi bir limanda gemiye dönmesine rağmen hizmet akdinden doğan hizmete başlamaması veya gemiye hiç dönmemesi hali haklı nedenle fesih sebebidir.
- Gemi adamının tutuklu bulunması, hapiste olması ya da çalışmaktan men edilmesi halinde hizmet akdi çerçevesinde çalışmasının imkansız hale gelmesi hali haklı nedenle fesih sebebidir.
- Gemi adamının taraflar arasında yapılan hizmet akdine aykırı davranışları ya da kanuna veya iş çalışma şartlarına aykırı davranışları bulunması hali haklı nedenle fesih sebebidir.
- Gemi adamının denizciliğin gerektirdiği kurallara ya da ahlaka veya adaba aykırı hareket etmesi halleri haklı nedenle fesih sebebidir.
- Geminin herhangi bir sebebe dayalı olarak 30 gün ve üzerinde bir süre boyunca seferden kaldırılması hali haklı nedenle fesih sebebidir.
- Gemi adamının gemide çalışmasını sürekli olarak engelleyen bir hastalığa yakalanması hali haklı nedenle fesih sebebidir.
Deniz İş Kanunu’na göre gemi adamının kendisinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesi hangi sebeplere dayanır?
- İşveren tarafından gemi adamının ücreti aralarında yapılan hizmet sözleşmesine uygun olarak ödenmemişse,
- İşverenin taraflar arasında yapılan hizmet akdine aykırı davranışları ya da kanuna veya iş çalışma şartlarına aykırı davranışları bulunuyorsa,
- İşveren denizciliğin gerektirdiği kurallara ya da ahlaka veya adaba aykırı hareket ediyorsa,
- Gemi herhangi bir sebebe dayalı olarak 30 gün ve üzerinde bir süre boyunca seferden kaldırılmışsa,
- Gemi adamı sürekli olarak gemide çalışmasını engelleyen bir hastalığa yakalanmışsa gemi adamı da iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir, istifa edebilir.
- Deniz Hukuku Avukatı
Deniz iş hukuku kapsamında açılacak davalar hangi mahkemede açılmalıdır?
Taraflar arasında deniz iş hukukundan kaynaklanan bir hukuki ilişki bulunması halinde bu davaya bakmaya görevli olan mahkeme İş Mahkemesi olacaktır.
Deniz ticareti hukuku kapsamında açılacak davalar hangi mahkemede açılmalıdır?
Taraflar arasında deniz ticaret hukukundan kaynaklanan bir hukuki ilişki bulunması halinde bu davaya bakmaya görevli olan mahkeme Ticaret Mahkemesi olacaktır.
9. Hukuk Dairesi
2021/7105 E.
2021/11870 K.
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti : Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 24/01/2004 tarihinden iş akdinin davalı tarafından feshedildiği 24/09/2008 tarihine kadar aralıksız palamarcı olarak çalıştığını, davacının son aylık ücretinin 1.170,00 TL olduğunu ayrıca 2 öğün yemek, haftalık kumanya ile 3 ayda bir yarım maaş ikramiye verildiğini, davacının son iki yıla kadar 7 gün 24 saat çalıştığını, son iki yılda ise 6 gün
çalışıp 6 gün çalışmadığını, davacının resmi ve dini bayramlarda da aynı şekilde çalıştığını, davacının son iki yıla ait ikramiye alacağının bulunduğunu, davacının sendikaya üye olması nedeniyle işten çıkarıldığını iddia ederek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, resmi ve dini bayram ücreti, ikramiye alacağının faizleri ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, birleşen dava da aynı gerekçeler ile fazla mesai ve hafta tatili ve yıllık izinlerini kullanmadığından bahisle yıllık izin ücreti talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti : Davalı vekili, davacının iş akdinin Deniz İş Kanununun 14/1 maddesine göre haklı sebeplerle feshedildiğini, 23/01/2004 tarihinden itibaren davalı işyerinde çalışan davacının işyerinde iş disiplinine uygun olmayan disiplinsiz tutum ve davranışlar sergilediğini, uyarılmasına rağmen davacının hareketlerine devam etmesi nedeniyle iş akdinin ihbarsız ve önelsiz feshedildiğini, davacının sendika üyesi olduğu gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğine ilişkin iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacının davalı işyerinde maktu ücret esasına göre çalıştığını ve işyerinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, İş sözleşmesinde de davacının belirlenen ücretine fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışmaları karşılığını da kapsadığını, davacıya haklarının imzalı ücret bordroları ile ödendiğini, ayrıca davacının 7 gün 24 saat şeklinde çalıştığına ilişkin iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
20.04.1967 tarih ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 28. maddesine göre bu kanuna göre tespit edilmiş bulunan iş sürelerinin aşılması suretiyle yapılan çalışmalar, fazla saatlerde çalışma sayılır. Aynı maddenin 2. fıkrasında yapılacak fazla çalışmanın her saatine ödenecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarı % 25 oranında artırılmak suretiyle bulunacak miktardan az olamayacağı düzenlenmiştir.
01.07.2012 tarih ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 402. maddesinde fazla mesai alacağının % 50 zamlı hesaplanacağı düzenlenmişse de, Deniz İş Kanunu kapsamında deniz taşıma işlerinde çalışan işçilere Deniz İş Kanunu hükümlerinin genel kanun niteliğindeki Türk Borçlar Kanunu karşısında uygulanma önceliği vardır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 180 sayılı sözleşmesine ek olarak çıkarılmış olan 187 sayılı tavsiye kararının “Gemi Adamlarının Ücretleri” başlıklı II. bölümünün 3. maddesinin (c) bendinde fazla çalışmanın saat başına ödenecek temel ücretin 1,25’inden az olmamak üzere yasal düzenlemeler veya toplu sözleşmelerle belirleneceği belirtilmiştir. Deniz İş Kanunu’nun yukarıda belirtilen hükmü uluslararası düzenlemelere de uygun düşmektedir. Buna göre hesaplama % 25 zamlı ücretle yapılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti hesabı yapılırken, yukarıda açıklandığı üzere, % 25 zamlı ücret yerine %50 zamlı ücretin dikkate alınması hatalıdır. Kaldı ki, hesap ve talep dönemi de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun yürürlük tarihinden önceye ilişkin olduğundan her halükarda fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanması gerekirken %50 zamlı hesaplanması kabule göre de hatalı olmuştur.
Fazla mesai hesabı yapılırken 6 gün çalışılıp 6 gün dinlenme şeklindeki çalışma sisteminde ayda 72 saat çalışıldığı belirlenmiş olmasına rağmen hesaplamada 72 saat yerine 74 saat üzerinden fazla mesai hesabı yapılması da hatalıdır. Davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı ve var ise hesabı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davalı son ücret bordrosu ile yıllık izin ücreti tahakkuku yapıldığı ve bu miktarın, davacının ücreti üzerinde haciz bulunduğundan icra dairesine yatırıldığını savunmuş ve buna ilişkin bordro ve ödeme kayıtlarını dosyaya sunmuştur. Bu durumda bu ödeme araştırılarak yıllık izin ücreti hesabından ödemenin mahsup edilmesi gereklidir.
Davacı tarafından kıdem tazminatı ve ikramiye dışındaki alacaklara yasal faiz talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili alacakları yönünden bu talep aşılmak suretiyle en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi de hatalıdır.
Deniz Ticareti Hukukunda Gemi Sicili Tutulması
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.