Davanın Konusuz Kalması Durumu
Davanın Konusuz Kalması Durumu
Davanın konusuz kalması, dava süresi boyunca kanunun değişmesinden veya davacının şikâyetinden vazgeçmesinden dolayı dava konusunun ortadan kalkmasıdır. Bir dava konusuz kaldığı zaman, mahkemenin yargılamaya devam etmesine ve hüküm vermesine de gerek kalmamaktadır.
14. Hukuk Dairesi 2017/4256 E. , 2018/3195 K.
“İçtihat Metni”MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.11.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 30.03.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili; davacıların kayden paydaşı oldukları 122 parsel sayılı taşınmazda davalı … tarafından yapılan imar uygulaması sonucunda çok sayıda imar parsellerinin oluşturulduğunu, ancak davacıların ev ve bahçe olarak kullandıkları kısımlardan bahçe bölümünün davalı … adına 7788 ada 2 sayılı imar parseli olarak tescil edildiğini, oysa davalının bu yerle ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek; tapu iptali ve tescil isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
Davalı … vekili; davalı belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini ve esasende tescilin dayanağı olan idari işlem iptal edilmediği sürece davacı tarafın tapu iptali talebinde bulunamayacağını belirterek davanın reddini savunmuş; diğer davalı ise, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece; “kadastral parselin eski hale iadesi halinde yüzlerce parsel ve malikin olumsuz etkileneceği, sorunun ancak belediyece yapılacak imar uygulaması ile veya oluşan zararın tazmin yoluyla giderilebileceği, bunun haricinde verilecek kadastral parselin eski haline iadesi kararının fiilen uygulanma imkanının da mevcut olmadığı; ayrıca 3194 sayılı imar kanununun 18. Maddesi uyarınca imar parseli malikine karşı yapı sahibinin korunduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacılar vekilince temyizi üzerine Dairemizce “… öncelikle ihyası istenen kadastral parsel üzerinde oluşturulan imar parsel maliklerinin tespit edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve yanılgılı gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.”, gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası davacılar … ve … davalı belediyeden tapularını aldıklarını davanın konusuz kaldığını beyan etmişler ve yine davacılar vekili de aynı mahiyette beyanda bulunarak davalarının konusuz kaldığını belirtmiş, mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu 122 parsel sayılı taşınmazda davalı … tarafından imar uygulaması yapıldığı, ancak bu idari işlemin idari yargı yerinde iptal edildiği tartışmasızdır.
O halde; davalı …, yaptığı kamusal tasarruf (idari işlem) nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden maktu harç, maktu vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı belediyeye yüklenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.