Doğrudan Tanıma Usulü
Doğrudan Tanıma Usulü
Tanıma ve Tenfiz Ne Anlama Gelir?
Tanıma, yabancı ülke mahkemeleri tarafından verilen kararın ülkede kesin hüküm, kesin delil kuvvetinin ve yabancı ülke mahkemesi veya idari makamı tarafından alınan kararların hukuki sonuçlarının tanıma ülkesinde de kabul edilmesi anlamına gelir. Tanıma, yabancı ülke kararının Türkiye’de icra edilebilmesini sağlayamaz, yabancı devlet makamları tarafından alınmış kararın icrası için tenfiz kararı verilmesi gerekmektedir.
Yabancı makamlar tarafından verilen hangi nitelikteki kararlar tanıma taleplerine konu olabilir?
Tanıma davasına konu olabilecek yabancı mahkeme kararlarının çoğu inşai nitelikte kararlar ve tespit kararlarıdır. İcra edilebilir nitelikteki eda kararları açısından ise kararların Türkiye’de icra edilebilir olması için tenfizi gerekmektedir.
Yetkili yabancı makamlar tarafından verilmiş kararların Türk hukukuna göre tanınmasının mahkemelerden dava yoluyla talep edilebilmesi için hangi koşullar gerçekleşmelidir?
Yetkili yabancı makamlar tarafından verilen kararların Türkiye’de yetkili mahkemelerce dava yoluyla tanınması için öncelikle 3 ön koşulu taşıması gerekir.
Ön koşullarda eksiklik olması halinde asıl koşullar mahkeme tarafından değerlendirmeye alınmayacaktır.
1. Karar, yetkili yabancı mahkeme tarafından verilmiş olmalıdır.
2. Verilen karar, hukuk davasına ilişkin olmalıdır.
3. Verilen karar kesinleşmiş, kesin hüküm “kesin delil” niteliğine sahip olmalıdır.
Yetkili yabancı mahkeme tarafından verilmiş olan karar ön şartları taşıyorsa, tanıma talebiyle başvurulan mahkemece asıl şartlar değerlendirilecektir.
1. Yabancı mahkeme tarafından verilen karar, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmemiş olmalı veya ancak davalının itiraz etmesi halinde olmak üzere, yabancı mahkeme tarafından verilen kararın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmemiş olmalıdır.
2. Verilen karar, Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmamalıdır.
3. Kararın verildiği yabancı ülke kanunları uyarınca, kendisine karşı tanıma istenen kişi hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş ya da ilgili yabancı devlet kanunlara aykırı bir şekilde kendi bulunmadığı sırada, yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tanıma istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması gerekir.
Yabancı mahkeme tarafından verilmiş bir kararın tanınması için hangi mahkemede dava açılmalıdır?
Tanıma davalarında görevli mahkeme Asliye Mahkemeleridir. Fakat konusu aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınması için açılacak davalar Aile Mahkemelerinde görülecektir.
Mahkemeye tanıma talebiyle başvurulduğunda duruşma yapılır mı?
Tanıma, mahkeme yoluyla dava açılarak talep edilmişse hakim dosya üzerinden karar verememektedir, bu durum MÖHUK m. 55/1’de açıkça düzenlenmiş olup hakim taraf iradeleri ortak olsa dahi duruşma günü tayin etme mecburiyetindedir.
Bu nedenle karar idari makamca verilmiş boşanma davasına ilişkin bir karar ise, hızlı sonuç almak açısından tescil ile boşanma kararının tanıması gerçekleştirilmelidir fakat tarafların iradeleri ortak değilse ya da birlikte başvuru şartını sağlayamıyorlarsa mahkemelerden dava yoluyla tanıma talep etme açısından ön şartın “kararın adli makam tarafından verilmiş olması” yerine getirilmemesinden ötürü, Türkiye’de yeniden bir boşanma davası açılması gerekecektir.
Tanıma ve Tenfiz Ne Anlama Gelir?
Yabancı mahkeme tarafından verilmiş bir kararın tanınması için hangi yerdeki mahkemede dava açılmalıdır?
Yetkili mahkeme, davalının Türkiye’deki yerleşim yeri mahkemesidir. Eğer davalının Türkiye’de yerleşim yeri bulunmuyorsa Türkiye’de sakin olduğu yer, bu da yoksa Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde bu dava açılacaktır.
Yabancı mahkeme tarafından verilmiş bir kararın “örneğin, boşanma kararı” tanıması için hangi evraklar gerekir?
Yabancı mahkeme kararının “örneğin, boşanma kararı” aslı,
Yabancı mahkemenin boşanma kararının kesinleşmiş olduğunu gösterir şerh veya belge ve apostille,
Yabancı mahkemenin vermiş olduğu boşanma kararının Türkçe’ye yeminli tercüman tarafından tercüme edilmesi ve bu tercümenin Noter veya Konsolosluktan onaylatılması,
Pasaport ve nüfus cüzdanı fotokopisi,
Avukata vekalet verilecek ise resimli boşanma vekâletnamesi ve vekâletnamede yurtdışında verilmiş boşanma kararına ilişkin tanıma ve tenfiz davası açmaya yetki verilmesi gerekir.
Yurtdışında yabancı idari makamlar tarafından verilmiş olan evlat edinme kararının Türkiye’de tanınması mümkün müdür?
Yabancı ülkede alınmış evlat edinme kararının Türkiye’de tanınması açısından 2 paralel düzenleme bulunur. Bunlardan biri Nüfus Hizmetleri Kanunu m.30/2, diğeri ise Türkiye’nin taraf olduğu ve doğrudan tanımayı öngören sözleşmelerden olan Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair La Haye Sözleşmesi’dir.
Doğrudan Tanıma Usulü
Nüfus Hizmetleri Kanunu m.30/2 düzenlemesinin olmadığı ihtimalinde MÖHÜK kapsamında mahkemelerce tanıma kararı verilmesine ilişkin şartlarda yabancı ülkede alınmış kararın yalnızca yabancı mahkemeler tarafından alınabileceği şartının bulunduğunu görürüz, bu sebeple yabancı idari makam tarafından yapılan evlat edinme işleminin MÖHUK kapsamında Türkiye’de tanınması ve tenfizi mümkün olmayacakken Nüfus Hizmetleri Kanunu bize bu imkanı sağlamaktadır. Bu Kanun ilgili maddesine göre evlat edinmeye ilişkin kararı yabancı ülkedeki idari makam vermiş olsa kesinleşmiş olan veya kesin hüküm gibi sonuç doğuran karar ve belgelerin de tanınmasına imkan verilmiştir. MÖHUK’ta olduğu gibi kesin hüküm şartı, evlat edinme kararı veren ülkenin hukukuna göre belirlenecektir. Hukukumuzda, kesinleşmiş idari karar ve belgelerin MÖHUK kapsamında tanıma ve tenfiz davasına konu edilebilecek tek istisnası, yabancı idari makamınca verilmiş evlat edinme kararlarıdır.
Ancak evlat edinme kararının tanınması ve tenfizi aşamasında kamu düzeni kriteri anlamında çocuğun menfaatine bakılır. Evlat edinmeye ilişkin verilen yabancı kararda, çocuğun menfaatinin ihlal edilmesi Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil eder ve kararın tanınması ve tenfizine engel olur, nitekim hakimin yapacağı bu inceleme çocuğun menfaati gereği revizyon yasağının da bir istisnasını teşkil edecektir.
(Revizyon Yasağı : Tanıma ve tenfiz kararlarının niteliği gereği yabancı mahkemede karar verilmesi sonrasında, kararın doğru veya yanlış verildiğinin incelemesinin Türk mahkemelerinde yapılmamasıdır.)
Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair La Haye Sözleşmesi düzenlemeleri de NHK ile paraleldir ve bu sözleşmeye göre de taraf devletler arasında evlat edinmenin tanınmasına ilişkin taleplerde, adli makamlarla birlikte idari makamlar da yetkilidir. Evlat edinme işleminin yapıldığı yabancı devletin yetkili makamınca “adli veya idari makam” belgelenen evlat edinme işleminin sözleşmeye taraf olan diğer devletlerde hüküm ve sonuç doğurması için ayrıca bir tanıma davasının açılmasına gerek yoktur. Sözleşmeye göre evlat edinme işleminin doğrudan tanınmasına engel olacak tek istisna, evlat edinme işleminin sözleşmeye taraf devletin kamu düzenine aykırılık oluşturmasıdır ve Sözleşme kamu düzeninin kapsamını çocuğun yüksek menfaati kıstasıyla sınırlamıştır.
Doğrudan Tanıma Usulü
Mavi kart sahibi kişi ile yabancı devlet vatandaşı olan eşi arasında, yabancı devlet idari makamları tarafından verilmiş boşanma kararının Türkiye’de tanınması mümkün müdür?
Mavi kart sahibi kişiler her ne kadar yabancı statüsünde olsalar da istisnai haller haricinde Türk vatandaşları gibi pek çok hakka sahip olarak imtiyazlı yabancı konumunda olduklarından yabancı devlet idari makamları tarafından verilen boşanma kararının Türkiye’de tanınması mümkündür, mavi kart sahibi kişi mahkemeye giderek tanıma davası açmasına gerek kalmadan tek taraflı bir talep ile boşanma kararını tescil ettirerek tanınmasını sağlayabilir.
Türk vatandaşı kişi ile yabancı devlet vatandaşı olan eşi arasında, yabancı devlet idari makamları tarafından verilmiş boşanma kararının Türkiye’de tanınması mümkün müdür?
25.03.2020 tarihinde Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte artık yabancı devlet mahkemelerince verilen boşanma kararlarının yanı sıra yabancı devlet idari makamları tarafından verilen boşanma kararlarının da Türkiye’de tanınması mümkündür. İlgili hüküm yabancı devletin adli veya idari makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin verilen kararların, belirli şartlar halinde nüfus kütüğüne tesciline izin vermiştir, bu şartların varlığı halinde boşanma kararının tanınması için mahkemelere dava yoluyla başvurulmasına da gerek kalmamıştır.
Yabancı devlet makamlarınca verilen boşanma kararının Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında tescil edilerek tanınması için hangi şartlar bulunur?
1. Karar, yabancı devletin yetkili adli veya idari makamı tarafından verilmiş olmalıdır.
“Taraflar yabancı devlette adli veya idari makama gitmeden boşanmış ise, Türkiye’de boşanmanın tanınması mümkün olmayacaktır.”
2. Türkiye’de tanınması talep edilen karar, kesinleşmiş olmalıdır.
“Kesin hüküm şartı, boşanma kararı veren yabancı ülkenin hukukuna göre tespit edilecektir.”
3. Kararın Türkiye’de tanınması için taraflar birlikte başvurmuş olmalıdır.
Tanıma ve Tenfiz Ne Anlama Gelir?
“Birlikte başvurudan anlaşılması gereken, tarafların aynı anda başvurmak zorunda olduğu değil, başvurularını ayrı ayrı da gerçekleştirebileceğidir ancak ilk başvuru ile ikinci başvuru arasında 90 günlük süre aşılmamalıdır. 90 günlük sürenin aşılması halinde boşanma kararının artık mahkemeden dava yoluyla talep edilerek tanınması gerekecektir. Yabancı ülkede verilen boşanma kararı idari makam tarafından verilen bir karar ise 90 günlük süre aşıldığında ve Türkiye’de tanıma talebiyle mahkemeye başvurulduğunda kararın adli makamca verilme şartı bulunduğundan tescil edilerek tanınması mümkün olmayacaktır ve yeni bir boşanma davası açılması gerekecektir, bu nedenlerle süreye dikkat edilmelidir.”
4. Türkiye’de tanınması talep edilen karar, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamalıdır. Anayasadaki temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası hukukun temel ilkelerine, adil yargılanma ve savunma hakkına, Türk toplumunun genel ahlak, örf ve adet kurallarına açık bir aykırılık olması halinde, kararın kamu düzenine aykırılığı meydana gelecektir ve tanınması mümkün olmayacaktır.
5. Türkiye’de tanınması talep edilen kararla ilgili Türk mahkemelerinde hali hazırda görülmekte olan veya reddedilmiş bir tanıma davası bulunmaması gerekir.
Doğrudan Tanıma Usulü
Yabancı ülkede alınan boşanma kararı sonucunda henüz Türkiye’de kararın tanınması için tescil yaptırmadan önce diğer eşin ölmesi halinde “birlikte başvuru şartı” gerçekleşemeyeceğinden boşanma kararının tanınması mümkün olmayacak mıdır?
Evliliği sona ermiş kişilerin tescil talebi öncesinde ölmüş olmaları durumunda, yabancı ülke adli veya idari makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin verilen kararların aile kütüğüne tescil talebi hukuki yararı bulunanlar tarafından yapılabilir. Boşanma kararının tanınmasında hukuki yarar sahibi olan kişiler, ölen kişinin yerine geçerek ve bu halde ölen kişinin sahip olduğu kapsamda tescil talebinde bulunmak üzere diğer eşle birlikte başvuru yapabilirler.
Fakat, tek taraflı irade beyanı ile gerçekleşmiş boşanmalar bu hükmün kapsamına girmez, hükümle getirilmek istenen amaç tek taraflı irade beyanıyla gerçekleştirilen boşanmaların bu yolla tanınmasına engel olmaktır.
Boşanma kararı Türkiye’de tescil yoluyla tanındığında boşanmanın sonuçlarına ilişkin nafaka ya da tazminat konularının durumu ne olur?
Yabancı makam tarafından verilmiş boşanma kararının Türkiye’de tanınması tescil yoluyla gerçekleştiğinde bu husus yalnızca boşanma kararı için sonuç doğuracaktır. Yabancı ülke adli veya idari makamlarınca verilen kararlardaki velayet, iştirak nafakası, çocuk ile kişisel ilişki kurulması, mal rejimi ve tazminat gibi tenfize konu olan hükümler bakımından bir sonuç doğurmayacaktır, boşanmanın sonuçları olan bu konular için taraflar görevli ve yetkili mahkemelere kararın tanınması veya tenfizi için ayrıca dava açmalıdır.
Boşanma kararı Türkiye’de tescil yoluyla tanındığında çocuğun velayetinin durumu ne olur?
Velayete ilişkin karar için taraflar ayrı bir tanıma ya da tenfiz davası açmadıysa taraflar Türkiye’de tescil ile tanıma yoluyla boşanmış olarak gözükür ancak her iki tarafın da çocuğun velayetin ilişkin durumu evlilik birliği devam ediyormuş gibi sonuç doğuracaktır, dolayısıyla Türkiye’de her iki eşin de çocuğun üzerinde velayet hakkı olacaktır.
Yabancı makam tarafından verilmiş boşanma kararı Türkiye’ye tanındığında boşanma hangi tarihte gerçekleşmiş sayılacaktır?
Yabancı mahkemelerce verilen boşanma kararlarının Türk mahkemelerince tanıma kararı verilip kesinleşmesi halinde, yabancı mahkemece verilmiş olan kararın kesinleşme tarihi, boşanma tarihi olarak kabul edilir. Bu sebeple boşanma, yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerlidir.
Doğrudan Tanıma Usulü
Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de tanınabilmesi mümkün müdür?
Yabancı hakem kararlarının tanınması anlamında eğer karar, verildiği ülke hukukuna göre hakem kararı olma niteliğine sahipse, kararın tarafları aracılığıyla dilekçe sunarak Türk mahkemelerinde tanınması dava açılması suretiyle talep edilebilecektir, bunun için hakem kararının daha önce MÖHUK çerçevesinde sayılan ön şartları ve asıl şartları taşıması gerekir.
Doğrudan tanıma usulü nedir?
Doğrudan tanıma veya doğrudan tescil olabilmesi için herhangi bir talep ve şarta bağlı olmaksızın, işlemin doğrudan tescil edilmesi gerekmektedir. Eğer Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmede tanıma anlamında hiçbir şart tesis edilmediyse bu halde doğrudan tanıma usulü geçerli olur, aksi halde yani milletlerarası sözleşmede örneğin, eğer yabancı idari makam veya mahkemenin verdiği boşanma kararının tanınması için bazı şartlar öngörüldüyse o halde doğrudan tanımadan bahsedilemez.
Doğrudan Tanıma Usulü
Türkiye Açısından Doğrudan Tanımanın Kabul Edildiği Milletlerarası Anlaşmalar Var mı?
Türkiye’nin taraf olduğu ve doğrudan tanıma usulünün kabul edildiği milletlerarası antlaşmalar bulunur.
Türkiye-Irak Arasındaki Adli Yardım Sözleşmesi (m.84)
Bazı Ölümlerin Tespitine Dair Sözleşme (m.4),
Evlenme ile Nesebin Düzeltilmesi Hakkında Sözleşme (m.6),
Uluslararası Çocuk Kaçırmaların Hukuki Veçhelerine Dair 1980 tarihli La Haye Sözleşmesi (m.14),
Kişi Hallerine İlişkin İşlemlerin Düzeltilmesi Kararları ilgili Sözleşme (m.2,3) “Sözleşme içerisinde m.4 doğrudan tanıma engelidir.”,
Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair 1993 tarihli La Haye Sözleşmesi (m.23)
“Sözleşme içerisinde m.24 doğrudan tanıma engelidir. İlgili madde çocuğun yüksek yararıyla ilgilidir.”,
Küçüklerin Korunmasına Dair Makamların Yetkisine ve Uygulanacak Kanuna Dair 1961 tarihli La Haye Sözleşmesi (m.7)
“Sözleşme içerisinde m.16 doğrudan tanıma engelidir. İlgili madde sözleşmeye taraf olan devletin kamu düzeni kriteri ile ilgilidir.”
Tanıma Yargıtay Kararı
Deport Kararı 2022
YARGITAY BAŞKANLIĞI
2. Hukuk Dairesi
2021/6929 E.
2021/8701 K.
“İçtihat Metni” MAHKEMESİ: …Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: Tanıma ve Tenfiz
Doğrudan Tanıma Usulü
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkek dava dilekçesinde; tarafların …
Aile Mahkemesi tarafından verilen 09/08/2004 tarihli kesinleşmiş kararıyla boşandıklarını belirterek, yabancı mahkeme ilâmının tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise, açılan davayı kabul etmediklerini, davacı ile davalının göstermelik olarak boşandıklarını, 2008 doğumlu müşterek bir çocuklarının olduğunu belirterek davanın reddini talep emiştir.
İlk derece mahkemesince tarafların … Aile Mahkemesince 106724 / ES RK 03/937 dosya numarası üzerinden verilen ve 09/08/2004 tarihinde kesinleşen boşanma kararının tanınmasına karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf başvurusunu inceleyen bölge adliye mahkemesince, …
Aile Mahkemesi tarafından verilen ve 09.08.2004 tarihinde kesinleşen boşanma kararından sonra tarafların beraberliklerini devam ettirdikleri ve bu dönemde 04.03.2008 doğumlu a.h. isimli bir çocuklarının olduğu, davacının aradan on dört yıl geçtikten sonra, 2004 yılında yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasını istemesinin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 5718 Sayılı MÖHUK m. 52/1 inci maddesinde belirtildiği üzere hukuki yararı bulunan herkes yabancı mahkeme ilamının tanınmasını ve tenfizini isteyebilir. Tarafların … Aile Mahkemesinin 09.08.2004 kesinleşme tarihli kararı ile boşandıkları anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılması gereken iş davaya konu yabancı mahkeme kararının MÖHUK m. 58 vd. maddelerine göre tanıma koşullarını içerip içermediğini belirlemekten ibarettir. Tarafların birlikteliğinin devam etmesi ya da bu dönemde ortak çocuklarının dünyaya gelmiş olması davacının ilgili kararın tanınmasında hukuki yararının bulunduğu gerçeğini değiştirmediği gibi bu kararın tanınmasının talep edilmesi Türk Medeni Kanunu’nun 2 nci maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırılık da oluşturmaz. O halde mahkemece, kanundaki tanıma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.
Stajyer Av. Derya MERİÇ
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.