İş Mahkemesi Alacak Davası Yargıtay Kararı
İş Mahkemesi Alacak Davası Yargıtay Kararı
Karar İçeriği
22. Hukuk Dairesi 2018/6282 E. , 2018/10734 K.
“İçtihat Metni” MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, kanun yararına bozulması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmiş, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 29.11.2005 tarihinden itibaren davalı kurumda elektrik teknisyeni olarak görev yaptığını, 31.01.2006 tarihinde … Sendikasına üye olduğunu, toplu iş sözleşmelerine aykırı olarak müvekkiline eksik ödemeler yapıldığını bu sebeple toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının sendika üyesi olması sonrası işçilik ücretlerinin azaltılmadığını tam aksine arttırıldığını ve dava konusu taleplerin yerinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, kanun yararına bozulması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücretinin işverence tek taraflı olarak düşürülüp düşürülmediği ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanmadığı dönemde son günlük ücretinin 36,10 TL olduğu, sendikal haklardan ve toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmaya başlandığı 31.01.2006 tarihinden sonra ise 28,80 TL olarak ödendiği dosya kapsamı ile sabittir. … ile toplu iş sözleşmesi imzalayan …
Sendikası arasında 31.05.2004 tarihinde yapılan protokol neticesinde,
işçilerin toplu iş sözleşmesinden protokoldeki şartlar ve öngörüler doğrultusunda yararlandırılmaları kararlaştırılmış, getirilen özel hükümlere göre davacı ve onunla aynı şartlarda çalışan işçilerin ücretleri belirlenmiştir.
Dolayısıyla, sadece davacının şahsına ilişkin ücretinin düşürülmesi veya ücretinin işverence tek taraflı olarak düşürülmesi söz konusu değildir. Bu durum karşısında, davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanmaya başladığında ücretinin 28,80 TL olarak belirlenmesinde, davalı ve davacı adına hareket eden sendika ile işveren arasında imzalanan 31.05.2004 tarihli protokol hükümlerinin esas alındığı açıktır.
Davacıya yürürlükte olan
gereğince ödenmesi gereken menfaatler davalı tarafça ödenmektedir. Bu şekilde davacının toplu iş sözleşmesinden faydalanmasıyla birlikte toplu iş sözleşmesinin işçiler lehine getirdiği akçalı menfaatlerden (giyim yardımı, gıda yardımı, yemek yardımı, ikramiye, ilave tediye gibi) de yararlanması mümkün olup, davacının gelirinde artış meydana gelmiştir.
Kaldı ki davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi imzalanırken günlük ücreti 36,10 TL olarak belirlenmiş ve toplu iş sözleşmesinden yararlanma durumunda ücretin toplu iş sözleşmesi ile yeniden belirleneceği hususu düzenlenmiştir.
Davacı sendikaya üye olup toplu iş sözleşmesinden yararlanmak istediğini belirttiğine göre,
toplu iş sözleşmesi gereği belirlenen yeni ücretini kabul etmiş olup, hem toplu iş sözleşmesi kapsamındaki sosyal hakları hem de kapsam dışı işçilere ödenen günlük ücreti talep etmesi olanaklı değildir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden, yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına temyiz isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.