MANŞET

İzinsiz Görüntü veya Ses Kaydı Almak Suç Mudur

İzinsiz Görüntü veya Ses Kaydı Almak Suç Mudur

 Ses ve konuşmaların izinsiz kayıt edilmesinin suç olarak değerlendirilebilmesi için bir takım kavramların özellikle özel hayat ve özel hayatın gizliliği tanımlarına değinmekte fayda var . TCK m.134’ün  değerlendirildiğinde  Özel hayat  Kişinin başka suretle başkaları tarafından  tarafından görülmesi  bilinmesi mümkün olmayan  kişiye ve izin verdikleri  kişiler haricindekileri  bilmesi mümkün olmayan kişiye özgü alana özel hayat denilmektedir. Özel Hayata girmeyen alanlardaki bilgilerin kaydedilmesi yahut paylaşılması suç değildir. 

 

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Ve Cezası 

 Türk Hukukunda kişilerin özel hayatlarının gizliliğinin korunmasını isteme hakları bulunmaktadır. Bir başkasının özel hayatının gizliliğin ihlal eden kişi suç işlemiş sayılır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası içerir. Cezanın boyutu; özel hayatın kayıt altına alınıp alınmadığı, basın ve yayın yoluyla ifşa edilip edilmediği gibi unsurlara göre saptanır. 

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun var oluş amacı kişinin özel hayatının gizliliği ve korunmasıdır. Bir diğer deyişle bu suç ile korunan hukuki değer özel hayata saygı hakkıdır. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bu suçun konusunu özel hayat olayları oluşturur. Bir olayın özel hayat kapsamına girmesi için ilgili kişinin bu olayı gizli tutma iradesi sergilemesi, olayın istisnai kişiler dışında bilinebilir olmaması ve bu olayın gizli tutulmasında kişinin objektif bir yararının bulunması gerekir. 

 

Özel hayatın gizliliğini ihlal 

Madde 134  

(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. 

(2) (Değişik fıkra: 02.07.2012 – 6352 S.K/Madde 81) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur. 

 

İzinsiz Görüntü veya Ses Kaydı Almak Suç Mudur? 

 İzinsiz görüntü veya ses kaydı almanın bir suç olduğunu daha önce de belirtmiştik. Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu düzenlenmiş olup suçun işlenmesi halinde fail hakkında verilecek olan ceza yer almaktadır. İlgili madde hükmüne göre özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun görüntü veya ses kaydı alınması suretiyle işlenmesi halinde fail hakkında verilecek olan ceza arttırılacaktır. Aynı zamanda bu ses ya da görüntü kayıtlarının hukuka aykırı bir şekilde ifşa edilmesi ise söz konusu suçun nitelikli hali olarak düzenlenmiştir.  

İzinsiz görüntü veya ses kaydı alınması neticesinde aynı zamanda haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ( TCK m.132) işlenmiş olabileceği gibi kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu ( TCK m.133) da işlenmiş olabilir. Dolayısıyla somut olayın özelliklerine bakılarak failin cezalandırılması gerekecektir. Dolayısıyla TCK bakımından bir kimsenin izinsiz görüntü veya ses kaydının alınması suçtur. 

 

Haberleşmenin gizliliğini ihlal 

TCK MADDE 132  

(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır. 

(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 02.07.2012 – 6352 S.K/Madde 79) İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur. 

(4) (Mülga fıkra: 02.07.2012 – 6352 S.K/Madde 79) 

İzinsiz Görüntü veya Ses Kaydı Almak Suç Mudur 

KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMALARIN DİNLENMESİ VE KAYDA ALINMASI 

TCK MADDE 133 

(1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. 

(3) (Değişik: 2/7/2012-6352/80 md.) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur. 

 

İzinsiz Ses Kaydı Delil Olarak Kullanılabilir mi? 

 Ceza Muhakemesi Kanununa göre hukuka aykırı olarak elde edilen deliller kullanılamaz. 

CMK 217. Maddesinde; “Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” Denilmektedir. 

Ancak bu durumun Telefon görüşme ve ses kayıtları için Yargıtay içtihatlarına da yansıyan istisnaları oluşmuştur. 

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.05.2013 tarihli ve 2012/1270 esas, 2013/248 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlar dışında, karşı tarafın konuşmalarını gizlice kaydetmesi hukuka uygun kabul edilemez. 

 

Soruşturma, Kovuşturma ve Görevli Mahkeme 

 Ses veya görüntülerin kayda alınması suçu nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. 

Soruşturma aşamasında ön ödeme kurumunun uygulanması veya kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür. 

Kovuşturma aşamasında basit yargılama usulü uygulanarak yargılama yapılabilir. 

 

İzinsiz Ses Kaydı Şikayet Dilekçesi Nasıl Hazırlanır? 

 İzinsiz ses kaydı şikayet dilekçesi bulunduğunuz il Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılmalıdır. Şikayet dilekçesinde suç ve suç tarihi belirtilmiş olmalı, şüphelinin kimliği biliniyorsa bu da dilekçede yer almalıdır. Şikayetçi izinsiz ses kaydı şikayet dilekçesi açıklamalar bölümünde maruz kaldığı hukuka aykırı fiilin ayrıntılarını kısa ve öz bir şekilde anlaşılır bir dille anlatmalıdır. Son olarak dilekçenin şikayetçi adı soyadı ile imzalanması gerektiği unutulmamalıdır.  

Haberleşmenin, konuşmaların, özel hayatın gizliliğinin ihlali veya kişisel verilerin hukuka aykırı kullanımı sebebiyle yapılacak suç duyurularında elde edilebiliyorsa delillerin toparlanması önemlidir. Soruşturmaya esas teşkil edecek deliller elde edildiğinde şikayet tarihine kadar korunmalı ve dilekçeye ek olarak sunulmalıdır. 

 

Hukuka Uygun Olan Ses Kayıtları 

Alınan her ses kaydının özel hayatın gizliliğini ihlal etmesi mümkün değildir. Zaten böyle bir durumda teknolojik cihazları tamamen hayatımızdan çıkartmamız gerekir ki bu da imkansızdır. Bu noktada özel hayatın gizliliği kavramını da kısaca açıklamak gerekirse: bireyin kendisi hakkında olan bir şeyin gizli kalmasını istemesi, kayıt altına alınmamasını istemesi şeklinde tanımlanabilir. Alınan bir ses kaydının hukuka uygun olduğu haller şunlardır: 

  1.  Ses kaydı esnasında ses kaydı alınan kişinin izninin bulunması, 
  1. Ani gelişen bir olayda başka türlü kanıt elde edilemeyecek ise ses kaydı alınabilir, 

Bu maddelerde belirttiğimiz gibi ses kaydı alınan kişinin ses kaydı konusunda izni açık bir şekilde alınmışsa bu durumda ses kaydı artık hukuka aykırı olmayacaktır. Ses kaydı yapılmadan önce yanınızdaki kişiyi bilgilendirip ses kaydı almanızda bir sakınca yoktur. Yine “ani gelişen bir olayda” başka türlü bir kanıta ulaşamayacak iseniz alacağınız ses kaydı hukuka uygun sayılacaktır. 

 

  • Ses kayıtlarının hukuka aykırı delil niteliğinin ve suç oluşturmasının istisnalarından biri boşanma davalarıdır. Açılan boşanma davası yürütülürken sunulan ses kaydı çoğu zaman önemli bir delil olmaktadır. Boşanma davasında ses kaydının delil niteliğini irdelemeden önce, bu ses kaydının delil elde etmek amacıyla oluşturulup oluşturulmadığının irdelenmesinde fayda vardır. Diğer yandan hayatın olağan akışı içinde meydana gelen yani bir kurguya dayanmayan, yüz yüze yapılan konuşmaların ses kaydının delil niteliği vardır. Her ne kadar karşı tarafın rızası olmadan elde edilen bu tip ses kayıtları hukuka aykırı delil olsa da, boşanma davası bu kuralın istisnasıdır. 

 

Boşanma Davasında Ses Kaydı Yargıtay Kararları 

 “…Bu nedenle, eşinin sadakatinden kuşkulanan davacı-davalının, birlikte yaşadıkları her ikisinin de ortak mekanı olan konutta, eşinin bilgisi dışında ses kayıt cihazı yerleştirerek , eşinin aleni olmayan konuşmalarını kaydetmesinde bu suretle sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmayan davranışlarını tespit etmesinde özel hayatın gizliliğinin ihlalinden söz edilemez ve hukuka aykırılık bulunduğu kabul olunamaz. Aksine, aile birliğine ilişkin ortak yaşanılan mekana davalının, meşru olmayan bir amaç için arkadaşlarını kabul etmesinde, aile hayatının gizliliğini ihlal söz konusudur. Bu bakımdan sözü edilen delilin elde edilişinde hukuka aykırılık bulunduğundan söz edilemez…” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2007/17220 E, 2008/13614 K, 20.10.2008 T) 

 

“…Kocanın yatak odasındaki bir dolabın içinde yada yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesi, bu mekanın eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdüklerini bir yer olduğundan kadın gizli mekan kabul edilemez. Hiç kimse evindeki bir mekanda bulduğu bir delili hukuka aykırı yollardan ele geçirmiş sayılamaz.” (Yargıtay HGK 2002/2-617 E, 2002/648 K) 

 

“…Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık, baldızı olan katılan ile yapmış olduğu yüz yüze konuşmayı kaydetmiştir. Bu kaydı eşine karşı açmış olduğu boşanma davasına delil olarak sunmuştur. Sanığın, boşanma davasındaki iddialarını ispatlama amacı taşıyan eyleminde hukuka aykırı olarak hareket etme bilinciyle davranmadığı anlaşılmıştır. Ancak sanık, …. konuşma kayıtlarını konuşma ve aile bireyleri ile ilgisi olmayan üçüncü kişi konumunda bulunan tanıklar …. ve …. adlı kişilere dinletmiştir. Bu çerçevede sanığa bu eylemi nedeniyle ek savunma hakkı hatırlatılarak TCK’nın 134/2.maddesinde tanımı yapılan özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanık hakkında mahkumiyete karar verilmesi gerekmektedir.” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2018/8075 E, 2019/1860 K, 13.02.2019 T) 

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu