MANŞET

Mahalli İdareler Kaça Ayrılır?

Mahalli İdareler Kaça Ayrılır?

Türk idari teşkilat yapısı merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu hizmetlerinin yönetilmesi merkezden yönetim görevi olarak sayılır. Ancak mahalli nitelikteki kamu hizmetleri ile teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren hizmetlerinin sunulması görevi yerinden yönetim birimlerine bırakılmıştır. Dolayısıyla Türk idari teşkilatlanmasında merkezi idarenin yanı sıra mahalli idareler ile hizmet yerinden yönetim kuruluşları bulunur.

Anayasa’nın 127. maddesinde mahalli idareler (yerinden yönetim) şöyle tanımlanmıştır: “il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını
karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.”

Görüldüğü üzere Anayasada mahalli idareler 3 tane olmak üzere tanımlanmıştır:

  • İl
  • Belediye
  • Köy

Yerinden yönetimler, Devlet tüzelkişiliğinden ayrı bir tüzelkişiliğe sahiptir. Yani kendilerine ait bütçeye, mal varlığına ve personele sahiptir. Yine yerinden yönetimlerin ayrı bir kamu tüzelkişiliği olduğu için merkezi idarenin hiyerarşisine sahip değildir. Tüm bu özelliklerden dolayı da idari özerkliğe sahiptirler.

Mahalli idareler sahip oldukları bu idari özerklik sebebiyle kanunla kendilerine verilmiş konularda karar alma ve bu kararları uygulama yetkisine sahiptir. Tabi ki mahalli idarelerin kararları uygularken keyfi davranabilecekleri anlamına gelmez. Bu nedenle mahalli idarelerin denetlenmesi kaçınılmazdır.

İdarenin bütünlüğünü sağlamak ve korumak için merkezi idarenin mahalli idareler üzerinde denetim yetkisine sahiptir. Merkezi idarenin, yerinden yönetim (mahalli idareler) kuruluşları üzerindeki sahip olduğu denetim yetkisine “idari vesayet” denir.

Bu halde idari vesayet yetkisi bir idari denetim türüdür.

Anayasa madde 127/5- Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine
uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve
mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde
idari vesayet yetkisine sahiptir.

Anayasa Mahkemesi; “merkezi idareye, yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisi tanınmasının bir sonucu olarak yerel yönetimlerin özerkliğinin mutlak ve sınırsız olmadığının kanıtlandığını” kabul eder.  Yine Anayasa Mahkemesinin bir başka kararında da; “idari vesayetin Devletin genel menfaatini sağlamış olmasının yanı sıra yerel halkın menfaatlerinin de bir güvencesidir” demiştir.

İdari Vesayet Nedir

İdari Vesayet Yetkisinin Özellikleri

  • İdari vesayet yetkisi kanunla kanunla verilen ve istisnai bir yetkidir: İdari vesayet yetkisi genel ve olağan bir yetki değil istisnai bir yetkidir. Yani idari vesayet yetkisinin kullanılması için ancak kanunla öngörülmüş olması gerekir. Kanun tarafından bu yetki hangi makama veya hangi kamu görevlisine verilmiş ise o kişi/makam tarafından kullanılmalıdır.

 

  • İdari vesayet mahalli idarelere tanınan ve anayasal güvence altına alınan özerkliğin bir istisnasıdır: Mahalli idareler özerk tüzelkişiliklerdir. İdari vesayete tabi olmaları ise bu özerkliğin bir istisnasını oluşturur.

 

  • Vesayet yetkisi yerinden yönetim kuruluşlarının yerine geçerek icrai karar alma yetkisi vermez: Yani merkezi idarenin, yerinden yönetim kuruluşları yerine geçerek onlar yerine karar veremez ve uygulayamaz. Anayasa Mahkemesine göre; “yerinden yönetim kuruluşları, kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirmemesi ve kamu yararının zorunlu olduğu hallerde ve ancak kanunla öngörülmüşse; merkezi idare, yerinden yönetimin yerine geçerek karar alabilir” demiştir.

 

  • İdari vesayet kanun tarafından öngörülen bozma, onama, erteleme, değiştirerek onama gibi sınırlı yetkiler içerir.

 

  • Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları da vesayet denetimine tabidir: Anayasa Mahkemesi; “Türk Tabipleri ve Türk Diş Hekimleri Birliğine ait olan sağlık hizmetlerinde ücret tarifesi belirlenmesi veya onaylanması yetkisinin Sağlık hizmetleri Genel Müdürlüğüne verilmesini öngören kanun hükmündeki kararnamenin Anayasa’ya uygunluğunu denetlediği bir kararında; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının özerk olduğunu ancak bu özerkliğin yani meslek kuruluşları kararlarının idari vesayet yolu ile denetlenmesine engel olmadığını” demiştir.

 

  • İdari vesayet yetkisi devredilemez: İdari vesayet yetkisi ancak kanunla verilebilir demiştik. bu nedenle vesayet yetkisinin kullanımı kanun tarafından hangi makama verilmişse yetki o makam tarafından kullanılması gerekir. Yetki devri ile başka makamlara verilmesi söz konusu olamaz. Örneğin Anayasa Mahkemesi bir kararında; “Bakanlığın bütün işlerinin Bakan tarafından bizzat yapılması mümkün olmadığı için yetkilerinin bir kısmını devredebileceği ancak Bakanlar Kurulu toplantılarına katılmak, kararname imzalamak, yönetmelik çıkarmak, Uyuşmazlık Mahkemesine başvurmak, idari vesayet gibi yetkilerin devredilemeyeceğini belirtmiştir”. Görüldüğü üzere Bakanın devredemeyeceği yetkileri arasında “idari vesayet” yetkisini de saymıştır.

Mahalli İdareler Kaça Ayrılır?

Stajyer Av. Merve ÇATAR

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu