Medeni Hukuku | Medeni Hukuk Avukatı Düzce
Medeni Hukuku | Medeni Hukuk Avukatı Düzce
Medeni hukuk terimi, sözlük anlamı itibariyle “şehir hukuku” veya “şehirliler hukuku” anlamına gelmektedir. Kişiler arasındaki özel ilişkileri konu edinen medeni hukuk, kişilerin birbirleriyle ve belirli ölçüde devletle olan doğrudan veya dolaylı ilişkilerini düzenleyen kurallardan oluşan bir pozitif hukuk alanıdır.
Medeni hukuk, düzenlediği ilişkilerin niteliği ve kapsamı açısından beş ana dala ayrılmaktadır. Bunlar; “kişiler hukuku”, “aile hukuku”, “miras hukuku”, “eşya hukuku” ve “borçlar hukuku”dur.
Medeni Hukukun Alt Hukuk Dalları
Kişiler Hukuku
Kişiler hukuku, temelde kişiyi soyut bir şekilde ele alıp inceler. Bu çerçevede hak sahibi olan kişilerin türlerini, ehliyetlerini, kişisel durumlarını, yakınlarıyla olan ilişkilerini (hısımlık), belli yer ile olan ilgilerini (ikametgâh), kişiliğin başlangıcı, sona ermesi ve kişiliğin korunmasını düzenler.
Aile Hukuku
Aile hukuku, nişanlanmadan başlayarak, evlenme, evliliğin ortadan kalkması, eşlerin karşılıklı hak ve ödevleri, velâyet, ana baba ile çocuklar arasındaki hukukî bağ, aile üyeleri arasındaki ilişkiler, vesayet gibi konuları düzenler. Bu anlamda “aile ilişkileri” olarak adlandırılabilecek tüm konular aile hukukunun kapsamı içine girer.
Miras Hukuku
Miras hukuku, bir gerçek kişinin ölümünden sonra, sağlığında elde etmiş olduğu para ile ölçülebilen hak ve borçlarının kimlere ve nasıl geçeceğini düzenler.
Eşya Hukuku
Eşya hukuku, kişilerin eşya üzerideki egemenlik ve tasarruflarının niteliğini ve türlerini, onların bu egemenlik dolayısıyla diğer kişilerle olan ilişkilerini düzenler. Eşya hukukunun temel konusunu oluşturan ayni haklar, kişilere eşya üzerinde hâkimiyet sağlayan ve herkese karşı ileri sürülebilen mutlak haklardır.
Borçlar Hukuku
Borçlar hukuku, kişiler arasında kurulan farklı türlerdeki borç ilişkilerini ve bunlardan doğacak alacak haklarını ve borçları düzenler. Türk hukukunda medeni hukuk ilişkileri iki ayrı kanunda düzenlenmiştir. Bunlardan biri Medeni Kanun diğeri ise Borçlar Kanunudur. Ancak bu iki kanun gerçekte birbirine bağlı metin niteliğini taşır. Borçlar hukukunu düzenleyen Borçlar Kanunu, diğer dört medeni hukuk dalını düzenleyen Medeni Kanunun ayrılmaz bir parçası olduğunu açıkça belirtmektedir.
Medeni Hukuku | Medeni Hukuk Avukatı Düzce
MEDENİ HUKUKUN KAYNAKLARI
Hukukun kaynağı denildiğinde, hukuk kurallarının nereden ve nasıl ortaya çıktıkları anlaşılır. Medeni hukukun kaynakları incelendiğinde bu kaynakların genel olarak “asli kaynaklar”, “tali kaynaklar” ve “yardımcı kaynaklar” olmak üzere üçe ayrıldığı görülür.
Asli Kaynaklar
Hakimin ilk önce başvuracağı kaynağın ne olduğu TMK m.1 den anlaşılmaktadır. Buna göre, “Kanun sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.”
Hükmünde geçen “Kanun” ifadesinde yazılı hukuk kuralları kastedilmektedir. Bu nedenle sadece kanunları değil, kanun hükmünde kararnameleri, tüzükleri, yönetmelikleri ve Yargıtay’ın içtihadı birleştirme kararları da medeni hukukun asil kaynağı olarak kabül etmektedir.
Medeni Hukunun Yazılı Kaynakları :
1. Kanunlar
2. Kanun hükmünde kararnameler
3. Tüzükler
4. Yönetmelikler
5. İçtihadı Birleştirme Kararları
Kanunlar
Medeni hukuk açısından en başta gelen kanun 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren ve hukuk devriminin temelini oluşturan Medeni Kanun’dur. Medeni Kanun’da Cermen hukukunun etkisi görülür.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Bunlar kanunlar gibi Resmi Gazete’de yayımlanırlar ve benzer olaylarda bütün mahkemeleri bağlar.
Tali (İkincil) Kaynaklar
Hakimin medeni hukukla ilgili bir anlaşmazlığı çözüme bağlarken asli kaynaklarda bu anlaşmazlığın çözüme bağlanmasını sağlayacak bir hukuk kuralı bulamaması halinde başvuracağı kaynaklara tali kaynaklar denir.
Bu kaynaklar şunlardır :
1. Örf ve Adet hukuku
2. Hakimin Yarattığı hukuk
Örf ve Âdet Hukuku
Örf ve âdet hukuku, medeni hukukun yazılı olmayan kaynakları arasındadır. Gerçekten de , TMK. M. 1/I’ e göre, “Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa hâkim, örf ve âdet hukukuna göre karar verir”. Bu hükümden anlaşılacağı üzere, örf ve âdet hukuku kuralları, hâkimin yazılı bir hukuk kuralı bulamadığı durumlarda başvuracağı tali bir kaynaktır. Bir örf ve âdet kuralının hukuk kuralı haline gelebilmesi için maddi unsur, manevi unsur ve hukuki unsur olarak adlandırılan üç unsura ihtiyaç vardır. Örf ve âdet hukukunun maddi unsuru süreklilik, devamlılık ve tekrarlanmadır. Bu unsura göre, bir örf ve âdet kuralının hukuk kuralı haline gelebilmesi için uzun süreden beri uygulanıyor olması gerekir.
HAKİMİN YARATTIĞI HUKUK
Hakim önüne gelen bir medeni hukuk anlaşmazlığını çözüme bağlamak üzere ilk önce yazılı kaynaklarda bununla ilgili bir hukuk kuralı arayacaktır. Burda herhangibir hüküm bulamadığı takdirde tali kaynaklara başvuracak önce örf ve adet hukukunda bir kural arayacaktır. Örf ve adet hukukunda da anlaşmazlığı çözüme bağlamaya yarayacak bir kural bulamazsa o mesele ile ilgili bir düzenleme olmadığını tespit edecektir.
Kanun koyucu bu hallerde, ona bu anlaşmazlığı çözmeye yarayacak bir kural koyma yetkisini tanımaktadır. Hakim bu yetkiyi kullanacak ve koyacağı kuralla anlaşmazlığı bir sonuca bağlayacaktır. Buna hakimin hukuk yaratması denir.
YARDIMCI KAYNAKLAR
Asli ve tali kaynaklar, hakimin medeni hukukla ilgili bir anlaşmazlığı çözmek üzere başvuracağı zorunlu kaynaklardır. Bu zorunlu kaynakların yanında hakimin isterse başvurabileceği yardımcı kaynaklar da mevcuttur. Bu kaynaklar hakimlere yol gösterici mahiyetttedir.
Bunlar;
* Bilimsel Görüşler
* Yargı kararları
Doktrin (Bilimsel Görüşler)
Türk Medeni Kanununda doktrin (bilimsel görüşler) açıkça hukukun kaynağı olarak kabul edilmiştir. Doktrin, hukuk bilimiyle uğraşan bilim adamlarının hukukî sorunlara ilişkin görüş ve düşüncelerini ifade etmektedir. Hukukun gelişmesinde bilimsel görüşlerin büyük bir önemi bulunmaktadır.
Medeni Hukuku | Medeni Hukuk Avukatı Düzce
Yargı Kararları
Hakim, önüne getirilmiş olan herhangi bir sorunu çözerken benzer bir anlaşmazlığı daha önce çözüme bağlayan herhangi bir kararının mevcut olup olmadığını araştırır ve böyle bir kararın varlığını saptadığı zaman dilerse ondan yararlanabilir. Ancak Yargısal İçtihatların Hakimleri Bağlayıcı Nitelikleri Yoktur. Ancak, uygulamada mahkemelerin yargı kararlarına ve özellikle de Yargıtayın kararlarına büyük ölçüde uymakta oldukları görülmektedir.
Medeni Kanun Nedir?
Medeni kanun, veraset, miras, evlilik gibi konulara getirilen yasal düzenlemeleri kapsayan kanundur. Türkiye’nin ilk medeni kanunu 1926, ikinci ise 2001 yılında yürürlüğe girmiştir.
Medeni Kanunun Getirdiği Yenilikler
-Kadınlara istediği mesleği seçme hakkı tanındı.
-Çok eşlilik yasaklandı ve evlenmede resmi nikah zorunluluğu getirildi.
-Kadınlara boşanma, evlenme, miras ve mahkemede erkeklerle eşitlik hakkı tanındı.
-Çocukların dinsel tercihlerinde ana ve babanın söz sahibi olduğu, ergin çağa gelen her kişinin istediği dini seçebileceği kabul edildi. Anneye çocuğun vesayetini alma hakkı tanındı.
-Türk kadınlarına yabancı erkeklerle evlenme izni verildi.
-Patrikhanenin din dışı konularda azınlıkları temsil hakkı kaldırıldı.
Medeni Hukuku | Medeni Hukuk Avukatı Düzce