MANŞET

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası

 

MUHDESAT NEDİR? / Muhdesat bir arsa üzerinde yer alan binalar, yapılar veya arsa üzerinde ağaç gibi dikili bitkileri ifade etmektedir.

MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ DAVASI / Muhdesatın kendisine ait olduğu, muhdesat olarak nitelendirilen yapıyı kendisinin yaptığını iddia eden kişi ortaklığın giderilmesi davası veya söz konusu taşınmaza ilişkin kamulaştırma işlemlerinin devam ettiği sırada muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açma yoluna başvurabilir çünkü Kadastro Kanunu 19. maddesinin 2. fıkrasına göre tapuda malik olarak gözüken kişi veya kişilerden farklı birine veya paydaşlardan yalnızca birine ait olan muhdesat tapu kütüğünde beyanlar hanesinde gösterilebilmektedir.

Kadastro Kanunu m.19/2’ye göre,

“Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.”

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası hangi mahkemeden talep edilebilir?

  • Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası arsanın, arazinin bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır.

 

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında davalı taraf kimdir?

  • Davacı taraf muhdesatın aidiyetinin tespiti davasını, muhdesatın kendisine ait olduğunu kabul etmeyen ve tapu kaydında malik olarak gözüken kişilerin tamamına karşı açmalıdır.

 

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası

8. Hukuk Dairesi         

2021/6150 E.  

2021/12318 K. 

MAHKEMESİ : İzmir Kadastro Mahkemesi 

Taraflar arasında İzmir Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükmün davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davalı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R 
İzmir İli Menderes İlçesinde 3402 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro tespiti sonucu, … Mahallesi çalışma alanında bulunan … mevkii 128 ada 14 parsel sayılı 2.079 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, üzerindeki muhdesatların …’ ya ait olduğu şerhi yazılarak, komisyon kararı uyarınca Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı … vekili, taşınmaz üzerinde davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14 ve 17. maddelerinde düzenlenen iktisap şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, taşınmazın müvekkili olan davacı adına tespitine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

8. Hukuk Dairesi         

2021/4964 E.   

2021/11860 K. 

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 

Davacı Hazine’nin temyizi taşınmazın beyanlar hanesine davalı lehine verilen muhdesat şerhinin hatalı olduğuna ilişkindir. 
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Mevcut bir muhdesata sonradan yapılan imalatlar yeni bir muhdesat meydana getirme sayılamayacağı gibi, bu amaçla yapılan giderler de mevcut muhdesata değer kazandıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. Aynı şekilde bütünleyici parça niteliğinde olmayıp her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyalar da teferruat niteliğindedir. 

 Somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre, seranın sökülebilir nitelikte yapı olması nedeniyle muhdesat niteliğinin bulunmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece yanılgıya düşülerek, taşınmazın beyanlar hanesine seranın davalı …’ya ait olduğuna dair şerh düşülmesi doğru değildir. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesinin kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. 

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası

Stajyer Derya MERİÇ

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu