Murisin Ölümünün Ardından Türkiye’den Mirasın Alınması
Murisin Ölümünün Ardından Türkiye’den Mirasın Alınması
Yurtdışında yaşayan kişilerin vefat etmesi durumunda, Türkiye’den mirasın alınabilmesi için belli prosedürleri izlemek gerekmektedir. Aksi takdirde mirasın alınabilmesi mümkün değildir. Miras işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için veraset ilamının alınması gerekir.
Bu ilanın yabancı ülkeden alınması ve Türkiye’de tanınması mümkün değildir. Özellikle taşınmazlar söz konusu olduğunda veraset ilamı Türkiye’de tanınmamaktadır. Bunun sebebi taşınmazların konu olduğu davalarda Milletlerarası Özel Hukuk gereğince Türk Mahkemelerine münhasır yetki tanınmış olmasıdır.
Kimler Mirasçıdır, Mirasçılık Türleri Nelerdir?
Mirasçılar yasal ve kanuni mirasçılar olmak üzere ikiye ayrılır. Yasal mirasçılar, mirasçılık hakları mevzuat hükümlerine bağlı olan mirasçılarken atanmış mirasçılar, yasal olarak mirasçı olmamasına rağmen murisin iradesiyle mirasçı olan kimselerdir.
Türk Hukukunda geçerli olan sistem zümre sistemidir. Bu sistem uyarınca yasal mirasçı olabilmek için zümreye dâhil olabilmek gerekir. Zümre sistemi miras bırakanı esas alarak kan bağına göre mirasçıları belirler.
Zümre sisteminin özellikleri şöyledir:
Bir önceki derece, kendinden sonraki derecenin mirasçılığını engeller.
Zümre dâhilindeki bir önceki mirasçı, alt sıradakinin mirasçılığını engeller.
Zümre başlarının veya kök başlarının hayatta olması, bunların altsoylarının mirasçılığını engeller.
Miras Hukuku Mal Paylaşım Oranları
Birinci Derece Yasal Mirasçılar: Zümre mirasçıların ilk derecesidirler. Miras bırakanın altsoylarından oluşur. Zümre sisteminin genel özelliklerinde de bahsettiğimiz üzere birinci derece yasal mirasçılar içinde üst sıradaki mirasçı kendinden alt sırada olan mirasçıların mirasçılığını engeller. Örneğin mirasçının çocuğunun hayatta olması, torununun mirasçılığını engeller.
İkinci Derece Yasal Mirasçılar: Zümre mirasçıların ikinci derecesidirler. Miras bırakanın ana- babasıdır. İlk derece yasal mirasçıların hayatta olması ikinci derecenin mirastan pay almasını engeller. Özetle murisin altsoyu varsa ana babası mirastan pay alamaz. Altsoyu olmayan murisin ana babası da muristen önce vefat etmişse miras hak sahibi artık miras bırakanın ana babasının altsoyu olur.
Üçüncü Derece Yasal Mirasçılar: Zümre mirasçıların üçüncü derecesidir. Miras bırakanın büyükanne ve büyükbabasıdır. Birinci derece ve ikinci derece mirasçıların olmaması halinde üçüncü derece mirasçılar hak sahibi olur. Birinci ve ikinci derece mirasçıları olmayan murisin büyükanne ve büyükbabası da kendinden önce vefat etmişse mirasta hak sahibi bunların altsoyu olur. Yalnız burada ayrık bir durum vardır. Murisin eşi hayattaysa ve eşi haricinde mirasa hak kazanan zümre üçüncü dereceyse, bu durumda murisin büyükanne ve büyükbabası vefat etmişse sadece onların birinci derece altsoyları yani amca, hala, dayı ve teyze sağ kalan eşle birlikte mirasa hak kazanır. Onlar da hayatta değilse çocukları sağ kalan eşle birlikte mirastan pay kazanamazlar.
Evlilik dışı çocuğun mirasçılığı ise babaları yönünden hak sahibi olabilmeleri için soy bağının tanıma ya da mahkeme kararıyla kurulması gerekmektedir.
Evlatlığın mirasçılığı, kan bağına dayanan zümre sisteminin istisnasıdır.
Evlatlık, onu evlatlık edinen için altsoy gibi mirasçı olur.
Sağ kalan eşin mirasçılığı, evlilik birliği devam ederken ya da boşanma davası açılmışsa bile boşanma henüz kesinleşmeden eşlerden birinin vefatı üzerine diğer, yani sağ kalan eşin mirastan pay alma durumudur. Burada eşin vasiliğini düşüren durumlar boşanmanın kesinleşmesi veya boşanma sebebinin sağ kalan eşin ölen eşin canına kast etmiş olmasıdır. Ayrılık karanının verilmesi sağ kalan eşin vasiliğini düşürmez.
Eşlerin birlikte yaşadığı konut ve birlikte kullandıkları eşyalar eşlerden birinin ölümünden sonra, sağ kalan eşin bu yönde bir talepte bulunması halinde miras payından mahsup edilmek suretiyle bu eşe bırakılabilir.
Saklı Pay Sahibi Mirasçılar: Miras hukukunda asıl olan murisin mallarını dilediği gibi tasarruf edebilmesidir. Fakat bu kuralın bir istisnası vardır. Bu istisna ise saklı pay sahibi mirasçılardır. Saklı pay sahibi mirasçılar, kanunda belirtilen oranda saklı paylarının kendilerine bırakılmaması halinde saklı paylarını tenkis davası marifetiyle alabilirler. Miras bırakanın tasarrufları aksini gösterse bile saklı paylar, sahiplerine verilmek durumundadır.
Saklı pay oranları ise şu şekildedir:
Altsoy mirasçılar için yasal miras paylarının yarısı
Ana-baba için yasal miras paylarının dörtte biri
Sağ kalan eş içinse; ana-baba veya altsoydan birisiyle birlikte mirasçı olması halinde yasal miras payının tamamı, aksi halde yasal miras payının dörtte üçü saklı pay oranıdır.
Murisin Ölümünün Ardından Türkiye’den Mirasın Alınması
Milletlerarası Özel Hukuk alanında, yurt dışında gerçekleşmiş davaların ve işlemlerin Türkiye’de tanınması ve tenfizi düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile birlikte yabancı memlekette yapılan işlemlerin Türkiye’de tanınması mümkün kılınmıştır. Ancak tanıma ve tenfiz işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için, öncelikle tanıma ve tenfiz için gereken şartların taşınıyor olması gerekir.
Bu şartlardan en önemlisi, Türk mahkemelerinin söz konusu olayda yetkisinin bulunmamasıdır. Eğer Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi bulunuyorsa, söz konusu işlem için tanıma yapılması mümkün değildir. Taşınmazlar hakkındaki hükümler için Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi bulunmaktadır.
Bu yüzden yurt dışından alınan mirasçılık belgelerinin ve veraset ilamlarının Türkiye’de tanınması mümkün değildir.
Mirasın Alınmasında İzlenecek Yollar
Yurt dışında ölüm gerçekleşirse ve murisin mirasının alınması işlemi Türkiye’de yapılmak istenirse, bazı işlemlerin yapılması gerekmektedir.
Bu işlemler şu şekilde sıralanabilir:
Murisin mirasçıları olan kişilerin aradaki soy bağını gösteren bir belge alması gerekir. Ayrıca bu belge vatandaşı olunan ülkenin mahkemelerinden ya da nüfus müdürlüklerinden alınmalıdır.
Talep edilen mirasçılık belgesinin taşınır ya da taşınmaz oluşuna göre mirasçılık belgesi verilir.
Eğer ki talep edilen mirasçılık belgesi bir taşınırı ihtiva ediyorsa, murisin milli hukukunun uygulanması için mirasçıdan bilgi talep edilir.
Mirasın kazanılmasına yönelik işlemlerin gerçekleştirilebilmesi için, öncelikle murisin vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık bulunup bulunmadığına bakılacaktır.
Tüm bu bilgilerin ışığında taşınır ya da taşınmaz haklarını içeren bir mirasçılık belgesi düzenlenecektir.
2012 yılında yapılan kanun değişikliği üzerine, taşınmaz mallarının iktisabında karşılıklılık şartı kaldırılmıştır. Ölüme bağlı tasarrufların, ölenin milli hukukuna göre yapılacağı Milletlerarası Özel Hukuk’ta düzenlenmiştir. Ancak bu işlemlerin taşınır ya da taşınmaz iktisabına göre değiştiği görülmektedir.
Tenkis Davası Nedir?
Murisin, vefatından önce veya ölüme bağlı tasarrufla miras paylaşımı yapması durumlarında saklı pay sahibi mirasçıların saklı pay oranları zedelenmişse bu mirasçılar tenkis davası tecavüz edilen bu saklı paylarını talep hakkına sahiptir.
Saklı payları ihlal etmemek kaydıyla muris mirası üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabileceğinden tenkis davası açma hakkı yalnızca saklı pay sahiplerince, saklı paylarının ihlal edilmesi durumunda tanınmıştır. Tenkis davası açma hakkı, saklı payın ihlal edildiğinin öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve vasiyetnamenin bulunması halinde açılma tarihinden itibaren, diğer tasarruflar sebebiyle zedelenmesi halinde ise bu tasarrufların yapılmasından itibaren 10 yılda zamanaşımına uğrar.
Murisin Ölümünün Ardından Türkiye’den Mirasın Alınması
Muris Muvazaası Dolayısıyla Tapu İptal ve Tescil Davası
Murisin ölümünden kısa bir süre önce, yasal mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla bir veya birden fazla taşınmazını mirasçıları arasından veya üçüncü kişilere muvazaalı bir biçimde devretmesidir.
Örneğin muris, taşınmazının çocuklarına miras olarak kalmaması maksadıyla üçüncü bir kişiye bedelsiz veya oldukça düşük bedelle devrederse ve bunu tapuda satış gibi gösterirse yahut taşınmazını çocuklarından birine devretmek maksadıyla diğer çocuklardan mal kaçırmak suretiyle tapuda satış gibi gösterdiği ancak aslında bağış olan tasarrufun iptali ve tapuda bu yönde tescili için payı zedelenen mirasçı muris muvazaası dolayısıyla tapu iptal ve tescil davası açabilir. Bu davada görevli ve yetkili mahkeme dava konusu taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesidir. Dava murisin vefatından sonra herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre olmaksızın her zaman açılabilir.
Miras Paylaşım Davası Nedir?
Mirasın, mirasçılar arasında paylaşılamaması halinde, mirasçılar arasından bir veya birkaç kişinin yahut tüm mirasçıların miras paylaşımının yapılabilmesi için hâkime başvurması durumunda açılan davadır. Miras davası açılmadan evvel davayı açacak kişilerin öncelikle mirasçılık belgesi yani veraset ilamı almış olması gerekmektedir. Elinde bu belge olan mirasçılık mirasın mahkeme kanalıyla paylaşımın yapılmasını, murisin son ikamet adresinin bağlı olduğu sulh hukuk mahkemesine başvurabilirler. Malların paylaşımı dava sonucuna göre yapılır.
Miras paylaşımını mirasçılardan her biri, kanun veya sözleşmeden doğan aksi bir yükümlülük altında olmadıkça her zaman talep edebilirler. Mirasçılar arasında cenin olması durumunda paylaşımın yapılması için ceninin doğumu beklenir. Cenin tam ve sağ doğmakla mirastan pay hakkı kazanır.