MANŞET

Noterin Hukuki Sorumluluğu Aydın

Noterin Hukuki Sorumluluğu Aydın

Genel Anlamda Sorumluluk Hukuku

Sorumluluk hukukunun konusu, zarar verenin, zarar görenin uğradığı zararı gidermesidir. Zararın oluşumu genelde iki nedene dayandırılmaktadır. Bunlardan birincisi sözleşmeden kaynaklı zarar, diğeri ise sözleşme dışı eylemlerden kaynaklanan zarardır. Zararın giderilmesine ilişkin kurallar bütününe sorumluluk hukuku denir. Sorumluluk hukukunu geniş ve dar anlamda yorumlamak mümkündür. Eğer sözleşmeden kaynaklanan sorumlulukla sözleşme dışı sorumluluk birlikte değerlendiriliyorsa, geniş anlamda sorumluluk söz konusudur. Eğer sadece sözleşme dışı sorumluluk değerlendiriliyorsa, dar anlamda sorumluluk hukuku söz konusudur.

Noterin Hukuki/Tazminat Sorumluluğu Nedir?

Noterlik, hukuk güvenliğini temin etmek ve uyuşmazlıkları engellemek amacıyla işlemleri belgelendiren ve kamu hizmeti niteliğinde faaliyet yürüten bir kurumdur (Noterlik Kanunu m.1). Bu nedenle, noterlerin tazminat sorumluluğu, “kusursuz sorumluluk” rejimi hükümlerine tabidir. Noterlerin yaptığı işlemlerden dolayı zarar gören kişiler noterler aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açabilirler. Noterin bir “işi yapmaması”, “hatalı yapması” veya “eksik yapması” nedeniyle oluşan her türlü zarar, maddi ve manevi tazminat davasına konu edilebilir (Noterlik Kanunu m.162/1).

Uygulamada noterin tazminat sorumluluğuna neden olan haller:

-Noterin görevi ihmal suçu işlemesi,

-Noterin hatalı/yanlış işlem yapması,

-Sahte vekaletname düzenlemesi,

-Sahte kimlikle sözleşme, beyan alma vb. herhangi bir işlem yapması.

Noterlerin Hukuki Sorumlulukları

– Stajyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile noterler, bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı so­rumludurlar.

– Taşınmaz satış sözleşmesinin düzenlenmesinden do­layı oluşan zarardan noterler de sorumludur. Bu zararın Devlet tarafından ödenmesi hâlinde Devlet, sözleşmeyi düzenleyen notere rücu eder (NK m.162).

Noterin Hukuki Sorumluluğu Aydın

 

Noterin Hukuki Sorumluluğunun Şartları

1- Noterin veya Çalışanının Bir Fiilinin Bulunması:

Noterin hukuki sorumluluğunun doğması için öncelikle zarara yol açan bir fiil bulunmalıdır. NK. m. 162 f. 1’de “Stajiyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile noterler, bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından (…) sorumludurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre noterlerin sorumlu olduğu davranış bir yapma fiili (örneğin, geçerlilik şekline uymadan vasiyetname tanzim edilmesi) ya da bir yapmama fiili (örneğin, tebliği talep edilen bir belgenin tebliğ edilmemesi) olabilir.

2-Fiilin Hukuka Aykırı Olması:

Noterin noterlik faaliyeti kapsamında bir fiilden doğan zarardan sorumlu tutulabilmesi için, bu fiilin hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka aykırılığı açıklayan sübjektif teori ve objektif teori olmak üzere iki teori bulunmaktadır. Sübjektif teoriye göre, fail zarar verici fiili işlemekle herhangi bir hukuka uygunluk sebebi olmaksızın kendi hukuk alanını aşıyorsa hukuka aykırılık söz konusudur.

Fail yetki alanı içinde kaldığı takdirde, başkalarına zarar veren bir davranışta bulunsa dahi bu davranış hukuka aykırı değildir. Bu görüş failin yetki sınırları içinde davranıp davranmadığı, görevini ihlâl edip etmediği araştırılırken çoğunlukla failin kusurunun (kasıt veya ihmalinin) bulunup bulunmadığının araştırılmasını gerektireceği için eleştirilmektedir. Gerçekten de bu görüş kabul edilirse, noterin veya çalışanının davranışı ancak görevin ihlali niteliğini taşıyorsa hukuka aykırı kabul edilecektir.

Objektif teoriye göre ise, hukuka aykırılık, kişilerin mal ve şahıs varlıklarını koruma amacı güden emredici hukuk kurallarına aykırılıktır. Burada ihlal edilen hukuk kuralının özel hukuka veya kamu hukukuna ilişkin olması, yazılı veya yazısız olması önemli değildir; yeter ki hukuk düzenini oluşturan bir norma aykırı davranılmış olsun. Dolayısıyla buradaki hukuk kuralları noterliğe ilişkin mevzuattan ibaret değildir.

3- Hukuka Aykırı Fiilden Zarar Doğmuş Olması:

Noterin sorumluluğunun doğması için hukuka aykırı fiilden bir zarar doğması gerekir. NK. m. 162 f. 1’de de “noterler, bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar.” denilerek bu esas tekrarlanmıştır. Buradaki zarar, maddi veya manevi, doğrudan veya dolaylı olabilir. Sadece noterlikte hukuka aykırı bir işlem yapılmış olması, bundan bir zarar doğmadıkça, noterin sorumluluğuna yol açmaz.

4-Hukuka Aykırı Fiil İle Zararın Doğumu Arasında Nedensellik Bağının Bulunması:

Noterin hukuki sorumluluğunun gerçekleşmesi için noterin veya çalıştırdığı kişilerin noterlik faaliyetiyle ilgili hukuka aykırı fiili ile meydana gelen zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunmalıdır. Yani olağan hayat tecrübelerine göre, bu fiil, böyle bir zararı meydana getirmeye elverişli olmalı; meydana gelen zararın uygun sebebi olmalıdır5

Noterlerin Yapacakları İşlemler ve Görevleri

Noterlerin gerçekleştirdiği işler özel ve genel işler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Öncelikle genel olarak yapılacak işlere bakmak gerekirse noterin genel görevlerini şu şekilde sıralamak mümkün olacaktır:

-Gayrimenkullerin satışı sırasında satış vaadi sözleşmelerinin hazırlanması,

-Tescil, İhbar ya da ihtarname işleri ve tebliği,

-Resmi ya da gayri resmi işler için belgelerin örneklerinin çıkartılması ve bul belgelerin çevrilmesi,

-İmza Sirküleri çıkartılması,

-İlgililerin istekleri üzerine protesto işleri için gerekli resmi belgelerin hazırlanması,

-Vekaletname ve tespit tutanaklarının hazırlanması,

-Piyango ya da Kur’a ve toplantı tutanağının hazırlanması,

-İstenilen durumlarda Şahadetdanme, Beyanname, İbraname, Fesihname, Borç Senedi, İfade tutanağı, Rehin Senedi, Yeddiemin Senedi, Tanıma Senedi, Aile Vakfı Senedi, Muvafakatname, Sulhname, Kefaletname, Evlat edinme sözleşmeleri, Taahhütname, Temlik gibi sözleşmelerin hazırlanması işlemleri,

-Taksim ve İfraz sözleşmelerinin hazırlanması aynı şekilde Medeni Kanunu’nun 748. maddesine uygun olarak şükna hakkı sözleşmesinin hazırlanması, Borçlar Kanunu’nun 507. maddesine göre Kaydı hayat ile irat bağlanması sözleşmesinin hazırlanması,

-Borçlar Kanunu’nun 522. maddesine göre ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin hazırlanması, gerekli durumda miras taksimi Gayrimenkul, hibe vaadi sözleşmelerinin hazırlanması, menkul mallarda hibe sözleşmelerinin hazırlanması,

-Şirket sözleşmelerinin hazırlanması, Kira Sözleşmelerinin hazırlanması,

-Mülkiyeti muhafaza kaydı ile yapılan satış sözleşmelerinin hazırlanması, Zilyetlik devri sözleşmelerinin hazırlanması noterlerin genel görevleri arasındadır.

Noterlerin özel görevleri arasında bulunan işler ise emanet işlerinin gerçekleştirilmesi, emanetlerin kabulü ve saklanması, tespit işleri, vasiyetname ve ölüme bağlı tasarruflar ile ilgili yapılacak işlemler, tebligat işlemleri şeklinde sıralanabilir.

Maddi ve Manevi Tazminat Davası Nedir?

Maddi tazminat davası, hukuka aykırı bir eylem veya işlem nedeniyle malvarlığında meydana gelen eksilmenin, yani maddi zararların giderilmesi; manevi tazminat davası ise aynı işlem veya eylemler nedeniyle bireyin yaşadığı üzüntü, elem ve yıpranmanın yol açtığı manevi zararların giderilmesini amaçlayan bir dava türüdür.

Maddi ve manevi tazminat davaları birlikte açılabileceği gibi ayrı ayrı da açılabilir. Ticari nitelikte olmayan tüm tazminat davaları, talep edilen tazminat miktarına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemelerinde açılır.

Noterin Hukuki Sorumluluğu Aydın

Sahte Vekaletname İle Tapuda Taşınmaz Devrinde Notere Açılan Tazminat Davası

Yolsuz tescil nedeniyle tapu kayıtlarının iptal edilerek asıl maliki adına tescil edilmesi nedeniyle uğradığı zararın vekâletname düzenlenmesi ile bu sahte vekâletnamenin tapuda yapılan tescil işlemine dayanak olarak alınmasıyla ortaya çıktığı, bu durumda, davacının zararı ile tapuda yapılan işlem arasında uygun illiyet bağının kesildiğinden söz edilemeyeceği gibi vekâletnamede kullanılan asıl malike ait olduğu belirtilen sahte nüfus cüzdanının iğfal kabiliyetinin bulunmaması nedeniyle de davalı noter vekilinin kendisinden beklenen dikkat ve özeni gösterdiğinden bahsedilmeyeceği, davacının zararının, sahte vekâletname ve tapu dairesinde yapılan işlemden kaynaklandığı, kusursuz sorumluluk ilkelerine göre zararın tazminine ilişkin koşulların oluştuğu ve tazminat miktarının yöntemince belirlendiği anlaşıldığından Hazine ve Noter vekili aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesi hukuka uygundur (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi – Karar: 2016/6202).

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu