Ölüme Bağlı Tasarruflar Avukatı İstanbul
Ölüme Bağlı Tasarruflar Avukatı İstanbul
ÖLÜME BAĞLI TASARRUF / Miras bırakan hukuki olarak kendisinin ölümünden sonra anlam ifade etmesi için gerçekleştirdiği tasarruflardır. Ölüme bağlı tasarruflar miras bırakanın yaptığı anda değil, miras bırakanın ölümünden sonra hukuki olarak etki doğurur.
Miras bırakan iki şekilde olarak vasiyetname ya da miras sözleşmesi ile ölüme bağlı tasarruflar gerçekleştirebilir.
VASİYETNAME İLE GERÇEKLEŞTİRİLEN ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR / Vasiyetname miras bırakanın tek taraflı iradesi ile kolaylıkla gerçekleştirilebilir ve miras bırakan daha sonradan vasiyetnameye kolaylıkla ekleme yapabilir veya vazgeçtiği bir tasarrufu vasiyetnameden çıkarabilir.
Miras bırakanın vasiyetname yapabilmesi için gereken şartlar nelerdir?
- Kişi vasiyetname yapabilmek için 15 yaşını doldurmuş olmalıdır.
- Kişi vasiyetnameyi yaptığı anda ayırt etme gücüne sahip olmalıdır.
Miras bırakan vasiyetnameyi üç şekilde düzenleyebilir.
- RESMİ VASİYETNAME : Resmi vasiyetname yapabilir. Resmi vasiyetname miras bırakan tarafından ölüme bağlı tasarruf anlamında ölümünden sonra sonuç doğurmasını istediği tasarruflar resmi memura anlatılır ve iki tanık huzurunda miras bırakan tarafından imzalanarak gerçekleştirilmiş olur. Resmi vasiyetname sulh hakimi huzurunda veya noter huzurunda yapılabilir.
- EL YAZILI VASİYETNAME : El yazılı vasiyetname yapabilir. Miras bırakan el yazılı vasiyetname içerisinde ölümünden sonra sonuç doğurmasını istediği tasarrufları, vasiyetname tarihini kendisi el yazısı ile yazarak ve imza atarak yapılabilir.
- SÖZLÜ VASİYETNAME : Vasiyetname türleri arasında istisna olarak sözlü vasiyetname de yapılabilir ve bazı şartları bulunur. Miras bırakanın sözlü vasiyetname yapabilmesi için yakın ölüm tehlikesi içinde bulunması, ulaşımının kesilmiş olması, savaş ya da hastalık gibi olağanüstü hallerin bulunması ve bunlarla birlikte diğer vasiyetname türleri olan resmi veya el yazılı vasiyetnamenin o anın şartlarına göre kendisi tarafından düzenlenemiyor olması gerekir.
Ölüme Bağlı Tasarruflar Avukatı İstanbul
MİRAS SÖZLEŞMESİ İLE GERÇEKLEŞTİRİLEN ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR / Miras bırakan ve miras sözleşmesinin yapıldığı muhatap olarak iki taraflı irade beyanı ile yapılabilecek ölüme bağlı tasarruflardır, resmi şekilde resmi memur önünde düzenlenerek iki tanık huzurunda imzalanarak yapılabilirler ve iki taraflı olduğu için miras sözleşmesinden tek taraflı olarak dönülebilmesi vasiyetname kadar kolay olmaz.
Miras bırakanın miras sözleşmesi yapabilmesi için gereken şartlar nelerdir?
- Kişinin miras sözleşmesini yaptığı anda ayırt etme gücü bulunmalıdır.
- Kişi 18 yaşını doldurmuş, ergin bir birey olmalıdır.
- Kişi kısıtlanmış olmamalıdır, yasal olarak kısıtlı halde bulunmamalıdır.
ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN İPTAL EDİLMESİNE İLİŞKİN SEBEPLER
- Miras bırakanın vasiyetnameyi ya da miras sözleşmesini yaptığı sırada tasarruf ehliyeti bulunmuyorsa ölüme bağlı tasarruflar iptal edilebilir.
- Miras bırakan ölüme bağlı tasarrufu yanılma sonucu veya başka bir kişi tarafından korkutulma, aldatılma ya da zorlama sonucu gerçekleştirdiyse ölüme bağlı tasarruf iptal edilebilir.
- Ölüme bağlı tasarruf olan vasiyetname veya miras sözleşmesi miras bırakan tarafından kanunen öngörülen şartlara uyulmadan gerçekleştirilmişse ölüme bağlı tasarruf iptal edilebilir.
- Miras bırakan tarafından yapılan ölüme bağlı tasarruf herhangi bir şarta bağlanmışsa veya içerik olarak yükleme öngörüyorsa ve söz konusu şart ya da yükleme hukuka aykırı ise ölüme bağlı tasarruf iptal edilebilir.
ÖLÜME BAĞLI TASARRUFA KARŞI İPTAL DAVASI AÇILMASI / İptal davası, miras bırakan tarafından yapılan ölüme bağlı tasarruf sonucunda hakkı zedelenen ve tasarrufun iptalinde menfaati olan mirasçılar ve vasiyet alacaklıları tarafından açılabilir ve tasarrufun tamamının veya bir kısmının iptali mahkemeden talep edilebilir.
Ölüme bağlı tasarrufa karşı iptal davası hangi mahkemede açılmalıdır?
İptal davasındaki yetkili ve görevli mahkeme miras bırakanın yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesi olacaktır.
Ölüme bağlı tasarrufa karşı iptal davası hangi süre içerisinde açılmalıdır?
İptal davası vasiyet alacaklısı ya da mirasçı tarafından, miras bırakanın yaptığı tasarrufu ve bu iptalin sebebi ile kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde açabilir. İptal davası her halükarda vasiyetin açılma tarihi veya mirasın geçmesi tarihi üzerinden iyi niyetli davalıya karşı 10 yıl içinde, kötü niyetli davalıya karşı ise 20 yıl içerisinde açılabilir.
Ölüme Bağlı Tasarruflar Avukatı İstanbul
16. Hukuk Dairesi (Kapatılan)
2019/270 E.
2021/4537 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Miras sözleşmesi yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve ergin olmak, kısıtlı bulunmamak şartlarının bir arada olması gerektiği, dosya arasında bulunan nüfus kaydına göre davacının doğum tarihinin 02.11.1955 olduğu ve miras sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle davacı … olmadığından (17 yaşında olduğu), söz konusu sözleşmenin yok hükmünde olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda davacının, dava konusu taşınmazlarda babasından gelen miras payının bulunduğunun kabulü gerekeceği açıklanarak Mahkemece, davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde ret kararı verilmesinin isabetsiz olduğuna” değinilmiştir.
1. Hukuk Dairesi
2016/15898 E.
2020 /1093 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, miras bırakan …’nin okuma yazma bilmediğini, beyin kanaması geçirdiğinden ilaç kullandığını, mirasbırakanın bu durumundan faydalanan dava dışı torunu Sadık’ın temin ettiği vekaletname ile 183 ve 616 parsel sayılı taşınmazları arkadaşı olan davalı …’e temlik ettiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, miras bırakanın hem vekaletname hem de temlik tarihlerinde ehliyetsiz olduğunu, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adlarına tesciline olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama aşamasında miras bırakan …’nin terekesine temsilci atanmıştır. Davalı, iyiniyetli alıcı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kayıt maliki davalının kötü niyetinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Miras bırakan …’nin vekaletname ve temlik tarihlerinde hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınması, ehliyetsiz olduğunun anlaşılması halinde, terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve Türk Medeni Kanununun 702/4 maddesi hükmünün eldeki istek bakımından uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek ehliyetsizlik sebebiyle pay oranında açılan davanın reddine; miras bırakanın ehliyetli olduğu saptanır ise vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunmadığı gözetilerek muris muvazaası iddiası yönünden inceleme yapılarak hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
Stajyer Av. DERYA MERİÇ
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.