Teşhis Nedir | Teşhis İşlemi İstanbul
Teşhis Nedir | Teşhis İşlemi İstanbul
TEŞHİS NEDİR?
“Kim ve ne olduğunu anlama, tanıma, seçme” şeklinde kelime anlamı taşıyan teşhis, hukuki bir kavram olarak, şüphelinin kendisinin veya fotoğraflarının suç mağduruna veya tanığa gösterilmesi ve bu şekil de şüphelinin tanınması olarak ifade edilebilir. Bu çerçevede, kendisi veya fotoğrafları gösterilen şüpheliye “teşhis işlemine tâbi tutulan”, başka bir ifade ile “teşhis edilen”, bu kişinin suçu işleyen kişi olup olmadığını tespit etmesi istenilen kişiye ise “teşhiste bulunan”, diğer bir ifade ile “teşhis eden” denilmektedir. PVSK’da, “teşhis işlemine tâbi tutulan” ve “teşhiste bulunan” ifadeleri kullanılmıştır.
Teşhisin uygulanma koşulları:
Teşhis işleminin yapılabilmesi için,
-Teşhise tabi tutulanın gözaltında olması gerekir,
-Teşhis işleminin yapılabilmesi için zorunlu bir durumun olması gerekir,
-Teşhiste bulunanın teşhis öncesi faili tarif eden beyanlarının olması gerekir,
-Teşhise tabi tutulanların birbirine benzer olması gerekir
-Fotoğrafla teşhiste fotoğraflar, şüphelinin bir şekilde ayırt edilmesini sağlayacak işaret ve anlamlar da taşımamalıdır,
-Teşhis işlemi Cumhuriyet savcısının talimatı ile kolluk tarafından icra edilmelidir.
Öncelikle “teşhis” ve “yüzleştirme” kavramları arasındaki farkın belirtilmesinde fayda vardır. Uygulamada çoğu zaman aynı hukuki kavramı ifade etmek için kullanılıyor olsalar da esasen “teşhis” ve “yüzleştirme” birbirinden farklı kavramlardır.
YÜZLEŞTİRME NEDİR?
Yüzleştirme, tanıkların veya şüphelilerin birbirini tutmayan ifadeleri söz konusu olduğunda bu tür çelişkilerin giderilmesi, hangi ifadeye değer verileceğinin tayin edilmesi ve yeni delillerin elde edilmesi amacıyla tanıkların birbirleriyle veya şüphelilerle karşı karşıya getirilmesi işlemidir. Buna karşın teşhisteki temel amaç, gözaltına alınan kişinin suçun faili olup olmadığını belirlemek ve kimlik tespiti yapmaktır.
Teşhis İşlemi
Doktrinde teşhis işlemi, seçimlik ve tekil teşhis, açık ve gizli teşhis veya fotoğraf teşhisi olarak ayrımlara tabi tutulmuştur. Bunlar;
1-) Seçimlik Teşhis: Aralarında şüphelinin de gözaltına alındığı bir çok kişinin yan yana dizilmesi ve tanıktan failin kim olduğunun belirlenmesinin istenmesi şeklinde gerçekleştirilir.
2-) Tekil Teşhis: Teşhiste bulunan kişiye sadece şüpheli gösterilir.
3-) Açık Teşhis: Bu şekilde yapılan teşhiste teşhise tabi tutulanlar ile teşhisi yapanlar birbirlerini görürler, teşhis açık bir şekilde yapılır.
4-) Gizli Teşhis: Teşhis edilecek kişiler ile teşhisi yapacak olan kişiler arasında bir araç ile teşhis yapılır. Teşhis edilen kişi ya kendisinin o an teşhis edildiğini bilmez ya da biliyorsa da kendisini teşhis edecek olan kişinin kim olduğunu bilmez.
5-) Fotoğraf Teşhisi: Bu teşhiste Şüpheli hazır değildir, teşhise tabi tutulacak kişinin fotoğrafları teşhis edene gösterilir ve teşhis bu şekilde yapılır.
Türk hukuk sisteminde teşhis işlemi yapılırken teşhis edene sadece şüpheli gösterilmez, aynı zamanda şüpheliye benzer birkaç kişi daha gösterilir. Teşhis eden ile teşhis edilen birbirini görmez ve teşhis edilen kendisinin teşhis işlemine tabi tutulduğunu bilmektedir. Dolayısıyla Türk hukuk sisteminde seçimlik, gizli ve fotoğraftan teşhis işlemleri uygulanmaktadır.
TEŞHİS VE YÜZLEŞTİRMENİN FARKLARI
Teşhis ve yüzleştirme işlemleri uygulamada sık sık karıştırılmaktadır.
-Öncelikle teşhis PVSK’da düzenlenirken yüzleştirme CMK’da düzenlenmiştir.
-Teşhis, şüpheli ile mağdur ya da tanık arasında yapılırken yüzleştirme tanıklar arasında ya da tanık ve sanık arasında yapılır.
-Teşhis soruşturma aşamasında yapılırken yüzleştirme kural olarak kovuşturma aşamasında gecikmesinde sakınca olan hallerde soruşturma aşamasında yapılır.
-Teşhis işlemini uygulayan makam kolluk iken yüzleştirmeyi kural olarak hakim yapar.
-Teşhise tabi tutulan kişiyle teşhiste bulunacak kişinin birbirini görmemesi gerekirken yüzleştirmede tarafların birbirini görmesi asıldır.
-Tarafların teşhise katılması zorunlu olmasına rağmen yüzleştirmede gönüllülük esastır.
Teşhis İşlemi Nasıl Yapılır?
Hukuka uygun teşhis işlemi şu şekilde yapılmaktadır:
Kolluk (polis, jandarma, sahil güvenlik) kendiliğinden teşhis işlemi yapamaz, teşhis işlemi yapabilmek için mutlaka Cumhuriyet savcısından talimat alması gerekir. Teşhis işlemi sırasında kolluk tarafsız olmalıdır, baskı ve yönlendirme yapmadan işlemi tamamlamalıdır.
Teşhis işlemine başlamadan önce, teşhis işlemine katılacak kişilerin önceden ifadelerinin alınması şarttır. Teşhiste bulunacak kişiler, olayın tanığı veya mağduru olan kişilerdir. Teşhise tabi tutulacak kişiler ise olayın şüphelisi veya sanığı olan kişilerdir. Özellikle teşhiste bulunacak mağdur veya tanığın faile ilişkin görgüsü teşhisten önce alınan ifadede ayrıntılı bir şekilde yazılmalıdır. Mağdur veya tanık teşhis işleminden önce alınan beyanlarında; failin yaşı, kilosu, boyu, saç rengi, giyimi, sesi, yüz şekli, uzuvlarındaki belirgin özellikleri açıklanmalıdır.
Teşhiş işleminin soruşturma aşamasında yapılabilmesi için teşhise tabi tutulan kişinin mutlaka gözaltına alınmış olması gerekir.
Teşhis işlemine, teşhiste bulunan ve teşhise tabi tutulan ile birlikte sadece kamu görevlileri (polis, jandarma, sahil güvenlik) katılabilir.
Teşhis işlemine tâbi tutulan tarafta birden fazla kişi olması gerekir. Teşhise tabi tutulanlar yan yana dizilerek tanık veya mağdura gösterilir. Şüpheliyle birlikte aynı anda olayla bağı olmayan kişiler de yan yana dizilmek suretiyle teşhiste bulunan tanık veya mağdura gösterilmeli, böylece faili seçmesine imkan tanınmalıdır.
Teşhise tabi tutulan kişilerin aynı cinsten olması, aralarında yaş, boy, ağırlık, giyinme gibi görünüşe ilişkin hususlarda benzerlik bulunması gerekir. Teşhis için gerekli olması halinde, şüphelinin görünüşü ile ilgili gerekli değişiklikler yapılabilir.
Teşhiste bulunan kişi ile teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin birbirini görmemesi gerekir. Bunun için, polis veya jandarma merkezlerinde teşhis için ayrılmış özel bölümler kullanılmaktadır. Bu yerlerde teşhiste bulunan, teşhise tabi tutulanı görmekte, ancak teşhise tabi tutulan kişi teşhiste bulunanı görmemektedir.
Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin her birinde, teşhis sırasında bir numara bulundurulur. Teşhiste bulunan kişi, numaralardan herhangi birinin ismini söyleyerek (Örneğin, 3 numaralı kişiyi fail olarak teşhis ediyorum) teşhis edecektir. Teşhis sırasında verilen numara veya harflerin çağrışım yapan veya yönlendiren nitelikte olmaması gerekir.
Teşhis işlemi en az iki kez tekrarlanır ve teşhiste bulunması istenen kişiye, şüphelinin teşhis edilecek kişiler arasında yer almıyor olabileceği hatırlatılır. Teşhisin ikinci kez yapılması sırasında teşhise tabi tutulan kişilerin yerleri ve numaraları değiştirilir. Böylece teşhiste bulunan mağdur veya tanığın sağlıklı bir teşhis yapıp yapmadıkları tespit edilir.
Tanıklıktan çekinme hakkı olan tanık veya mağdur, teşhiste bulunmaya zorlanamaz.
Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin, bu işlem sırasında birlikte fotoğrafları çekilerek veya görüntüleri kayda alınarak, soruşturma dosyasına konur. Yazılı yapılması gereken tüm ceza muhakemesi işlemleri gibi teşhis işlemi de yazılı bir şekilde yapılarak teşhis tutanağı düzenlenmelidir. Yargılama aşamasında, hakim, teşhis tutanağı ile dosyaya konulan fotoğraf veya görüntüleri değerlendirerek hem işlemin sıhhati hem de ispat kuvveti konusunda bir hükme varacaktır.
Hukuki Nitelik ve Amaç
Teşhis, şüphelinin kimliğinin tespit edilebilmesi ve/veya şüphelinin suçun gerçek faili olup olmadığını saptamak amacıyla yapılır. O halde teşhis, öncelikle kimlik tespit etme amacına yönelir. Öte yandan teşhis aynı zamanda bir delil elde etme yöntemidir. Gerçekten de, teşhis işlemleri hukuka uygun gerçekleştirildiği sürece bu işlemlere bağlı olarak düzenlenen tutanaklar da yapılan yargılamada delil niteliğini haiz olacaktır. Zira mahkemelerin gerekçeli kararlarının deliller kısmında teşhis işlemlerine sıklıkla yer verdiği de bilinmektedir.
Özellikle parmak izi, DNA örneği, iletişim tespit tutanakları gibi bilimsel nitelikli delillerin mevcut olmadığı olaylarda, teşhis işlemleri sonucu elde edilen deliller büyük önem taşımaktadır. Görgü tanığının şüpheli sıfatına sahip olan kişiyi teşhis etmesi ve bu kişinin suçu işleyen kişi olduğunu belirtmesi, şüpheli aleyhine ciddi bir durum yaratmaktadır.
Aksi durumlarda ise, yani teşhiste bulunan kişinin şüpheliyi suçun faili olarak teşhis etmediği veya edemediği hallerde de bu sefer şüpheli lehine bir durum ortaya çıkmaktadır. Ceza muhakemesi hukukunda teşhisin hukuki niteliğini net bir şekilde ortaya koymak güçlük arz eder. Gerçekten de teşhis, bazı hallerde hukuki nitelik bakımından koruma tedbirlerine yaklaşır.
Teşhise Karar Vermeye ve Uygulamaya Yetkili Makam
Teşhis, Cumhuriyet savcısının talimatı ile kolluk tarafından icra edilir. Kolluk, Cumhuriyet savsının talimatı olmaksızın kendiliğinden teşhis işlemi yapamaz. Söz konusu talimat, uygulamada Cumhuriyet savcısı tarafından kolluğa bir emirler listesi verilmesi suretiyle gerçekleştirilmektedir. Matbu olarak düzenlenen ve “Cumhuriyet savcısı ile yapılan görüşme, alınan emirler ve onay tutanağı” başlığını taşıyan bu listede Cumhuriyet savcısı tarafından verilen emirler yer almakta ve yapılması gereken işler ve verilen onaylara ilişkin maddelerin yanına işaret konulmaktadır.
Uygulamada teşhise ilişkin talimatın da belirtilen şekilde verildiğini ifade etmek gerekir. Jandarmanın görev ve sorumluluk alanı içinde olan yerlerde teşhis işlemlerinin jandarma tarafından gerçekleştirilmesi de mümkündür. Ancak burada da Cumhuriyet savcısının talimatı mevcut olmalıdır. Öte yandan, çocuklar hakkında yapılan tüm soruşturma işlemlerinin ÇKK m.15/1 uyarınca Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılacağı öngörüldüğünden bahisle, öğretide çocuk şüpheliler hakkında yapılacak teşhis işlemlerinin bizzat Cumhuriyet savcısı huzurunda yapılması önerilmektedir.
Teşhis Nedir | Teşhis İşlemi İstanbul