MANŞET

Ticaret Hukuku

Ticaret Hukuku

Ticaret hukuku, kişiler arası ticari ilişkilerden doğan ve ticari işletmeyi ilgilendiren, bunun yanında ticari şirketlerin kuruluşu, örgütlenmesi ve çalışmaları ile sona ermelerini, kıymetli evrakın türlerini ve kıymetli evraka ilişkin kuralları, özel sigortaların neler olduğunu, nasıl işlediklerini ve sona ermelerini, deniz ticareti hukuk kurallarını düzenleyen bir hukuk dalıdır.

TİCARET HUKUKUNUN KAYNAKLARI

1-ASLİ KAYNAKLAR

-Anayasa

-Uluslararası Anlaşmalar

-6012 sayılı Türk Ticaret Kanunu

-4721 sayılı Türk Medeni Kanunu

-6018 sayılı Türk Borçlar Kanunu

-Ticaret Kanunu’nun uygulanması amacıyla çıkarılan tüzük ve yönetmelikler

TİCARİ UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER ŞU SIRAYLA UYGULANIR

1-Emredici hükümler

2-Sözleşme hükümleri

3-Türk ticaret kanunu ve diğer kanunlarda yer alan emredici nitelikte olmayan ticari hükümler

4-Ticari örf ve adetler

5-Genel hükümler

6-Hakimin hukuk yaratması

TİCARİ İŞLETME

Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir.

TİCARİ İŞLETMENİN UNSURLARI

1-Esnaf İşletmesinin Aşan Düzeyde Gelir Sağlama Hedefi

Burada önemli olan gelir sağlama amacının varlığıdır. Gerçekten gelir sağlanmamış olması, hatta zarar edilmiş olması işletmenin ‚“ticari işletme“ sayılmasına engel oluşturmaz. Bir işletmenin ticari işletme olarak nitelendirilebilmesi için bu işletmenin etkinlik çapının belirli bir sınırı aşmış olması gerekmektedir. Bu sınır da esnaf işletmesine göre belirlenmektedir

2-Devamlılık

Bir ticari işletmenin varlığı için o işletmenin devamlı bir nitelik taşıması gerekir. Burada da önemli olan süreklilik amacıdır. Faaliyetin konusu gereği kesintili olması devamlılık ögesini etkilemez. Ticari işletme konusu gereği periyodik de çalışabilir, örneğin okul kantinleri.

3-Bağımsızlık

Bir kişi başkasının işletmesinde çalışıyor ya da başkasına yardımcı oluyorsa veya işletmeyi taciri temsilen çalıştırıyorsa tacir değildir. Aynı şekilde, ticari temsilci, pazarlamacı ve işletmeyi sezgin (ayırt etme gücüne sahip) küçük veya kısıtlı adına işleten yasal temsilci, bağımsız bir işletme sahibi olmadığı için tacir değildir.Buna karşılık, acente, bağımsız bir tacir yardımcısı olduğu için, onun işletmesi, diğer unsurların da mevcut olması şartıyla ticari işletme oluşturur.

TİCARİ İŞLETMENİN DEVRİ

TTK.md.11/3 hükmünce Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir.

Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.

Ticari işletmenin devri, alacaklılarına ve iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ancak devrin ticaret siciline tescil ve ilanı ile hüküm ifade eder. Devralan, işletmenin devrinin tescil ve ilanına kadar doğan borç ve yükümlerden de sorumludur.

Devreden ise, devrin tescil ve ilanından sonra doğan borç ve yükümlerden sorumlu olmamakla beraber, devirden öncekilerden iki yıl süre ile devralanla birlikte müteselsilen sorumludur. Bu sürenin başlangıcı, muaccel borçlar için devrin tescil ve ilanı veya alacaklıya ihbar tarihi, müeccel borçlar için ise borcun muaccel olduğu tarihtir.

TİCARİ İŞLETMEDE MERKEZ VE ŞUBE

Merkez, bir işletmenin idari, ticari ve hukuki yönden faaliyetlerinin toplandığı ve işlemlerinin yürütüldüğü yerdir. Bazen bir işletmenin çeşitli birimleri derli toplu şekilde bir arada bulunmaz. Teknik birimler, depolar veya şantiyeler, idari ve Goodwill, müşteri hakkı veya peştemaliye şeklinde de anılmaktadır. Ticaret Hukuku hukuki birimlerin olduğu yerden başka bir yerde olabilir. Böyle bir durumda idari ve hukuki işlemlerin yürütüldüğü yer merkezdir.

Bir ticari işletmeye bağlı olup ister merkezinin bulunduğu sicil çevresi içerisinde isterse başka bir sicil çevresi içerisinde olsun, bağımsız sermayesi veya muhasebesi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kendi başına sınai veya ticari faaliyetin yürütüldüğü yerler ve satış mağazaları şubedir.

1. İç İlişkide Bağımlılık: Şubenin, idari açıdan merkeze bağlı olması gerekir. Merkez ve şube, aynı gerçek veya tüzel kişiye aittir. Şube yöneticileri merkez tarafından atanır; yetkileri ve sınırları ile işletme politikaları merkezce saptanır; yönetimin genel ilkelerini merkez belirler; şubenin kâr ve zararı işletmeye aittir; şubenin işlemlerinden doğan hak ve borçların sahibi de işletmedir.

2. Dış İlişkilerde Bağımsızlık: Şube, merkezin yaptığı işler türünden işleri kendi müşterileri ile bağımsız şekilde yapabilir. Fakat merkezin yaptığı türden işleri yapmayan ya da çok sınırlı bir kısmını yapan birimler şube oluşturmaz. Örneğin bir lokantanın, dışarıya satış yapmayan, yalnızca yemekleri hazırlayan birimi; bir turistik otel işletmesinin rezervasyon bürosu, bir bankaya ait olup da yalnızca telefon faturalarını tahsil etmek üzere oluşturulan servisi gibi. Fakat şubenin, merkezin yaptığı tüm işlemleri yapması da beklenemez; işletme türü ve niteliği açısından asli sayılabilecek işlerin tamamını veya büyük çoğunluğunu yapması yeterlidir.

3. Yer ve Yönetim Ayrılığı: Şube, işletmenin gelişen ve yaygınlaşan işlerinin değişik yerlerde ve oradan yürütülmesi amacıyla oluşturulduğuna göre, yer ve yönetim bakımından merkezden ayrıdır. Kendi başında ayrı bir yönetimi vardır. Yer ayrılığının çok katı düşünülmesi bizi bazen yanılgıya düşürebilir. Çünkü bazı şubeler vardır ki merkezle aynı kentte, semtte ve hatta bazen aynı binada faaliyet gösteriyor olabilir.

TİCARİ İŞLETMENİN REHNİ

Kanuna göre, ticari işletme rehnin de rehin veren ticari işletme sahibi gerçek veya tüzel kişi, rehin alan ise tüzel kişiliği olan ve sermaye şirketi olarak kurulmuş kredi kurumları, kredili satış yapan gerçek veya tüzel kişi kurumlar ve de kooperatiflerdir.

Ticari işletme rehni sadece ticaret ünvanı, işletme adı, rehnin tescili anında mevcut ve işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş olan makine, araç, alet ve motorlu taşıt araçları, ihtira beratları, markalar, modeller, resimler ve lisanslar gibi sınai hakları kapsar.

Ticari işletmede taşınmaz işletme tesisatı ve varsa kiracılık hakkı rehnin kapsamına girmez. Rehin sözleşmesi, ticari işletmenin kayıtlı bulunduğu sicil çevresindeki her noter tarafından düzenlenir. Daha sonra da rehin alan veya verenin yazılı talebi ile ticari işletmenin, kayıtlı bulunduğu sicile tescil edilir. Rehin hakkı bu tescil ile doğar.

TİCARİ İŞ

TTK m.3 hükmünce bu kanunda düzenlenen hususlar, tarafların tacir olup olmadığına veya işin ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticaridir. TTK’da düzenlenmiş olmayan fakat bir ticari işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiiller de ticaridir

Ticari İş Karinesi

Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır. Tüzel kişinin tüm işlemleri ticaridir.

TİCARİ YARGI

1-Mutlak Ticari Davalar

TTK.md.4 hükmünce sayılan hususlardan doğan davalar

2-Nispi Ticari Davalar

TTK.md.4/1 hükmünce sayılan iki grup ticari davanın kapsamı dışında kalan hususlardan doğan davalar ancak her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ise ticari dava sayılır.

TİCARİ DAVALAR NEREDE GÖRÜLÜR

Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.

TACİR

Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.

TACİR OLMANIN HÜKÜM VE SONUÇLARI

1-İflasa tabi olma

2-Ticaret siciline kaydolma

3-Odalara Kaydolma

4-Ticaret unvanı seçme ve kullanma

5-Ticari iş karinesine tabi olma

6-Ticari örf ve adete tabi olma

7-Ticari defter tutma

8-Basiretli iş adamı gibi davranma

9-Ücret ve faiz isteme

10-Ücret ve cezanın indirilmesini isteyememe

11-Fatura ve teyit mektubuna sekiz gün içinde itiraz etmek

12-Hapis hakkının kullanmada kolaylıktan yararlanma

TACİR YARDIMCILARI

1-Bağımlı Tacir Yardımcıları

1a-Ticari Temsilci

Ticari işletme sahibi tarafından, işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında kendisini temsil etmek üzere açık veya örtülü olarak yetki verilen tacir yardımcısıdır. Tacir yardımcıları arasında en geniş yetkiye sahip olandır. Tacirin adeta bir diğer kendisi olarak adlandırılır.

1b-Ticari Vekil

Ticari vekil, ticari işletme sahibi tarafından, kendisine ticari temsilcilik yetkisi verilmeksizin, işletmesini yönetmek veya bazı işlerini yürütmek için yetkili kılınan kişidir.

1c-Pazarlamacı

Pazarlamacı, sürekli olarak, ticari işletme sahibi işvereni temsilen, işletme dışında, her türlü işlemin yapılmasına aracılık etmeyi veya yazılı anlaşma varsa, bu anlaşmada belirtilen işleri yapmayı, belirli bir ücret karşılığında üstlenen kişidir.

2-Bağımsız Tacir Yardımcıları

1a-Simsarlık

Bir ücret karşılığında bir anlaşma fırsatı göstermek veya sözleşmenin yapılmasında aracılık etmek üzere tayin edilen kimsedir.

1b-Komisyoncu

Belli bir ücret karşılığında kendi adına ve müvekkili hesabına kıymetli evrak ve taşınır eşya alım satımını üstlenen kimsedir. Komisyoncu ile müvekkil arasındaki ilişki iş üzerindedir ve sürekli değildir. Kendisine verilen işi yapınca komisyoncu ücretini alır.

1c-Acente

Ticari temsilci, ticari vekil, satış memuru müstahdem gibi tabi bir sıfatı olmaksızın bir mukaveleye dayanarak belirli bir yer veya bölge içinde devamlı bir şekilde ticari işletmeyi ilgilendiren akitlerde aracılık etmeyi veya bunları o işletme adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.

TİCARET SİCİLİ

TTK.md.24 hükmünce ticaret sicili, Ticaret Bakanlığı’nın gözetim ve denetiminde, ticaret ve sanayi odaları veya ticaret odaları bünyesinde kurulacak ticaret sicil müdürlükleri tarafından tutulur. Bir yerde oda yoksa ya da yeterli teşkilatı bulunmuyorsa ticaret sicili, Bakanlıkça belirlenecek bir odadaki ticaret sicili müdürlüğü tarafından tutulur. Sicilin yetki çevresi, il veya ilçe esasına göre belirlenir.

Ticaret sicilleri elektronik ortamda tutulabilir. Ticaret sicili memuru ve yardımcıları ile diğer personeli, görevleri ile ilgili suçlardan dolayı Devlet memuru gibi cezalandırılır ve bunlara karşı işlenmiş suçlar Devlet memurlarına karşı işlenmiş sayılır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, ticaret sicili memurluklarının faaliyetlerini her zaman denetlemeye ve gerekli tedbirleri almaya yetkilidir.

Ticaret sicili memurlukları, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından alınan tedbir ve talimatlara uymakla yükümlüdür.. Sicile yapılan kayıtlar, yerine göre ya belirli bir hukuki durumun doğumuna neden olur ki bu durumda sicilin kurucu etkisinden söz edilir; ya da mevcut bir hukuki durumun varlığını ispata yarar. Bu durumda da sicil açıklayıcı bir etkiye sahiptir.

Tescil işlemleri tescil, tadil ve terkin olmak üzere üç şekilde gerçekleşir. Bir olayın sicile geçirilmesi tescil, böyle bir olaydaki değişiklik dolayısıyla sicildeki kayıtların değiştirilmesi ve düzeltilmesi tadil, sicile geçirilmiş bir olayın ortadan kalkması veya sona ermesi sebebiyle mevcut kaydın silinmesi işlemi ise terkindir.

TİCARET SİCİLİNİN ETKİLERİ

Ticaret sicili, tescile tabi hususun hukuken doğmuş sayılıp sayılmayacağı açısından kurucu veya açıklayıcı, üçüncü kişilerin iyiniyetli sayılıp sayılmayacağı açısından ise olumlu veya olumsuz etki gösterir. Olumlu etkiye göre, Kanun bir hususun tescilini öngörmüş ve bu husus tescil edilmiş ise artık üçüncü kişiler o hususu bilmedikleri iddiasında bulunamazlar. Tescil edilen hususları herkesin bildiği varsayılır. Olumsuz etkiye göre ise, tescili gerektiği hâlde tescil edilmemiş veya tescil ve ilânı gerektiği hâlde tescil edilip ilân edilmemiş hususlarda üçüncü kişilerin iyiniyetli oldukları kabul edilir. Aksini iddia eden ispatla yükümlüdür.

TİCARİ UNVANI

Ticaret unvanı çekirdek kısım ve zorunlu ya da ihtiyarı ekten oluşur. Gerçek kişi tacirin unvanında, kişinin kısaltılmadan yazılacak ad ve soyadı bulunur.

Her tacir, açıldığı günden itibaren on beş gün içerisinde, işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını tescil ettirmek zorundadır . Tacir, işletmesiyle ilgili işlemleri yaparken ve senetleri imzalarken bu unvan altında imza atmalıdır . Unvan altında imzaya kim yetkiliyse o kişi ya da kişilerin imza sirkülerinin notere onaylattırılması ve sicil müdürlüğüne verilmesi gerekir. Unvanın, işletmenin görülebilecek bir yerine kolayca okunacak şekilde yazılması gerekir.

Ayrıca tacirin işletmesiyle ilgili olarak düzenlediği ticari mektuplarda ve ticari defterlere yapılan kayıtların dayandığı belgelerde tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi ile tacir internet sitesi oluşturma yükümlülüğüne tabi ise tescil edilen internet sitesinin adresi de gösterilir.

TİCARİ DEFTERLER

Tacir, ticari işletmesinin ekonomik ve mali durumunu, borç-alacak ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde edilen sonuçları belirlemek amacıyla defter tutmak zorundadır.. Defterler, tacirin ticari işlemleri ile malvarlığı durumunu, Türkiye Muhasebe Standartlarına ve başta 88 inci madde gelmek üzere Ticaret Kanunu hükümlerine göre, açıkça görülebilir ve üçüncü kişi uzmanlara, makul sürede fikir verebilir şekilde tutulmalıdır. Tacir, düzgün şekilde tutacağı defterler aracılığı ile işletmesinin gerçek durumunu anlamak, işlerinin gelişimini izlemek ve geçmişte yapmış olduğu işlemleri saptamak imkânı bulur.

Tüzel kişi tacirlerin ortakları ve yöneticileri bakımından da defterler büyük öneme sahiptir. Şirket tarafından tutulan defterler ve bu defterlere uygun şekilde çıkarılan hesaplar ile bilanço, ortakların şirketin gerçek durumunu, kâr mı yoksa zarar mı ettiğini anlamalarına ve kâr dağıtımı esaslarını belirlemelerine yarar. Bunların incelenmesinden sonra, şayet şirketin mali durumu bozulmuş ise düzeltilmesi için gerekli tedbirlerin alınması yoluna gidilmesi gerekir.

Tacirlerin defter tutması devlet açısından da çok önemlidir. Defterler, vergi yükümlüsünün ve özellikle vergi matrahının tam ve doğru şekilde saptanabilmesine hizmet eder. Üçüncü kişiler ve alacaklılar açısından da defterler önem taşır. Alacağın varlığı ve miktarı yönünden defterler, sahibi lehine ve aleyhine delil olabilmektedir.

Stajyer Av. Ece Melikoğlu

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu