MANŞET

Yabancı Paranın İcra Takibi Avukatı Afyonkarahisar

Yabancı Paranın İcra Takibi Avukatı Afyonkarahisar

YABANCI PARA CİNSİ ALACAK İÇİN İCRA TAKİBİ / Alacaklının alacağının Türk Lirası olmayıp yabancı para cinsine ilişkin olması halinde, yabancı para da icra takibine konu edilebilmektedir ancak yabancı para için ilamsız icra takibi yolunun kullanılabilmesi alacaklının seçimlik hakkını kullanması, alacak için uygulanabilecek fiili ödeme tarihindeki veya vade tarihindeki kurlardan hangisini seçtiğini belirtilmesi ve alacağının Türk Lirasına çevrilmesi sonrasında kullanılabilecektir.

Borçlunun yabancı para cinsine ilişkin borcu vadesi gelmiş olmasına rağmen borçlu tarafından ödenmemişse ve borçlu ile alacaklı arasında söz konusu borcun kaynağı olan sözleşmede de borcun borçlu tarafından aynen ifa edileceğine, ödeneceğine ilişkin bir hüküm de bulunmuyorsa;

  • Alacaklı borcun yabancı para cinsinden ödenmesini talep edebilir veya
  • Alacaklı yabancı para cinsinden olan alacağın Türk Lirasına çevrilerek ödenmesini talep edebilir.

“Bilindiği gibi, 23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 Sayılı Kanun’un 29. maddesiyle 818 sayılı (mülga) Borçlar Kanunu (BK.)’nun 83. maddesine bir fıkra eklenerek, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde, alacaklının bu alacağını aynen, vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği kabul edilmiştir. Yabancı para alacağı bir kambiyo senedine bağlanmışsa ilke olarak kambiyo senedinde aynen ödeme şartı bulunsun veya bulunmasın, yabancı para alacaklısı, alacağının, vadesinde ödenmemesi halinde, vade veya fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödenmesini talep edebilecektir.”

(Hukuk Genel Kurulu’nun 18.12.2002 T. 2002/12-1058 E., 2002/1064 K. sayılı ilamı)

 

Fakat alacaklı ile borçlu arasında yapılan ve borcun kaynağını oluşturan sözleşmede borcun aynen ifa edileceği, ödeneceğine ilişkin bir hüküm bulunuyorsa alacaklı tarafından alacağın seçimlik hak anlamında Türk Lirasına çevrilerek ödenmesi talep edilemez, borçlu tarafından yabancı para cinsi ile ödeme yapılır.

  • Alacaklı ile borçlu arasında yapılan sözleşmede yabancı para cinsine ilişkin borcun aynen ifa edileceği, ödeneceği kararlaştırılmamışsa alacaklı alacağını vade tarihindeki kur üzerinden ya da fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası olarak talep edebilecektir. Alacaklı bunların arasından seçimini yaparken seçtiği kuru açıkça belirtmek zorundadır.

Yabancı Paranın İcra Takibi Avukatı Afyonkarahisar

Yabancı para cinsinden alacak için ilamsız icra takibi yolu kullanılabilir mi?

Yabancı para cinsinden olan alacaklar için direkt olarak ilamsız icra takibi yolu kullanılamaz. Yabancı para cinsinden alacaklar ancak alacaklının seçimlik hakkını kullanması, alacak için uygulanabilecek fiili ödeme tarihindeki veya vade tarihindeki kurlardan hangisini seçtiğini belirtmesi ve alacağının Türk Lirasına çevrilmesi sonrasında ilamsız icra takibine konu edilebilirler. 

 

Yabancı para cinsinden alacağa uygulanacak faiz oranları nedir?

  • Alacaklının icra takibi talebine konu edilmesini istediği yabancı para cinsinden alacağının Türk Lirasına çevrilmesinde vade tarihindeki kuru seçmesi halinde alacağa icra takibinden sonra Türk Lirasına uygulanacak faiz oranları uygulanır.
  • Ancak alacaklının yabancı para cinsinden alacağının Türk Lirasına çevrilmesinde fiili ödeme tarihindeki kuru seçmesi halinde ise alacağa vade tarihinden fiili ödeme tarihinde kadar süre için devlet bankalarının ilgili yabancı para cinsinden açılmış bir yıllık vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanacaktır.

 

3. Hukuk Dairesi

2020/6059 E.

2021/7438 K.

MAHKEMESİ : TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Y A R G I T A Y  K A R A R I

Davacı; davalının dava dışı … A.Ş. ile imzaladığı sözleşme uyarınca kendisine tahsis ve teslim edilen apart suite ait 2006-2011 dönemine ait kullanım bedelini ödemediğini, bu nedenle davalıya Silivri … Noterliğinin 25/11/2011 tarihli ihtarnamesinin 26/11/2011 tarihinde tebliğ edilip 3 günlük süre verildiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı; davacı şirkete ödenen apart suit satış bedeli dışında, tüketiciyi ekstra yükümlülük altına sokan kullanım bedeline yönelik sözleşme hükümlerinin haksız şart niteliğinde olup geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Tüketici Mahkemesince Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05/12/2013 tarihli ve 2013/29890 E. 2013/30422 K. Sayılı kararıyla; “taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur. Tüketici mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile takip dosyasındaki 116,12 TL ihtarname masrafı, 9.470 USD kullanım bedeli, 49,23 USD işlemiş faiz, 1,15 TL işlemiş faiz olmak üzere takip tarihindeki kur olan 1,89 TL dikkate alınarak toplam 18.108,61TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar asıl alacağa yıllık %9 oranında değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine; asıl alacak olan 17.898,30 TL ile ihtarname masrafı olan 116,12 TL’nin toplamı 18.014,42TL (9470USD+116,12TL) üzerinden hesap edilecek %20 oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre; tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

TBK’nın 99/3 (BK’nın 83/3) maddesi gereğince; “Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” hükmü getirilmiştir. HGK’nın 10/04/2013 tarihli 2012/12-1072 E. 2013/496 K.sayılı kararında; “Alacaklının, Borçlar Kanunu’nun 83 ve TTK’nın 623. maddesi uyarınca seçimlik hakkını, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanması halinde, dava konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir” denilmiştir. Somut olayda; davacının, 2006-2011 dönemine ait apart suit kullanım bedelini USD cinsinden icra takibine konu ettiği, sadece harca esas değerin belirlenmesi için icra dosyasına takip tarihindeki kuru belirttiği, buna göre davacının döviz cinsinden olan alacağının fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden ödenmesini istediği gözetilerek davacının gerekçesiyle yukarıdaki madde hükümleri uyarınca hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile döviz cinsinden alacağın takip tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi suretiyle bulunan miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”

Yabancı Paranın İcra Takibi Avukatı Afyonkarahisar

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/6900

K. 2007/9369

T. 08.05.2007

ÖZET : Alacaklı vekilinin takip talepnamesinde BK.nun 83. ve 84. madde hükümlerinin saklı olduğunu açıkladığı tespit edilmiştir. Alacaklı vekilinin ayrıca, takip talebinde asıl alacağa ( takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizinin ) uygulanmasını istediği görülmektedir. Bu beyan adı geçenin BK.nun 83/2. maddesindeki tercihini ( borcun vade tarihindeki ) rayice göre Türk Parası ile ödenmesi yönünde kullandığını gösterir. Zira alacaklının hem tahsil tarihindeki kur farkını istemesi ve hem de ticari temerrüt faizinden yararlanması mümkün değildir.

KARAR : İİK.nun 58/3. maddesinde, takip talepnamesinde alacağın Türk Parası ile tutarının talep edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı belirtilmektedir. Bu kurala aykırı davranılması kamu düzeni ile ilgili ve Devletin hükümranlık haklarına ilişkin olması nedeniyle re’sen gözetilerek ve takibin iptalini gerektirecek hususlardandır. Ancak, gerek takip talepnamesinde ve gerekse ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk Parası karşılığı ( harca esas değer ) başlığı altında gösterilmiştir. Dairemizin istikrarla uygulanan yerleşik içtihatlarına göre istemin yukarıda açıklanan biçimde yazılmış bulunması İİK.nun 58/3. maddesindeki koşulun yerine getirilmesi yönünden yeterli kabul edilmektedir. İcra Mahkemesince de yukarıdaki kurala uygun olarak borçlu vekilinin anılan konuya yönelik şikayetinin kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Takip sırasında alacaklı BK.nun 83/son maddesi gereğince tahsil tarihindeki kur üzerinden paranın tahsilini istemez ise; Bu durumda işlemiş faizin vade tarihinden takip tarihine kadar 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işlemiş faiz talep edebilir. Ayrıca bu durumda, takip tarihinden tahsil tarihine kadar da işleyecek faizin reeskont faiz oranının değişen oranlarına göre aşamalı olarak faiz uygulanmasını isteyebilir ( 3095 Sayılı Kanunun, 4489 Sayılı Kanunla değişik 2.md. ). Takipte alacaklı BK.nun 83 ve TTK.nun 623. maddeleri uyarınca seçimlik hakkını kullanarak fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir. Bir başka ifadeyle her iki halde de işlemiş faiz ( vadeden takibe kadar ) 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesine göre istenebilecek iken BK.nun 83 ve TTK.nun 623. maddelerindeki seçimlik hakkının kullanıp kullanılmaması durumuna göre işleyecek faizin, avans ( 3095 Sayılı Kanunun 2.md. koşullarında ) veya 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesine göre hesabı gerekecektir. Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde: Alacaklı vekilinin takip talepnamesinde BK.nun 83. ve 84. madde hükümlerinin saklı olduğunu açıkladığı tespit edilmiştir. Alacaklı vekilinin ayrıca, takip talebinde asıl alacağa ( takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizinin ) uygulanmasını istediği görülmektedir. Bu beyan adı geçenin BK.nun 83/2. maddesindeki tercihini ( borcun vade tarihindeki ) rayice göre Türk Parası ile ödenmesi yönünde kullandığını gösterir. Zira alacaklının hem tahsil tarihindeki kur farkını istemesi ve hem de ticari temerrüt faizinden yararlanması mümkün değildir. Bu durumda alacaklının istemi ve asıl alacaklı ilgili kura yönelik talep ve tercihi yukarıdaki kurallara göre belirleneceğinden şikayetin reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Yabancı Paranın İcra Takibi Avukatı Afyonkarahisar

Stajyer Derya MERİÇ

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu