MANŞET

Yurtdışı Adli Tebligat Ankara

Yurtdışı Adli Tebligat Ankara

 

TEBLİGAT NEDİR? / Tebligat mahkemeler tarafından, Cumhuriyet Savcılıkları, icra müdürlükleri, vergi daireleri ve diğer tüm resmi kurumlar tarafından yapılan resmi işlemlerin muhatap olan kişilere bildirilmesi ve iletilmesi için gönderilir.

Türkiye içerisinde, yurt içinde yapılacak tebligat işlemleri 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na göre yürütülmektedir.

  • YURTDIŞINA YAPILACAK TEBLİGAT / Türkiye ile tebligatın yapılacağı ülke arasında herhangi bir anlaşmanın bulunup bulunmamasına veya her iki ülkenin taraf olduğu bir anlaşmanın bulunup bulunmamasına göre yurtdışına yapılacak tebligatın usulü belirlenir. Türkiye ile yabancı devletin taraf olduğu herhalde bir milletlerarası anlaşmanın var olup olmamasına göre yurtdışına tebligat yapılması klasik usule veya taraf olunan milletlerarası anlaşmaya göre belirlenecektir.

 

KLASİK USULE GÖRE YABANCI DEVLETLERDEKİ YABANCI VEYA TÜRK VATANDAŞI KİŞİYE TEBLİGAT YAPILMASI

  • Türkiye ile tebligatın yapılacağı yabancı ülke arasında herhangi bir anlaşma bulunmuyorsa tebligat klasik usule göre yapılır.
  • Klasik usule göre yabancı devletlerdeki Türk vatandaşlarına tebligat yapılırken o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tarafından yapılabilir, bu yol ile tebliği yapılacak evrak adli merciler tarafından doğrudan, ilgilinin adresinin bulunduğu yerdeki Büyükelçilik veya Başkonsolosluğa gönderilebilir ve evrak Genel Müdürlük aracı kılınmadan gönderilmesi işlem zamanının kısaltılması açısından önemlidir.
  • Klasik usule göre yabancı devletlerdeki yabancı kişilere tebligat yapılırken ise Bakanlığa gelen tebligat talepleri incelendikten sonra doğrudan ilgili yabancı ülkenin merkezi makamına veya merkezi makama iletilmek üzere o ülkedeki Büyükelçiliğe gönderilir ve ancak yabancı ülkenin merkezi makamı tarafından ilgili yabancı kişiye tebliği gerçekleştirilecektir.

TÜRKİYE’NİN VE TEBLİGATIN YAPILACAĞI YABANCI ÜLKENİN TARAF OLDUĞU ANLAŞMALAR ÇERÇEVESİNDE TEBLİGAT YAPILMASI

  • 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair La Haye Anlaşması’na göre yurtdışına tebligat, tebligatı yapacak ülkenin konsolosluğu tarafından tebligatın yapılacağı ülkenin tebligat için öngördüğü yetkili makama yapılır ve tebliğ talebi gerçekleştirilirken bununla birlikte tebliğ evrakı da verilir.
  • 1965 Tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Hukuki veya Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Anlaşma’ya göre yurtdışına tebligat, bu anlaşmaya göre de her ülkenin kendi için öngördüğü merkezi makama başka hiçbir aracı kuruma gerek kalmaksızın iletilecektir. Tebliğ taleplerini her ülkenin kendi için belirlediği ve tebliğ için diğer devletlerin başvurduğu merkezi makam yerine getirecektir.

Türkiye’nin kendi ülkesi için belirlediği merkezi makam, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’dür.

Yurtdışı Adli Tebligat Ankara

Hukuk Genel Kurulu          

2019/272 E.   

2019/1396 K. 

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi 

Uyuşmazlık konusu itibariyle Alman Usul Kanunu’nun 183. ve 184. maddelerine de değinilmesi gerekmektedir. Alman Usul Kanunu’nun 183/I maddesi gereğince yabancı bir ülkeye yapılacak tebligatın uluslararası sözleşmeler gereğince yapılması gereklidir. Almanya ile Türkiye arasında uluslararası tebligat usullerinin düzenlendiği 28.05.1929 tarihli Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Devleti Arasında Hukuki ve Ticari Mevaddı Adliye Mukavelename’si (1929 tarihli Sözleşme) imzalanmış, ayrıca uluslararası tebligat usullerinin düzenlendiği 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi’ne her iki ülkede taraf olmuştur. Dolayısıyla Alman Usul Kanunu’nun 183/I maddesi gereğince Alman mahkemelerince taraflardan birinin Türkiye’de olması durumunda tebligatın 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi ve 1929 tarihli Sözleşme düzenlemelerine uygun şekilde yapılması gereklidir.
Her iki sözleşmenin uluslararası tebligata ilişkin düzenlemeleri uyum içinde olup, tebligatlar diğer devletin merkezi makamı aracılığı ile yapılacaktır. Zira Almanya da Türkiye gibi 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi’nin 10. maddesine çekince koymuştur. Bu nedenle 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi’nin 10. maddesi gereğince itiraz etmeyen taraf devletler için doğrudan posta yolu ile yapılacak tebligat geçerli olacaksa da, hem Almanya hem de Türkiye 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi’nin posta yolu ile yapılacak tebligatlara ilişkin 10. maddesine çekince koyduğundan her iki ülke açısından da posta yolu ile tebligat yapılması mümkün değildir. Başka bir deyişle Alman mahkemesi, yargılama yürüttüğü bir davada gerekli evrakı Türkiye’de bulunan davalıya Alman Usul Kanunu’nun 183/I maddesi gereğince 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi’ne uygun olarak Türk merkezi makamı aracılığı ile tebliğ etmek zorundadır. 
Alman Usul Kanunu’nun 184/I maddesi ile yargılamanın, usul ekonomisine uygun, hızlı ve etkin bir şekilde yürütülebilmesi için Alman Usul Kanunu’nun 183. maddesinden ayrılan bir düzenleme yapılmış, mahkemece yurt dışında ikamet eden taraflara, Almanya’da ikamet eden veya iş yeri bulunan tebligat yapılabilecek bir temsilci bildirmeleri konusunda karar verebileceği düzenlenmiş, eğer tebligatın yapılacağı temsilci bildirilmez ise, bundan sonra yapılacak tebligatların bu temsilci bildirilinceye kadar tarafın adresine posta yolu ile yapılabilmesi mümkün kılınmıştır. Başka bir deyişle eğer taraflarca bir temsilci bildirilmez ise bundan sonraki tebligatlar temsilci gösterilinceye kadar posta yolu ile yapılabilecektir. Ayrıca postaya verilen bir tebligat Alman Usul Kanunu’nun 184/II maddesi gereğince postaya verilme tarihinden itibaren iki hafta sonra tebliğ edilmiş sayılmaktadır.
Bu durumda Alman mahkemeleri tarafından 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi gereğince merkezi makam aracılığıyla kendisine dava dilekçesi gönderilen ve hakkında dava açıldığı, hangi sürelerde ne şekilde savunma yapabileceği konusunda aydınlatılan davalının mahkemede kendisini savunmaması veya tebligat yapılacak bir temsilci bildirmemesi durumlarında mahkeme tarafından kararın posta yolu ile tebliğ edilmesi, her iki devletin de 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi’nin 10. maddesine çekince koyması karşısında davalının savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla Alman mahkemesince doğrudan posta yoluyla yapılan karar tebligatının 1965 tarihli Lahey Sözleşmesine aykırı olması nedeniyle tebligatın geçerliliğinden bahsedilemeyecektir. Bu durumda karar davalıya tebliğ edilmemiş sayılacağından kararın Alman kanunlarına göre de kesinleştiğinden söz edilemeyecektir.

Yurtdışı Adli Tebligat Ankara

Stajyer Derya MERİÇ

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu