Alan Tahsis Sözleşmeleri Damga Vergisi
Alan Tahsis Sözleşmeleri Damga Vergisi
T.C.
DANIŞTAY
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2015/1054
Karar No: 2016/45
Özeti : İstanbul Atatürk Havalimanında çeşitli alanlarda faaliyet gösteren firmalarla imzalanan alan tahsis sözleşmelerinin,
sözleşmede yer alan hüküm gereğince süresinin kendiliğinden uzaması halinde damga vergisine tabi tutulamayacağı hakkında.
Temyiz Eden: … İstanbul Terminal İşletmeciliği Anonim Şirketi
Vekili :Av. …
Karşı Taraf : Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
Vekili :Av. …
istemin Özeti: Davacı adına, İstanbul Atatürk Havalimanında çeşitli alanlarda faaliyet gösteren
diğer firmalarla imzaladığı alan tahsis sözleşmelerine ilişkin olarak
ihtirazi kayıtla verilen damga vergisi beyannamesine dayanılarak 2010 Ocak dönemi için tahakkuk ettirilen
damga vergisinin kaldırılması ve fazladan ödenen kısmının iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul 10. Vergi Mahkemesi, 21.09.2011 gün ve E:2010/933, K:2011/2347 sayılı kararıyla;
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1 ve 2’nci maddeleri, 14’üncü maddesinin 3’üncü fıkrası de ekli (1) sayılı Tablonun
“I. Akiterle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/l fıkrası hükümlerine değindikten sonra;
davacı şirket ile diğer firmalar arasında imzalanan alan tahsis sözleşmelerinin “Tahsis süresi”
başlıklı 2.2. maddesinde, sözleşme süresinin 3 Temmuz 2005 tarihinde başladığı ve
tahsis süresinin bitiminden 30 gün önce yazılı olarak sözleşmeyi yenilememe ihbarında bulunulmadığı takdirde tahsis süresinin tahsis bedeli hariç bir yıl daha uzayacağı;
“Tahsis Bedeli” başlıklı 3.1. maddesinde ise sözleşme bedelinin her yd DHMİ tarafından onaylanacak
ücret tarifesine uygun olarak artırma hakkının davacı şirkete tanındığı hususlarının yer aldığı,
taraflarınca sözleşme süresinin bitiminden 30 gün önce ihbarda bulunmamak suretiyle
icra edilen olumsuz edime bağlı olarak müteakip yıl için yeni bir sözleşmenin kurulduğu ve
bu yeni sözleşmedeki tahsis ücretinin de (DHMİ’nce o yıl için belirlenen ücret tarifesine göre)
yeniden kararlaştırıldığının kabulü gerekeceği;
diğer bir deyişle, şartları eski sözleşmedeki tarafların olumsuz edimine ve DHMİ’nce her yıl için
yeniden belirlenen ücret tarifesine bağlı yeni bir sözleşme kurulduğundan,
bu yeni şartları içeren sözleşme için yeniden damga vergisi tahakkuk ettirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 07.11.2014 gün ve E:2013/1498,
K:2014/7240 sayılı kararıyla; uyuşmazlığın esasını,
yeni bir sözleşme imzalanmadan ya da eski sözleşme üzerine herhangi bir şerh konulmadan kendiliğinden veya
sözleşmedeki bir hüküm dolayısıyla süresi uzayan sözleşme için yeniden damga vergisinin doğup doğmayacağı hususunun oluşturduğu,
damga vergisinin doğması için öncelikle kanunda belirlenmiş bir kağıt veya elektronik ortamda düzenlenmiş bir belge ya da veri olması,
bu kağıt, belge ya da verinin imzalanmış olması ya da imza yerine geçecek bir işaret konmuş olması gerekmekte olup,
bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesi durumunda ise yenilemeye ilişkin mektup ve
şerhlerin damga vergisine tabi olduğu, Damga Vergisi Kanunu’nun 2’nci maddesinde
şerhlerden bahsedilmekle birlikte mektup ve şerhin yasal tanımının yapılmadığı, bir anlatım veya yorumlama,
bir şeyi açıklamak amacıyla bir kağıda yazılmış olan ifade olarak tanımlanabilecek olan şerhin,
yazılı olan bir kağıdın herhangi bir yerine, boşluğuna konulabileceği; önceden düzenlenmiş bulunan kağıdın altına veya arkasına bir boşluğa,
bu kağıdın hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin
şerh konulması halinde bu kağıdın damga vergisine tabi olacağı,
olayda, davacı şirketin imzalamış olduğu alan tahsis sözleşmelerinde yer alan “yeni dönem için yenilememe ihbarında bulunulmadığı takdirde tahsis süresi,
tahsis bedeli hariç olmak üzere aynı hüküm ve koşullarla 1 (bir) yıl daha uzayacaktır” şeklindeki madde,
damga vergisine konu kağıdın hükümlerinin yenilenmesi amacına yönelik kağıda konulmuş bir şerh olarak kabul edilemeyeceğinden
sözleşmede bulunan bu hüküm gereğince süresi kendiliğinden uzayan sözleşmenin
Damga Vergisi Kanununun aradığı anlamda damga vergisine tabi bir sözleşme sayılamayacağı aksi düşüncenin,
verginin kanuniliği ilkesine aykırı olarak kanunda yazılı olmayan bir durumun yorum yoluyla genişletilerek
vergi alınmasına yol açacağı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle kararı bozmuş; davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.
İstanbul 10. Vergi Mahkemesi 15.10.2015 gün ve E:2015/1895, K:2015/1864 sayılı kararıyla;
ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı tarafından; damga vergisinin kağıtlar üzerine inşa edilmiş bir vergi olduğu,
süre uzatımı için yeni bir kağıt düzenlenmediği, mevcut sözleşmeye bir şerh düşülmediği veya
mektup teatisi olmadığı sürece tarafların pasif kalmak suretiyle sözleşmenin kendiliğinden uzaması
halinin damga vergisinin konusuna girmeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi: Selim GÜNDOĞDU
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında,
yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
personel programı
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı adına, İstanbul Atatürk Havalimanında çeşitli alanlarda faaliyet gösteren
diğer firmalarla imzaladığı alan tahsis sözleşmelerine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen damga vergisi beyannamesine dayanılarak
2010 Ocak dönemi için tahakkuk ettirilen damga vergisinin kaldırılması ve
fazladan ödenen kısmının iadesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ısrar karan davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen 07.11.2014 gün ve E:2013/1498, K:2014/7240 sayılı kararının
dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü de İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin
15.10.2015 gün ve E:2015/1895, K:2015/1864 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından,
yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 20.01.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz dilekçesinde deri sürülen iddialar,
dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından,
istemin reddi gerektiği oyu de karara katılmıyoruz.