İstanbul Beyaz Yaka Suçları Avukatı
İstanbul Beyaz Yaka Suçları Avukatı
BEYAZ YAKA SUÇLARI NEDİR? / Belirli statüye sahip, mesleki olarak itibarlı kişiler tarafından mesleklerini veya görevlerini yerine getirdikleri esnada ve daha çok finansal kazanç sağlamak için, ekonomik amaçlarla işlenen suçlardır.
- Kamu görevlileri tarafından işlenebilecek beyaz yaka suçlarına örnek olarak; zimmet suçu, rüşvet suçu, görevi kötüye kullanma suçu şeklinde suç tipleri verilebilir.
- Özel kişiler tarafından işlenebilecek beyaz yaka suçlarına örnek olarak; vergi kaçakçılığı suçu, ihaleye fesat karıştırma suçu, ticari sırları açığa çıkarma suçu, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suç tipleri verilebilir.
Tüm beyaz yaka suçları tek bir düzenleme içerisinde yer almayabilir, söz konusu suçlar Sermaye Piyasası Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Vergi Usul Kanunu veya İcra İflas Kanunu gibi çeşitli düzenlemelerde yer alan birbirinden farklı suçlara ilişkin olabilir.
İstanbul Beyaz Yaka Suçları Avukatı
YAYGIN OLARAK GÖRÜLEN BEYAZ YAKA SUÇLARI
- Bilgi Suistimali “İçeriden Öğrenenlerin Ticareti” Suçu / Sermaye piyasasında güvenilir ve şeffaf bir ortam yaratmak amacıyla şirket bünyesinde içeriden alınan bilgiye ilk sahip olan kişilerin mesleki olarak bulundukları konumun verdiği avantajdan yararlanarak haksız menfaat elde etmesini önlemek amacıyla söz konusu bilgi suistimali suçu düzenlenmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu m.106’ya göre bilgi suistimali suçu,
“Doğrudan ya da dolaylı olarak sermaye piyasası araçları ya da ihraççılar hakkında, ilgili sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkileyebilecek nitelikteki ve henüz kamuya duyurulmamış bilgilere dayalı olarak ilgili sermaye piyasası araçları için alım ya da satım emri veren veya verdiği emri değiştiren veya iptal eden ve bu suretle kendisine veya bir başkasına menfaat temin eden kişilerin fiilleriyle oluşur ve söz konusu suç fiilini işleyenlerin iki yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür.”
- Piyasa Dolandırıcılığı Suçu / Piyasaların fiyatlarına, arz ve taleplerine ilişkin yalan veya yanlış izlenim uyandırmak amacıyla gerçekleştirilen eylemler halinde veya piyasaların fiyatlarına, arz ve taleplerine ilişkin yalan, yanıltıcı veya yanlış bilgi verilmesi halinde suç vasfı oluşur ve söz konusu fiilleri önlemek amacıyla piyasa dolandırıcılığı düzenlenmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu m.107’ye göre piyasa dolandırıcılığı suçu,
“Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, bu suçtan dolayı verilecek olan adli para cezasının miktarı, suçun işlenmesi ile elde edilen menfaatten az olamaz.”
“Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.”
İstanbul Beyaz Yaka Suçları Avukatı
- Haksız Rekabet Suçu / Türk Ticaret Kanunu’nda yer almaktadır ve kamunun, tüketicinin ya da ekonomik olarak diğer kişilerin menfaatine uygun olarak dürüst ve bozulmamış rekabet ortamının sağlanması ve rekabet ortamı içerisinde güvenli ticari ilişkiler kurulabilmesi için düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu m.62’ye göre haksız rekabet suçu,
Türk Ticaret Kanunu m.55’te yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler için cezai sorumluluk düzenlenmiştir.
“Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti
ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,
Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını
ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,
Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı
gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları
düzeltmeyenler, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 56 ncı madde gereğince hukuk davasını açma
hakkını haiz bulunanlardan birinin şikâyeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya
adli para cezasıyla cezalandırılırlar.”
Haksız rekabet suçu, şikayete tabi bir suçtur ve şikayet süresi, suçun işlendiğinin ve failinin öğrenildiği tarihten başlamak üzere 6 aydır.
- Görevi Kötüye Kullanma Suçu / Kamu görevlisinin görevine yönelik yetkilerini aşması, görevlerinin gerektirdiği davranışlara aykırı hareket etmesi sonucunda kamunun zarar görmesine veya kişilerin mağdur olmasına yol açmışsa görevi kötüye kullanma suçu oluşur ve kamu görevlisi bu suçtan dolayı cezalandırılır.
Türk Ceza Kanunu m.257’ye göre görevi kötüye kullanma suçu,
“Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme
göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu
görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Görevi kötüye kullanma suçu şikayete tabi suçlar arasında olmadığından herhangi bir şikayet süresi öngörülmemiştir ancak dava zamanaşımı 8 yıl, ceza zamanaşımı ise 10 yıl sürelidir.
İstanbul Beyaz Yaka Suçları Avukatı
Sermaye Piyasası Kanunu’nda kaynaklanan beyaz yaka suçlarından birinin işlenmesi halinde kamu davası açılabilir mi?
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na göre beyaz yaka suçları olarak bilinen belirli bazı suç tipleri yer almaktadır. Sermaye Piyasası Kanunu’nda yer alan suç tipleri ve bu suçların cezalandırılması açısından olağan ceza yargılamasından farklı olarak özel bir yargılama usulü uygulanmaktadır.
Sermaye Piyasası Kanunu’nda yer alan bir suç için soruşturma yapılabilmesi, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır ve ancak bu başvurudan sonra gerekli olması halinde kamu davası açılabilecektir. Sermaye Piyasası Kurulu tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılacak başvuru, yargılamanın şartı niteliğinde kabul edilir. Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturma yürütülebilmesi Kurul’un başvurusuna bağlanmıştır ve Cumhuriyet Savcısının doğrudan dava açma veya soruşturma yapma yetkisi yoktur, Savcılık Sermaye Piyasası Kanunu’na aykırı fiiller işlendiğini öğrendiğinde Sermaye Piyasası Kurulundan yalnızca durumun incelenmesini talep edebilir. Buna karşılık olağan ceza yargılamasında ise yazılı başvuru şartı aranmaz.
Sermaye Piyasası Kanunu’nda yer alan bir suç için soruşturma yapılmasının ardından kamu davası açıldığında Sermaye Piyasası Kurulu talebe gerek olmaksızın kovuşturma aşamasında katılan sıfatını alır, talepte bulunması gerekmez. Buna karşılık olağan ceza yargılamasında ise katılan sıfatı için talep gerekir.
19. Ceza Dairesi
2017/5976 E.
2018/6574 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6362 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
“… Karar Organı’ nın 15.10.2012 tarih ve 35/1132 sayılı kararı ve yazılı başvurusuna konu … Piyasa Gözetim ve Denetim Dairesi’ nin 08.10.2012 tarih ve XXIII-16/13-2 sayılı denetleme raporu ve eklerindeki, sanık … hakkındaki 28.03.2012 – 29.08.2012 tarihleri arasındaki Borsa İstanbul’da işlem gören … Hizmetleri A.Ş. (….) hisse senedi üzerinde Bilgi Suistimali (İçeriden Öğrenenlerin Ticareti) suçunu işleyerek 1.712.563 TL haksız menfaat temin ettiğinden bahisle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/165172 soruşturma sayılı dosyasında 15/01/2013 tarihli iddianamesiyle 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi delaletiyle 6362 sayılı SPK’nın 106/1-a maddesinden cezalandırılması amacıyla kamu davası açılmıştır. İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04/12/2014 tarih, 2013/37 Esas, 2014/530 Karar sayılı kararıyla, sanığın sermaye piyasası araçlarının fiyatını etkileyebilecek nitelikte henüz kamuya duyurulmamış bilgilere dayalı olan ve fırsat eşitliğine aykırı olarak statü gereği önceden öğrendiği bilgilerle yöneticisi olduğu şirkete ait hisse satım işlemlerini gerçekleştirmek suretiyle bilirkişi raporunda tespit edildiği şekilde 2.650.000-TL haksız menfaat temin ettiği ve bu suretle bilgiye dayalı manipülasyon (bilgi suistimali) suçunu işlediği sabit görülerek 6362 sayılı SPK’nın 106/1-a-son. maddesi gereğince bilirkişi raporunda belirtilen zararın iki katı olan 5.300.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmedilmiştir.
… Piyasa Gözetim ve Denetim Dairesi’ nin 08.10.2012 tarih ve XXIII-16/13-2 sayılı denetleme raporu, …’nun 10/12/2012 tarihli B.02.1.SPK.0.61-1870-11616 sayılı suç duyurusunda ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15/01/2013 tarih, 2012/165172 soruşturma, 2013/1089 sayılı iddianamesinde sanığın elde ettiği haksız menfaatin 1.712.563 TL olduğu belirtilmiştir.
… Piyasa Gözetim ve Denetim Dairesi’nin 08.10.2012 tarih ve XXIII-16/13-2 sayılı denetleme raporunda; sanık …’nin 4.860.376 adet … hisse senedini 0,90 TL ortalama fiyattan sattığını, … A.Ş.’den Kurul’a gönderilen 25.09.2012 tarihli yazıda yatırımcının bu satış işlemleri için aracı kurumuna ödediği komisyon ve BSMV toplamının 4.605 TL olduğu, aracı kuruma yapılan ödemelerle oluşan maaliyetin çıkarılmasıyla oluşan net kazancın 4.381.165 TL olduğu, …’nin sahip olduğu hisse senetlerini özel durum açıklamasının yapıldığı tarih öncesinde değil de açıklamanın yapıldığı tarih sonrasında satmış olsa idi, hisse senedini 0,55 TL ortalama fiyattan satmak durumunda kalacağını, bu satış işlemleri sonucunda 2.668.602 TL net kazanç elde edecek olduğunu, bu tutarın özel durum açıklaması öncesinde sattığı ve elde ettiği net kazançtan 1.712.563 TL daha az olduğu, sanık …’nin özel durum açıklaması öncesinde satış işlemleri gerçekleştirmek suretiyle 1.712.563 TL’lik haksız menfaat elde ettiği belirlenmiştir.
Dosya içerisinde mevcut olan bilirkişi raporunda, … A.Ş.’nin … Holding ile 25/04/2012 tarihinde yapmış olduğu sanık …’ye ait olan 4.999.997,58 adet hisse senetlerini beher 1,05 TL’den işlem görmek şartıyla toplam 5.250.000,61 TL’lik bedel karşılığında hisse senedi satış sözleşmesi ve bu sözleşmenin 15/05/2012 tarihinde iptali sonrasında; … Holding’den hisse senetlerinin satışı sonrasında tahsil edilen miktar (5.250.000,61 TL) ile satıştan elde edilip şirkete aktarıldığı belirtilen 2.600.000 TL’lik miktar arasındaki farkın sanığın elde ettiği haksız menfaat olarak belirlenmesi üzerine mahkemece sanığın elde ettiği haksız menfaatin bilirkişi raporunda belirtilen 2.650.000 TL olduğu kabul edilerek sanık hakkında haksız menfaatin 2 katı oranında (2.650.000 TL x 2= 5.300.000 TL) adli para cezasına hükmedilmiş ise de; … Piyasa Gözetim ve Denetim Dairesi’ nin 08.10.2012 tarih ve XXIII-16/13-2 sayılı denetleme raporu, …’nun 10/12/2012 tarihli B.02.1.SPK.0.61-1870-11616 sayılı suç duyurusunda ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15/01/2013 tarih, 2012/165172 soruşturma, 2013/1089 sayılı iddianamesinde anlatılan somut olay sonucunda sanığın elde ettiği belirtilen haksız menfaat miktarının 1.712.563 TL olduğu, sanık …’nin 6362 sayılı SPK’nın 106/1-a-son. maddesinde tanımlı “Bilgi Suistimali” (bilgiye dayalı manipülasyon) suçunu işlemesi sonucu elde ettiği haksız menfaatin belirlenmesi açısından denetleme raporu, suç duyurusu ve iddianamedeki anlatılan eylemle sınırlı olarak haksız menfaat miktarının belirlenmesi gerekirken somut olayın dışına çıkılarak farklı bir eylemle ilgili tespitin yapıldığı, sanığın elde ettiği haksız menfaat miktarının denetleme raporu, suç duyurusu ve iddianamede belirtilen 1.712.563 TL olduğu dikkate alınmadan sanık hakkında elde ettiği menfaatin 2 katı oranında adli para cezasına hükmedilmesi gerekirken haksız menfaat miktarının yüksek hesaplanması sebebiyle sonuç olarak fazla ceza tesisi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, tebliğnameye aykırı olarak, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 30/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
İstanbul Beyaz Yaka Suçları Avukatı
Stajyer Av. Derya MERİÇ
Makale Yazarlığı İçin
Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.