ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

Anayasa Mahkemesi Kararı E.2007/65 (5652 Sayılı Kanun Hk.)

22 Haziran 2010 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 27619

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı : 2007/65

Karar Sayısı : 2010/43

Karar Günü : 25.2.2010

İPTAL DAVASININ KONUSU : 5.5.2007 günlü, 5652 sayılı, Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında

Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanun’un;

1- 2. maddesiyle değiştirilen 24.6.1995 günlü, 552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve

Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 17. maddesinin 4367 sayılı Yasa ile değiştirilen üçüncü fıkrasının birinci tümcesinin,

2- 3. maddesiyle 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin başlığı ile birlikte değiştirilen 21. maddesinin,

birinci fıkrasında yer alan “… tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi …” ibaresi ile altıncı ve dokuzuncu fıkralarının,

Anayasa’nın 2., 6., 7., 8., 11. ve 48. maddelerine aykırılığı savıyla iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir.

I- İPTAL VE YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN GEREKÇESİ

İptal ve yürürlüğün durdurulması istemini içeren 8.6.2007 günlü dava dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir:

“III. GEREKÇE

1) 05.05.2007 Tarih ve 5652 Sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında

Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanunun 2 nci Maddesinin değiştirdiği

552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 17 nci Maddesinin Üçüncü Fıkrasının İlk Cümlesinin Anayasaya Aykırılığı

552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin

“Toptancı Halde Satış Zorunluluğu” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içerisinde malların toptan alım ve satımı toptancı hallerde yapılır.

Malların toptancı hal dışında toptan alım ve satımı yapılamaz.” denilerek malların bir halden geçmiş olmadıkça

toptan alım ve satımının yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır. İptali istenen hüküm ile,

yaş meyve ve sebzenin perakende satışının yapılacağı ilin haline de girmesi zorunlu kılınmıştır.

Yaş meyve ve sebze yukarıda da belirtildiği üzere, zorunlu olarak üretim bölgesindeki toptancı halden satın alındığı için,

iptali istenen cümle ile yapılan düzenlemenin anlamı, ürünün satış yapılacak ilde ikinci kez toptancı hale girmesidir.

Bunun sonucu ise, aynı mallardan % 2 belediye rüsumu, satış bedeli üzerinden % 8 komisyon ve bu komisyonun

1.44 Katma Değer Vergisinin ikinci kez alınmasıdır. Hal böyle olunca tüketicilerin ürünleri üretici bölgelerindeki fiyata nazaran

çok daha pahalı tüketmek zorunda kalacakları açıktır. Bu nedenle, böyle bir düzenlemenin kamu yararı amacına değil

komisyoncuların çıkarlarına ve yerel yönetimlere kaynak sağlama amacına yönelik bulunduğu kuşkusuzdur.

Kaldı ki böyle bir amacın gerçekleşmesi de çok şüphelidir. Zira, tacir ürünlerini üretildiği bölgenin haline sokmadan

direk tüketileceği yerin haline götürmenin yollarını arayacaktır. Bu da en çok üretim bölgelerinin halinde faaliyet gösteren

yerel yönetimlere zarar verecektir. Öte yandan, hiç kimse ticareti kısıtlanmış mal ve hizmet almadan cirosunun

% 11.44’ünü başka kişi ve kuruluşlara ödemek zorunda kaldığı bir sektöre yatırım yapmak istemeyecektir.

Bu nedenle de, aynı ürünün üretildiği ve tüketildiği bölgede 2 kez hale girmesini öngören bir düzenlemenin kamu yararı amacına yönelik olduğu söylenemez.

Yasaların kamu yararına dayanması gereği kuşkusuz hukuk devletinin temel değerlerinden birini oluşturmaktadır.

Bir hukuk devletinde, devlet erki kullanılarak yapılan tüm kamu işlemlerinin nihaî amacının “kamu yararı” olması gerekir.

Bu gereklilik, kamu yararını, yasama organının takdir yetkisi için de bir sınır konumuna getirir.

Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devleti, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan,

her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumları benimseyen,

hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, yasaların üstünde Anayasanın ve yasakoyucunun da bozamayacağı

temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. “Yasaların kamu yararına dayanması”

gereği kuşkusuz hukuk devletinin temel değerlerinden birini oluşturmaktadır (Anayasa Mahkemesinin 28.01.2004 tarih, E.2003/86, K.2004/6 sayılı kararı).

Açıklanan nedenle iptali istenen, kamu yararı amacına yönelik olmadığı açık bulunan cümle, Anayasanın

2 nci maddesinde ifade edilen hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır.

Öte yandan, son yıllarda ülkemizde sebze meyve işleme, paketleme ve muhafaza tesislerinin artması ve

modern seracılık tesislerine yapılan yatırımlar neticesinde çok önemli mesafeler alınmıştır. Bu suretle ölçek ekonomisini tutturan işletmeler,

izlenebilir üretim teknikleri, markalaşma, paketleme vb. konularda sektörde örnek olmuştur.

Yaş meyve ve sebze paketlenerek “Gıda Üretim Sicil Belgesi” ne sahip bu işletmelerce bir gıda maddesi olarak tüketicilere sunulmaktadır.

Bu tesisler de çoğunlukla ülkemizin üretici bölgelerinde (Antalya, Mersin, Adana, Bursa, İzmir, Muğla vb.) konuşlanmıştır.

Üretici ya da paketleme tesisleri, bölge halinden satın aldıkları malları kendi tesislerinde işleyip, paketleyip,

mevzuata uygun etiketleyip Gıda Sicil No’su ile tüketici bölgelerindeki müşterilerine sevk etmektedirler.

İptali istenen cümle ile yapılan söz konusu düzenleme, bu sevki zincirini kırmak suretiyle sevki sağlayan özel teşebbüsü engellemektedir.

Anayasanın 48 inci maddesi ile özel teşebbüsleri ulusal ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara göre koruma ve geliştirme görevi Devlete verilmiştir.

Devletin, 48 inci maddeye göre yerine getirmesi gereken işlevi, özel teşebbüsün gelişmesini sağlayacak doğrultuda ekonomik ve sosyal politikalar uygulamak;

özel teşebbüsün güvenli çalışma ortamını sağlamaktır. İptali istenen cümle, söz konusu özel teşebbüslerin güvenlik ve

kararlılık içinde çalışmasını engelleyecek nitelikte olduğundan Anayasanın 48 inci maddesinde

Devlete verilen görevin gerçekleşmesini engellemekte; dolayısı ile 48 inci maddeye aykırı düşmektedir.

Diğer taraftan, bir yasa kuralının Anayasanın herhangi bir kuralına aykırılığının tespiti onun kendiliğinden

Anayasanın 11 inci maddesine de aykırılığı sonucunu doğuracaktır (Anayasa Mahkemesinin 03.06.1988 tarih ve E.1987/28, K.1988/16 sayılı kararı, AMKD., sa. 24, shf. 225).

Açıklanan nedenlerle, 05.05.2007 Tarih ve 5652 Sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve

Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanunun 2 nci maddesinin değiştirdiği

552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasının ilk cümlesi,

Anayasanın 2 nci, 11 inci ve 48 inci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.

2) 05.05.2007 Tarih ve 5652 Sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında

Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanunun 3 üncü Maddesinin Başlığıyla Birlikte

Değiştirdiği 552 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 21 inci Maddesinin Birinci Fıkrasındaki

“tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi” İbaresinin; Altıncı Fıkrasının; Dokuzuncu Fıkrasının Anayasaya Aykırılığı

İptali istenilen söz konusu kurallar ile, belediyelerin toptancı hallerini tahsis yoluyla işletmelerine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Ancak bu kurallar ile, tahsisin usul ve esasları belirlenmemiş, iptali istenen altıncı fıkranın son cümlesinde

“Tah­si­sin usûl ve esas­la­rı Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Ba­kan­lı­ğı­nın gö­rü­şü alı­na­rak İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğın­ca çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.”

denilmek suretiyle tahsisin usul ve esaslarının yönetmelikle düzenlenmesi yürütmeye bırakılmıştır.

Kuvvetler ayrılığının benimsendiği Anayasada, yasama, yürütme ve yargı organlarının görev ve yetki alanları ayrılarak düzenleme yapıldığından,

Anayasa ile öngörülen ayrık durumlar dışında bunlar arasında yetki devri olanaklı değildir. Bu husus,

Anayasanın 7 nci maddesinde açıkça ifade edilerek “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.

Bu yetki devredilemez” denilmektedir. Devredildiği taktirde bu yetki, kökenini Anayasadan almayacağı için,

Anayasanın 7 nci ve 8 inci maddelerinin yanı sıra Anayasanın 6 ncı maddesine de aykırı olur.

Anayasaya göre yürütmenin asli düzenleme yetkisi, Anayasanın gösterdiği ayrık haller dışında yoktur.

Bu yetki Anayasanın 7 nci maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiştir ve devredilemez. Yürütme, ancak yasayla asli olarak düzenlenmiş alanda kural koyabilir.

Anayasanın çeşitli maddelerinde yer alan “kanunla düzenlenir” değiminden neyin anlaşılması gerektiği hususuna Anayasa Mahkemesi,

kararlarıyla açıklık getirmiştir. Örneğin, 18.06.1985 günlü, E.185/3, K.1985/8 sayılı kararında, konuyu şöyle belirginleştirmiştir:

“Yasa koyucu, belli konularda gerekli kuralları koyacak, çerçeveyi çizecek, eğer uygun ve zorunlu görürse,

onların uygulanması yolunda sınırları belirlenmiş alanlar bırakacak, idare, ancak o alanlar içinde takdir yetkisine dayanmak suretiyle

yasalara aykırı olmamak üzere bir takım kurallar koyarak yasanın uygulanmasını sağlayacaktır.”.

Esasen Anayasanın 8 inci maddesinin, yürütme yetkisi ve görevinin Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir,

hükmünün anlamı da budur. (Anayasa Mahkemesinin 22.06.1988 tarih E.1987/18, K.1986/23, sayılı kararı, R.G. 26.11.1988, sa. 2001)

Gerçekten yönetmelik ile yapılan düzenlemede, kanun koyucunun verdiği yetki sınırlarının aşılmamış olması, vazgeçilmez bir koşuldur.

Anayasanın 8 inci maddesindeki yürütme yetki ve görevinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği kuralının anlamı budur.

Belediyelerin toptancı hallerini tahsis yoluyla işletmeleri konusunda Yasa’da ilke ve esaslar belirlenmemiş, çerçeve çizilmemiş;

yürütme organına genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz bir düzenleme yetkisi, bu nedenle de asli düzenleme yetkisi niteliğinde

bir yetki verilmiş olduğundan iptali istenen altıncı fıkranın son cümlesi, yukarıda etraflıca belirtilen nedenlerle yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesi uyarınca,

Anayasanın 7 nci ve 8 inci maddelerinin yanı sıra Anayasanın 6 ncı maddesine de aykırı düşmektedir.

İptali istenen altıncı fıkrasının son cümlesi ile; bu fıkranın ilk cümlesi, birinci “tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi”

ibaresi ve dokuzuncu fıkra arasında tam bir uygulama birliği bulunduğundan söz konusu cümle,

ibare ve fıkra da aynı gerekçelerle Anayasanın 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırıdır.

Diğer taraftan, bir yasa kuralının Anayasanın herhangi bir kuralına aykırılığının tespiti onun hukuk devleti,

Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkeleriyle çelişmesine yol açacak ve dolayısı ile Anayasanın 2 nci maddesinin yanısıra,

11 inci maddesine de aykırılığı sonucunu doğuracaktır (Anayasa Mahkemesinin 03.06.1988 tarih ve E.1987/28, K.1988/16 sayılı kararı, AMKD., sa. 24, shf. 225).

Açıklanan nedenlerle, 05.05.2007 Tarih ve 5652 Sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve

Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanunun 3 üncü maddesinin başlığıyla birlikte

değiştirdiği 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 21 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi” ibaresi,

altıncı fıkrası ve dokuzuncu fıkrası Anayasanın 2 nci, 6 ncı, 7 nci, 8 inci ve 11 inci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.

YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA İSTEMİNİN GEREKÇESİ

05.05.2007 Tarih ve 5652 Sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin

Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanunun 2 nci maddesinin değiştirdiği 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin

17 nci maddesinin üçüncü fıkrasının ilk cümlesinin uygulanması halinde, ürün fiyatlarındaki aşırı yükselme nedeniyle

üreticiler ve tüketiciler ileride giderilmesi mümkün olmayan zarara uğrayacaklardır

Yine sektördeki gelişmenin, sermaye girişinin ve büyük işletmelerin oluşmasının önü kesileceğinden

ülke ekonomisi açısından sonradan giderilemeyecek birtakım zararların ortaya çıkmasına neden olabilecektir.

5.5.2007 Tarih ve 5652 Sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin

Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanunun 3 üncü maddesinin başlığıyla birlikte değiştirdiği 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin

21 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi” ibaresi, altıncı fıkrası ve dokuzuncu fıkrasının uygulanması halinde

ilke ve esaslar yasa ile belirlenmediği için toptancı hallerinin tahsis yoluyla işletilmesinde tekelleşme durumları

ortaya çıkabilecek ve bu durum, ileride giderilemeyecek zararların oluşmasına yol açacaktır.

Diğer taraftan, Anayasal düzenin en kısa sürede hukuka aykırı kurallardan arındırılması, hukuk devleti sayılmanın gereğidir.

Anayasaya aykırılığın sürdürülmesinin, bir hukuk devletinde subjektif yararların üstünde, özenle korunması gereken hukukun üstünlüğü ilkesini de zedeleyeceği kuşkusuzdur.

Hukukun üstünlüğü ve hukuk güvenliği ilkelerinin sağlanamadığı bir düzende,

kişi hak ve özgürlükleri güvence altında sayılamayacağından, söz konusu ilkelerin zedelenmesinin hukuk devleti yönünden giderilmesi

olanaksız durum ve zararlara yol açacağında duraksama bulunmamaktadır.

Bu zarar ve durumların doğmasını önlemek amacıyla, iptali istenen hükümlerin iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün de durdurulması istenerek Anayasa Mahkemesine dava açılmıştır.

V. SONUÇ VE İSTEM

Yukarıda açıklanan gerekçelerle 05.05.2007 Tarih ve 5652 Sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi

ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanunun;

1) 2 nci maddesinin değiştirdiği 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasının ilk cümlesinin,

Anayasanın 2 nci, 11 inci ve 48 inci maddelerine aykırı olduğundan,

2) 3 üncü maddesinin başlığıyla birlikte değiştirdiği 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 21 inci maddesinin birinci fıkrasındaki

“tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi” ibaresinin, altıncı fıkrasının ve dokuzuncu fıkrasının Anayasanın 2 nci, 6 ncı, 7 nci, 8 inci ve 11 inci maddelerine aykırı olduğundan,

iptallerine ve iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesine ilişkin istemimizi saygı ile arz ederiz.”

II- YASA METİNLERİ

A- İptali İstenilen Yasa Kuralları

5.5.2007 günlü, 5652 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında

Kanun Hükmünde Kararname’nin Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanun’un iptali istenilen bölümleri de içeren maddeleri şöyledir:

“MADDE 2- 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 17 nci maddesinin 11/6/1998 tarihli ve 4367 sayılı Kanunla

değişik üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

3) “Üretildiği il veya ilçe dışına sevkedilen mallar satışa sunulacağı yer haline girer ve bunlardan alınacak belediye payı,

malın satışa sunulduğu yer belediyesince tahsil edilir. Malın sevkıyatında, sevk veya taşıma irsaliyesi veya ziraat odası kaydı belgelerinden birinin bulunması ve kontroller sırasında ibrazı zorunludur.

Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde toptancı hal dışında malların toptan veya her ne şekilde olursa olsun

toptancı halden satın alınmadan perakende satışa sunulduğunun tespiti halinde, malların toptancı hale girişi sağlanarak

hal müdürlüğünce açık artırma ile satışı yapılır veya yaptırılır. Bu durumda belediye veya işletme payı yüzde yirmibeş olarak uygulanır.”

MADDE 3- 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 21 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kiralama, satış ve tahsis

MADDE 21- (1) Belediyeler toptancı hallerini tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi kiralama veya satış yoluyla da işletir veya işlettirir.

(2) İşyerlerinin kiralanması veya satılmasına ilişkin işlemler, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre yapılır.

(3) Toptancı hallerinde bulunan işyerlerinin yüzde onu üretici birliklerine kontenjan olarak ayrılır ve Ankara,

İstanbul ve İzmir Büyükşehir belediyesi sınırlarındaki haller hariç, halin bulunduğu il sınırlarındaki üretici birlikleri arasında yapılacak ihale ile kiraya verilir.

Üretici birliklerine kiralanmış işyerlerinin herhangi bir nedenle boşalması durumunda, toptancı halinde işyeri bulunmayan diğer üretici birliklerine tahsis yapılır.

Üretici birliklerine ayrılan işyeri sayısı kadar talep olmaması halinde, diğer talep sahiplerine kiralama yapılabilir.

(4) Toptancı hallerinde bulunan işyerlerinin kiralanması veya satılması durumunda, gerçek ve tüzel kişiler en fazla bir işyeri kiralayabilir veya satın alabilir.

Doğrudan veya dolaylı olarak birden fazla işyerinin aynı kişi tarafından kiralandığının veya satın alındığının tespit edilmesi durumunda,

kira sözleşmesi feshedilir, satış işlemi ise iptal edilir. Ayrıca, bu kişilere belediye encümeni kararı ile 25.000 YTL idarî para cezası verilir.

(5) Kira süresi en fazla 10 yıldır. Kira süresi sona erenler açılacak kiralama ihalelerine tekrar katılabilir. Kira bedeli her yıl aylık olarak

4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme katsayısı oranında artırılarak uygulanır.

(6) Toptancı hallerinin tahsis yoluyla işletilmesine karar verilmesi durumunda, tahsis ücreti, 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı

Belediye Kanununun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine göre belediye meclisince belirlenir.

Tahsisin usûl ve esasları Sanayi ve Ticaret Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

(7) Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine ve kira sözleşmesine aykırı hareket ettikleri tespit edilenler yazılı olarak uyarılır.

Tespit edilen eksiklik ve aykırılık en fazla 20 gün içinde giderilmez ise kira sözleşmeleri feshedilir.

(8) İlgililer, sözleşmenin fesih bildiriminden itibaren işyerini 30 gün içinde tahliye etmek zorundadır. Tahliye, öngörülen sürede yapılmadığı takdirde belediye tarafından yapılır.

(9) Kendilerine işyeri tahsis edilenlerin, yönetmelikte öngörülen şartları taşımadıkları veya sonradan kaybettiklerinin tespiti durumunda,

belediye encümeni tarafından tahsisin iptaline ve haldeki işyerinden çıkarılmasına karar verilir.

(10) İlgililer kararın tebliği tarihinden itibaren haldeki yerini 30 gün içinde tahliye etmeye mecburdur. Bu süre sonunda tahliye edilmeyen yerler, belediye zabıtası tarafından tahliye edilir.”

B- Dayanılan Anayasa Kuralları

Dava dilekçesinde, Anayasa’nın 2., 6., 7., 8., 11., ve 48. maddelerine dayanılmıştır.

III- İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU,

Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Cafer ŞAT, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK,

Serruh KALELİ ve Osman Alifeyyaz PAKSÜT’ün katılımları ile 19.6.2007 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında,

dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma isteminin

bu konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara bağlanmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

IV- ESASIN İNCELENMESİ

Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali istenilen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile

diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A- 5652 sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle değiştirilen 552 sayılı KHK.’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci tümcesinin incelenmesi

Dava dilekçesinde, üretici hallerinden alınan yaş sebze ve meyvenin, üretildiği il veya ilçe dışına sevkinde

ayrıca tüketime sunulduğu yer toptancı haline girmesinin ve alınacak belediye payının bu yer belediyesince tahsilinin vergi,

rüsum ve komisyon gibi giderlerin ikinci kez ödenmesine ve bu ürünlerin tüketiciye yüksek fiyatlarla ulaşmasına neden olacağından kamu yararına uymadığı,

üretici bölgelerindeki tesislerin başka il ve ilçelerdeki müşterilerine doğrudan sebze ve meyve sevkinin kısıtlanmasının özel teşebbüs hürriyetini engellediği,

bu nedenlerle kuralın Anayasa’nın 2., 11. ve 48. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan sosyal hukuk devleti, insan haklarına dayanan, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamalarını güvence altına alan,

kişi hak ve özgürlükleriyle kamu yararı arasında adil bir denge kurabilen, çalışma hayatını geliştirmek için önlemler alan,

her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak sosyal adaleti ve toplumsal dengeleri gözeten devlettir.

Çağdaş devlet anlayışı sosyal hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla Anayasa’nın özüne

ve ruhuna uygun biçimde kurularak işletilmesini, bu yolla bireylerin refah, huzur ve mutluluğunun sağlanmasını gerekli kılar.

Anayasa’nın “Çalışma ve sözleşme hürriyeti” başlıklı 48. maddesinde, “Herkes, dilediği alanda çalışma ve

sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüs kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve

sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır” denilmektedir.

552 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 17. maddesinin üçüncü fıkrasının 5652 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile değiştirilen ilk tümcesinde,

üretildiği il veya ilçe dışına sevk edilen her türlü sebze ve meyvenin başka bir toptancı halinden satın alınıp alınmadığına bakılmaksızın,

satışa sunulacağı yer toptancı haline girmesi zorunluluğu ve bunlar üzerinden alınacak belediye payının, bu yer belediyesince tahsil edilmesi öngörülmüştür.

Yaş sebze ve meyvenin insan sağlığına uygun olarak tüketiciye sunulması,

üretiminden tüketimine kadar tüm aşamalarda kayıt altına alınıp kalite ve standart açısından yeterli denetim ve kontrol sürecinden geçirilmesini gerektirir.

Üreticilerin ve üretimin gelişmiş ülkelerdeki standartlara entegrasyonu, yaş sebze ve meyvenin hem iç, hem de dış piyasaların talep ettiği çeşit,

kalite ve standartlara ulaşması, üreticiden tüketiciye ulaşan zincirdeki kayıt dışılığın ortadan kaldırılarak bu alanda oluşan

vergi kaybının ve sektördeki kayıt dışılığın neden olduğu haksız rekabetin engellenmesi, bu süreçte gerekli kontrol ve denetimlerin yapılmasıyla mümkün olabilecektir.

Anayasa’nın 48. maddesine göre Devletin, özel teşebbüsün gelişmesini sağlamaya dönük ekonomik ve

sosyal politikalar uygulama ve özel teşebbüse güvenli çalışma ortamı sağlamak için önlemler alma yetkisi de bulunmaktadır.

Bu nedenle, yaş sebze ve meyvenin tüketiciye ulaştırılması sürecinde, toptan pazarlama zincirinin son halkasını oluşturan

toptancı hallerine girmesi zorunluluğunu getiren ve aynı zamanda tahsili gereken belediye payının da bu yer belediyelerince alınmasını öngören düzenleme,

yasakoyucunun görev ve yetkisi kapsamındadır.

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. ve 48. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Kuralın Anayasa’nın 11. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.

B- 5652 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değiştirilen 552 sayılı KHK.’nin 21. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “… tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi…” ibaresi ile altıncı ve dokuzuncu fıkraların incelenmesi

Dava dilekçesinde, 5652 sayılı Yasa’nın 3. maddesiyle değiştirilen 552 Sayılı KHK.’nin 21. maddesinin birinci fıkrasıyla,

belediyelere toptancı hallerini kiralama ve satış yöntemlerine ilâve olarak “tahsis” yoluyla da işletme ya da işlettirme olanağının tanınması;

altıncı fıkrasıyla, “tahsis ücreti” ve “tahsisin usul ve esasları”nın Sanayi ve Ticaret Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenmesi;

dokuzuncu fıkrasıyla, kendilerine “tahsis” yapılanların yönetmelikte öngörülen şartları taşımadıklarının anlaşılması veya bu şartları sonradan kaybetmeleri durumunda belediye encümenince tahsis işleminin iptal edilip,

haldeki işyerinden çıkarılacaklarına dair kuralların Anayasa’nın 2., 6., 7., 8. ve 11. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasa’nın 6. maddesinde, egemenliğin, Anayasa’nın koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle kullanılacağı,

hiçbir kişi veya organın kaynağını Anayasa’dan almayan bir Devlet yetkisi kullanamayacağı;

7. maddesinde yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin olduğu ve devredilemeyeceği,

8. maddesinde, yürütme yetkisi ve görevinin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa ve yasalara uygun olarak yerine getirileceği vurgulanmıştır.

5652 sayılı Yasa’nın 3. maddesiyle değiştirilen 552 sayılı KHK.’nin 21. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “… tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi…” ibaresi ile belediyelere,

belediye sınırları içindeki toptancı hallerini işletmeleri bakımından kiralama ve satış yöntemleri yanında “tahsis yöntemi”ni de kullanabilecekleri konusunda yetki tanınmaktadır.

Maddenin altıncı fıkrasında toptancı hallerinin tahsis yoluyla işletilmesine karar verilmesi durumunda tahsis ücretinin 3.7.2005 günlü,

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine göre belediye meclisince belirleneceği,

tahsisin usûl ve esaslarının Sanayi ve Ticaret Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmektedir.

Dokuzuncu fıkrada ise kendilerine toptancı hâlinde işyeri tahsis edilenlerin, yönetmelikte öngörülen şartları taşımadıklarının

veya sonradan kaybettiklerinin tespit edilmesi durumunda belediye encümenince,

bu tahsisin iptaline ve toptancı halindeki işyerinden çıkarılmasına karar verileceği hükmü getirilmiştir.

Yaş sebze ve meyvelerin toptan alım ve satımının yapıldığı toptancı hallerinin maddenin birinci fıkrası gereğince kamu mallarının kullanım yöntemlerinden

birisi olan tahsis yoluyla da işletilebilmesi konusunda belediyelere yetki verilmesi,

tahsisin usul ve esasları ile tahsis ücretinin belirlenmesi konularında temel ilkeler ile bunun amaç ve çerçevesi yasama organınca belirlendikten sonra,

toptancı hallerinin yapı ve işleyişinde başta ekonomik gelişmeler olmak üzere, çevre ve günün koşullarına uygun olarak

ayrıntılı düzenleme yapma yetkisinin yönetmeliğe bırakılması, yasama yetkisinin devri ya da idareye Anayasa’dan kaynaklanmayan bir yetkinin kullandırılması şeklinde nitelendirilemez.

Açıklanan nedenlerle dava konusu kurallar, Anayasa’nın 2., 6., 7. ve 8. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Kuralların Anayasa’nın 11. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.

V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ

5.5.2007 günlü, 5652 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında

Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanun’un:

1- 2. maddesiyle, 24.6.1995 günlü, 552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve

Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 17. maddesinin değiştirilen üçüncü fıkrasının birinci tümcesine,

2- 3. maddesiyle, 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin başlığı ile birlikte değiştirilen 21. maddesinin;

a– Birinci fıkrasında yer alan “ …tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi …” ibaresine,

b– Altıncı fıkrasına,

Dokuzuncu fıkrasına,

yönelik iptal is

temleri, 25.2.2010 günlü, E. 2007/65, K. 2010/43 sayılı kararla reddedildiğinden,

bu fıkra, tümce ve ibarelere ilişkin YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE, 25.2.2010 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

VI- SONUÇ

5.5.2007 günlü, 5652 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında

Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilerek Kabulüne İlişkin Kanun’un:

1- 2. maddesiyle, 24.6.1995 günlü, 552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve

Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 17. maddesinin değiştirilen üçüncü fıkrasının birinci tümcesinin,

2- 3. maddesiyle, 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin başlığı ile birlikte değiştirilen 21. maddesinin;

a– Birinci fıkrasında yer alan “ …tahsis yoluyla işletebilecekleri gibi …” ibaresinin,

b– Altıncı fıkrasının,

c– Dokuzuncu fıkrasının,

Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, 25.2.2010 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Anayasa Mahkemesi Kararı E.2007/65

karar 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu