EN SON EKLENENLERTAZMİNAT

Malpraktis Davası İstanbul 2022

Malpraktis Davası İstanbul 2022

Malpraktis, doktorların tıbbi uygulamalarındaki hatalı davranışları yahut ihmal sonucunda hastaların zarara uğramasıdır. Bu hatalı davranışlar bilgisizlikten, deneyimsizlikten kaynaklanabileceği gibi görevin ihmal edilmesinden yani doktorun ilgisizliğinden de kaynaklanabilir.

Yapılan tıbbi hatalarda doktorun sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceğinin ayrımı tespit edilmelidir.

Dünya Tabipler Birliği Mal Praktice Bildirisinin 2. maddesinde bu konuyu açıklamıştır:

Tıbbı yanlış uygulama ile, tıbbi bakım ve tedavi sırasında görülen, hekimin hatası olmayan durumlar ayrılmalıdır.

a) Tıbbı yanlış uygulama (malpractice); doktorun tedavisi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesi ile
oluşan “zarar”dır. Bu halde hekimin sorumluluğuna gidilebilir.

b) Tıbbi uygulama sırasında öngörülemeyen bilgi ya da beceri noksanlığı sonucu oluşan ise; istenmeyen sonuçtur ve bunda hekimin sorumluluğu yoktur.

Doktor hatası, hastalığın yanlış teşhis edilmesi, tedavisinin eksik yahut yanlış yapılması gibi neticelerin sonucunda hastanın zarar görmesidir.

Doktor Hatası (Malpraktis) Sebebiyle Tazminat Davası Şartları 

Doktor hatası (malpraktis) Yargıtay kararlarında ” Tıp biliminin standartlarına ve tecrübelerine göre gerekli özenin bulunmadığı dolayısıyla da olaya uygun gözükmeyen her türlü hekim müdahalesi, uygulama hatası olarak karşımıza çıkmaktadır. Hekimin hukuksal sorumluluğu tecrübeli bir uzman hekim standardı baz alınır. Hekimin özen yükümlülüğü ihlali 3 alanda yoğunlaşacağı belirlenmiştir:

  1. Hastaya konulacak olan uygun teşhis, tedavi seçimi arkasından tedavinin uygulanması  ( Tedavinin seçimi, tedavinin uygulanması sonrasında cerrahi girişim ve bakımı): Hastanın muayenesinin eksik yapılması, hastalık öyküsünün eksik yada hiç alınmaması, gerekli olan tahlillerinin yapılmaması gibi hatalardır. Tedavinin yanlış seçilmesi, yanlış iğne yahut iğnenin yanlış yere yapılması, ameliyatta hastanın içinde yabancı bir madde unutma gibi ihlallerdir.
  2. Hastanın aydınlatılması: Hastanın tedavi, tedavi sonucu gibi süreçle ilgili olarak bilgilendirilmesidir. Aydınlatılmış onam, yazılı olmalıdır. Hasta neye rıza gösterdiği konusunda açık olarak bilgilendirilmiş olmalıdır. Risklerin hastaya açıklanmış olması gerekir. Ve tüm bunların sonucunda hasta tıbbi müdahaleye rıza göstermelidir.
  3. Klinik organizasyonu bakımından yeterli sayıda personelin bulunması, hekimlerin işbirliği yapması: Hastanın sağlık durumu ve kontrolü bakımı için gerekli tedbirlerinin alınması gerekmektedir. Tedbirlerin alınması içinde personel sayısının yeterli, hekimlerinin işbirliği (konsültasyon) içerisinde çalışmasının saplanması gibi hususlar ilgili sağlık kuruluşu tarafından organize edilmelidir.

oluşan bu 3 kusur halinde “Tıbbi Uygulama Hatası” (Malpraktis) denir.

Doktor Hatasından Dolayı Tazminat Davası Açma

Devlet Hastanelerinin Tazminat Sorumluluğu

Kamu hastanelerinin sorumluluğu idarenin hizmet kusuruna dayanmaktadır. İdarenin hizmet kusurundan dolayı idareye karşı açılacak olan tazminat davalarına, “tam yargı davası” denir. Dolayısıyla idare sağlık hizmetinin gereği gibi yürütülmesi için bina, donanım, yeterli araç gereç, personel, doktor, hemşire vb. bütün organizasyonu sağlamakla yükümlüdür. Devlet hastanesine tedavi amaçlı gidildiğinde hastane ile hasta arasında sözleşme kurulmaz. Zira devlet hastanesi ile doktor arasında da bir iş sözleşmesi kurulmaz. Devlet hastanesinde çalışan doktorlarla hasta arasındaki ilişki hizmet ilişkisidir. Doktor devlet hastanesinde çalıştığı için kamu çalışanıdır. Dolayısıyla hastanın açacağı tazminat davasında birincil sorumlu olan Devlettir. Devletin daha sonra, doktora rücu etme hakkı vardır.

Özel Hastanelerin Tazminat Sorumluluğu

Özel hastanelerde hasta ile hastane arasında bir sözleşme ilişkisi kurulur. hastane ile hasta arasında “hastaneye kabul sözleşmesi” yapılır. Hastanın ihtiyacına göre tedavi, hastanede bakım, yemek, temizlik gibi tam veyahut kısmi bir sözleşme yapılabilir. Hastane işleticisinin doktorun tıbbi hatalarından sorumludur. Aynı zamanda Yargıtay kararlarına göre, hastaya gerekli tetkikler yapılmadan tedaviye gidilmesi, ameliyatta kullanılan araç- gereçlerin bozuk olması, yetersiz ısıtma, yiyeceklerin bozuk olması, psikolojik olarak rahatsız olan hasta için gerekli tedbirlerin alınmamasından dolayı hastanın intihar etmesi gibi durumlarda hastanenin de ayrıca sorumluluğu doğmaktadır. Hastane işletmecisinin çalışan sağlık personellerini denetlemekle ve organizasyonu sağlamakla yükümlüdür.

Malpraktis Davası İstanbul 2022

Doktorun Tazminat Sorumluluğu

Sözleşmeye Aykırılık Sebebiyle Malpraktis Davası 

Hasta, haksız fiile veya sözleşmeye aykırılık sebeplerinden birine dayanarak bu davayı açabilir.

  • Vekalet Sözleşmesi: Tedavi amaçlı yapılan müdahaleler vekalet sözleşmesi kapsamındadır. O halde doktorla hasta arasındaki ilişki de vekalet sözleşmesine göre kurulacaktır.  Vekalet sözleşmesine göre de doktorun, hastanın teşhisini koyarken, tedavisini uygularken özenli davranmalıdır. Gerekli tüm özeni ve dikkati göstermesine rağmen olumlu sonuç alınamamışsa bundan doğan bir sorumluluğu olmayacaktır. Ancak gerekli dikkat ve özeni göstermemişse bu davranışlarından ötürü bir sorumluluğu doğacaktır. Vekalet sözleşmesi hükümlerine göre, hekimin sorumluluğu işini özenle ve tıbbi standartlara uygun olarak yapmaktır. Hekimin kusuru hafif olsa dahi sorumlu olarak kabul edilmektedir. Hastanın teşhisini uygun zamanda koymak, tedavi için araştırmalar yapmak, hastayı riske edecek davranışlardan kaçınmalıdır. Ancak tedavi sonucunda olumlu sonuç elde edilememesinden sorumlu değildir.
  • Eser Sözleşmesi: Eser sözleşmesi kapsamına estetik ameliyatlar, güzellik uygulamaları, takma diş, protez gibi tıbbi müdahalelerdir. Doktor yapılacak olan bu uygulamaları bizzat kendisi yapmakla yükümlüdür. Kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun olarak hareket etmelidir. Nitekim eser sözleşmesinde amaç hekim tarafından taahhüt edilen sonucun meydana getirilmesidir. Yine hasta karşılaşılabilecek tüm olumsuz sonuçlara karşı uyarılmalı, rızası alınmalıdır. Yapılan işin sonucunda da hastanın beklediği amaca uygun olarak bir sonuç çıkarmakla yükümlüdür.

Haksız Fiil Sebebiyle Malpraktis Davası

Borçlar Kanunu md. 49’a göre, Bir kişinin hukuka aykırı ve kusurlu olarak başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Doktorun da hastaya tıbbi standartlara aykırı olarak yaptığı her türlü müdahalelerdir. Yani doktorun kusurlu hareketleri ile hasta bedeninde bir zarar doğmaktadır. Hasta ile doktor arasında sözleşme henüz kurulmamışsa doktorun sorumluluğu haksız fiile göre doğacaktır. Özel hastanenin acil servisine gelen hasta ile doktor arasında henüz sözleşme ilişkisi kurulmamıştır. Dolayısıyla doktorun kusurlu hareketleri haksız fiilden kaynaklanacaktır.

Vekaletsiz İş Görme Hükümlerine Göre Malpraktis Davası

Hekimin, hastanın iznini almadan yaptığı yahut hastanın izni olmadığı halde yapılan müdahaleler vekaletsiz işgörmedir. Vekaletsiz işgören hekimin her türlü kusurlu davranışından dolayı zararı gidermekle yükümlüdür. Bu halde tazminat sorumluluğu doğmaktadır. Ancak müdahalenin acil olarak yapılması gereken durumlarda hekim gerekli müdahaleyi yapmak zorundadır. Yine tıbbi müdahalenin genişletilmesi de vekaletsiz işgörme hükümlerine girecektir. Ancak tıbbi müdahalenin genişletilmesi o sırada yapılması hayati önem arz ediyorsa hekim sözleşme dışında müdahale de bulunabilir.

Doktorun Vekaletsiz İşgörmesi Yargıtay Kararı

4. HD. 5.3.1971, E. 1970/10853, K. 2096

…Davacı, davalı doktor Necati Güvenç’e böbrekteki taşı ameliyatla almak üzere izin vermesine rağmen, yaptığı ameliyat sırasında rızası olmadan böbreğini tamamen almak suretiyle kendisini bu uzvundan haksız yere mahrum etmesinden dolayı duyduğu elem ve teessüre
karşılık 1.000.000 lira manevi tazminat talep etmiştir.

Davalı savunmasında: böbreğindeki taşı almak için yapılan ameliyata, böbreğin arz ettiği iltihabi durum karşısında; ameliyata tevessülün (taşın alınması) davacının sağlığını tehlikeye koyacağı, böbreğin alınmasının tıbbi bir zaruret neticesi olduğu, normal ve gerekli olanın
yapılmış bulunduğunu savunmuştur.

Yargıtay kararında ise: Böbrek alma keyfiyetinde davalıya, atfı kabil bir kusur bulunmadığı gibi, böbreğin alınmasının kesin bir zararı ifade etmediği, yaranın kapatılıp izin istihsaliyle, ikinci bir ameliyata geçilmesinin sağlık bakımından sakıncalı görüldüğü ve bu durumda tıbbın gerektirdiği şekilde hareket edilmiş bulunulmasına göre; davalı doktorun sorumlu olmadığına ve açılan bu manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Komplikasyon Oluşması Halinde Tazminat Sorumluluğu 

Hekimin sorumluluğu tıbbi uygulama hatalarından kaynaklanabilir. Tıbbi müdahale sonucunda hasta oluşabilecek komplikasyonlar konusunda aydınlatılma yapılmış ve rıza alınmış olmalıdır. Hekim tıbbi standartlara uygun olarak hastaya gerekli dikkat ve özeni göstermiş olmasına rağmen komplikasyonların oluşmuş ve hastada zarar meydana gelmişse doktor ve hastanenin bu zarardan dolayı sorumluluğu doğmaz. Ancak sorumluluklarının doğmaması için hastanın aydınlatılması ve bu konuda rızasının alınmış olması gerekir.

Malpraktis Maddi Manevi Tazminat Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme

  • Kamu yani devlet hastaneleri, araştırma hastaneleri, vakıf üniversitesi hastaneleri, devlet üniversitesi hastaneleri, aile sağlık merkezi gibi kuruluşlardan kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme “idare mahkemesidir”. Ancak hastanenin hizmet kusurundan ayrılarak doktorun kişisel kusuruna dayalı olarak açılacak tazminat davaları adli yargıda görülür.
  • Bağımsız çalışan doktor, özel hastaneler aleyhine açılacak davalarda görevli mahkeme “tüketici mahkemesidir”.

 

  • Malpraktis maddi manevi tazminat davalarına bakmaya genel yetkili mahkeme: Davalı gerçek veya tüzel kişinin, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
  • Malpraktis maddi manevi tazminat davası genel yetkili mahkemede açılabileceği gibi özel yetkili mahkemelerde de açılabilir:
  1. Sözleşmenin ifa edildiği yerdeki Tüketici Mahkemesinde açılabilir.
  2. Davacının yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki Tüketici Mahkemesinde açılabilir.
  • Haksız Fiilden Kaynaklı Malpraktis maddi manevi tazminat davaları ise:

Davalı gerçek veya tüzel kişinin, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkemedir. Genel yetkili mahkemede açılabileceği gibi özel yetkili mahkemelerde de açılabilir:

  1. Haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde,
  2. Oluşan zarar haksız fiilin işlendiği yerden başka bir yerde meydana gelmişse, zararın meydana geldiği yerde,
  3. Zarar görenin yerleşim yerinde,

açılabilir.

Malpraktis Davası İstanbul 2022

Stajyer Av. Merve ÇATAR

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere asalhukukdanismanlik@gmail.com adresine gönderebilirler.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu