Danıştay 3. Daire Kararı E. 2009/1616
Danıştay 3. Daire Kararı E. 2009/1616
DANIŞTAY 3.Daire
Esas No : 2009 / 1616
Karar No : 2011 / 50
Karar Tarihi : 19.01.2011
İstemin Özeti: İnşaat taahhüt işiyle uğraşan davacı şirket adına, 2003 yılında giderlerinin bir kısmını sahte faturayla belgelendirmesi nedeniyle re’sen salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasını;
davacının faturalarını maliyet kayıtlarında muhasebeleştirdiği … ve … İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında yapılan saptamalardan,
anılan şirketlerce düzenlenen faturaların gerçek bir emtia teslimine ilişkin olmadığı sonucuna varıldığı,
ancak sahte olmaları durumunda dahi faturalara konu mal ve hizmet teslimlerinin gerçekten yapılıp yapılmadığının araştırılmasının gerçek gelirin vergilendirilmesi ilkesi gereği olduğu,
bu amaçla Mahkemelerince Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir unvanını haiz bilirkişiye yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen raporda,
ihtilaflı faturaların ilgili bulunduğu özel inşaat işine ait betonarme projesine göre kullanılması gereken beton ve demir miktarının fiilen kullanılan beton ve demir miktarından fazla olduğu,
ihtilaflı faturalarda yer alan miktarlar da dahil olmak üzere toplam 11.121 torba çimento alışı bulunan davacının diğer işlerinde kullandıklarının dışında kalan çimentoyu özel inşaat işinin çevre düzenlemesi,
foseptik yapımı ve sıva işlerinde kullandığı sonucuna varıldığı, bütün bu hususlar dikkate alındığında fark matrah bulunmadığının belirtildiği, bilirkişi raporunun Mahkemelerince yeterli görüldüğü,
bu durumda sahte faturalar içeriği emtianın davacıya ait özel inşaat işinde kullanıldığı anlaşıldığından vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı, …. Elektrik Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile
… Yapı İnşaat Elektrik Taahhüt ve Ticaret Sanayi Limited Şirketi tarafından düzenlenen demirbaş içerikli faturaların sahte olduğu,
ancak içeriği emtianın gerçekten alındığı kabul edilerek gerçek satıcısından alınmayan faturalar için özel usulsüzlük cezası kesilmiş ise de,
bu faturaların kimden alındığı yolunda yapılmış somut bir tespit bulunmadığından özel usulsüzlük cezasına ilişkin yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle kaldıran Antalya Vergi Mahkemesinin 31.7.2008 gün ve E:2006/1206, K:2008/1431 sayılı kararının;
inceleme raporuyla belirlenen fark matrah üzerinden yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi: A. K.
Düşüncesi: Davacı tarafından yüklenilen işlere ait olup gerçeği yansıtmayan faturalarla belgelenen demir ve çimento giderlerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususu,
işinde uzman bir inşaat mühendisinin görüş ve teknik bilgisine başvurularak çözülmesi gerekmekte olup, objektif olarak bakıldığında,
inşaat işlerinde teknik bilgi ve uzmanlığı bulunmayan serbest muhasebeci mali müşavire yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınması hukuka uygun düşmediğinden kararın bu kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı: S. Y.
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından,
istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar : Sahte fatura kullandığı saptanan davacı şirket adına 2003 yılı için salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve kesilen özel usulsüzlük cezasını kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 2’nci maddesinde gerçek gelirin vergilendirileceği benimsenmiştir.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13’üncü maddesi ile kurumlar vergisi yönünden de aynı esasa göre vergilendirme yapılacağına ilişkin göndermede bulunulmuş olması yanında,
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 134’üncü maddesinde vergi incelemesiyle, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması,
saptanması ve sağlanmasının amaçlandığının kurala bağlanması karşısında, matrahın re’sen takdir yoluyla oluşturulması gereken hallerde dahi gerçek gelire en yakın geliri araştırmaya ve tespite yönelme zorunlu olduğu açıktır.
Uyuşmazlık konusu olayda davacı tarafından yapımı gerçekleştirilen özel inşaat işinin maliyetine dahil edilen ve vergi mahkemesince de gerçek bir emtia teslimi ve hizmet ifasına
dayanmadığı kabul edilen …… ve ……. Oto İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketine ait faturalarda yer alan demir ve çimentoya ilişkin giderin gerçek olup olmadığının tespiti
amacıyla bilirkişi olarak seçilen serbest muhasebeci mali müşavir tarafından inceleme yapılmıştır.
Söz konusu raporda, özel inşaat işine ait betonarme projesine göre kullanılması gereken beton ve demir miktarının fiilen kullanılan beton ve demir miktarından fazla olduğu,
ayrıca fazladan alındığı gözüken çimentonun da betonarme projesinde yer almayan foseptik, çevre düzenlemesi ve sıva işinde kullanıldığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31’inci maddesinin yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275’inci maddesine göre çözümü teknik bilgi ve uzmanlık isteyen konularda bilirkişinin görüşünün alınması olanaklıdır.
Davacı tarafından yüklenilen işlere ait olup gerçeği yansıtmayan faturalarla belgelenen demir ve çimento giderlerinin gerçekten yapılıp yapılmadığı hususu, işinde uzman bir inşaat mühendisinin görüş ve teknik bilgisine başvurularak çözülmesi gerekmekte olup,
inşaat işlerinde teknik bilgi ve uzmanlığı bulunmayan serbest muhasebeci mali müşavire yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınması hukuka uygun düşmemiştir.
Bu durumda, davacının sahte faturalara dayanılarak maliyetlerine kaydettiği demir ve çimento emtiasının 2003 yılında yapılan özel inşaat işinde kullanılıp kullanılmadığı hususu
uzman bir inşaat mühendisine tespit ettirilerek ve inşaat mühendisinin sunacağı veriler esas alınarak fark matrahın bulunup bulunmadığı değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere vergi mahkemesi kararının bu kısma ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353’üncü maddesi, fatura veya benzeri belge verilmemesi, alınmaması ve diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmamasına ilişkin özel usulsüzlükler ve cezalarını düzenlemektedir.
Sözü edilen 353’üncü maddede öngörülen bu düzenleme ile mükelleflerin vergilendirme dönemindeki işlemlerinin kayıt ve belge düzenine uygun yürütülmesinin sağlanması amaçlanmıştır.
2003 takvim yılında … … Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile ….. Yapı İnşaat Elektrik Taahhüt ve Ticaret Sanayi Limited Şirketinden alınan sahte faturalarla belgelendirilen demirbaşlar için gerçek satıcısından fatura alınmadığı neden gösterilerek davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilmiş ise de,
hesap döneminin kapanmasından sonra 14.7.2006 tarihinde düzenlenen vergi inceleme raporuyla saptanan eylem nedeniyle 353’üncü maddeye göre özel usulsüzlük cezası
kesilmesi maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediğinden Mahkeme kararının cezanın kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasında yasaya aykırılık görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen kabulüyle Antalya Vergi Mahkemesinin 31.7.2008 gün ve E:2006/1206, K:2008/1431 sayılı kararının vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına,
özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin reddine, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin ( j ) bendi parantez içi hükmü uyarınca
alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 19.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.