MANŞET

Ticari Sözleşmelerde Ayıp İhbarı | İzmir

Ticari Sözleşmelerde Ayıp İhbarı | İzmir

“AYIPLI MAL” KAVRAMI

Satıcı tarafından alıcıya vaat edilmiş özelliklerin satılan malda bulunmaması ya da malın kullanım amacı bakımından lüzumlu olan vasıfları taşımaması halinde malın ayıplı olduğu kabul edilir. Satılan malda vaat edilen özelliklerden kasıt, satıcının basit bir şekilde mallarını övmesi olarak anlaşılmamalıdır. Satıcının alıcıya söz vermesinin belirli bir ciddiyet taşıması aranmaktadır. Lüzumlu vasıflar ise bir malın olağan kullanım ve yararlanma amacı bakımından taşıması gereken özelliklerdir.

Ayıp türleri, maddi ayıp, hukuki ayıp ve ekonomik ayıp şeklinde kategorize edilmektedir.

Maddi ayıp: Bir malın kendi türünden diğer örneklerle kıyaslandığında, değerini ve kullanışlılığını azaltan kötü özellikleridir. Örneğin; bir malın kırık veya bozuk olması maddi ayıptır.

Hukuki ayıp: Malın kamu hukukunun koyduğu standart ve kurallara uygun olmamasıdır. Örneğin, aşkasının telif veya patent hakkını ihlal eden mal hukuki ayıplıdır.

Ekonomik ayıp: Satılan malın değerini düşüren eksikliklerdir. Örneğin; bir beyaz eşyanın vaat edildiğinden daha fazla enerji tüketmesi ekonomik ayıptır.

Burada bir parantez açalım: sözleşmede teslimi kararlaştırılan maldan başka bir malın teslim edilmesi ayıplı ifa değil, yanlış ifa(aliud)dır. Yine, malın kararlaştırıldığından daha az miktarda teslim edilmesi de eksik ifa olup, ayıplı ifa olarak nitelendirilmez. Ancak miktardaki eksiklik aynı zamanda malın özelliğini de etkileyecek türden bir eksiklikse, bu da ayıplı ifa olarak kabul edilebilir.

Dolayısıyla istisnai durumlar dışında, eksik ifa veya yanlış ifa söz konusu olduğunda ayıptan doğan haklar kullanılamaz. Ancak eksik veya yanlış ifa da bir çeşit sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi hali olduğundan elbette satıcının borca aykırılık sebeplerine dayanılarak sorumlu tutulması mümkündür.

AYIPTAN SORUMLULUĞUN MADDİ ŞARTLARI

Ticari satışta ayıptan sorumluluğun şartları aşağıda sayılmıştır. Bu şartların külli olarak bulunma zorunluluğu bulunmamaktadır.

Satıcının satılan malı teslim ve mülkiyeti geçirme borcu yerine getirilmiş olması

Satılan malın ayıplı olması

Alıcının söz konusu ayıbı bilmemesi

Ayıp hasar ve yararın alıcıya geçmesinden önce mevcut olması

Ayıba Karşı tekeffül sorumluluğunun sözleşmeyle kaldırılmamış ya da sınırlanmamış olması.

Ticari Sözleşmelerde Ayıp İhbarı | İzmir

Ayıp İhbarı

Alıcının gözden geçirme yükümlülüğünün yerine getirilmesiyle birlikte satın alınan üründe ayıp tespit etmesi halinde, belirli süreler dahilinde satıcıya ayıp ihbarında bulunması gerekmektedir. İhbarın yapılmaması, alıcının ayıptan doğan sorumluluk kapsamında sahip olduğu hakları kullanmasına engel olacağı için zamanında ve kanuna uygun olarak ayıp ihbarında bulunulması büyük önem arz etmektedir.

İhbarın niteliği satıcı tacire ulaşması gereken tek taraflı bir düşünce açıklamasıdır. Bu ihbar, ayıbın içeriğini bildirmekle birlikte, satılanda ne şekilde var olduğunu da somut bir şekilde içermelidir. Zira; ihbar yapılırken genel bir ifadeyle yetinilmesi ve somutlaştırılmaması doktrinde geçerli bir ihbar olarak değerlendirilmemektedir.

İhbarın Süresi

Ticari satım sözleşmesi kapsamında satılanda meydana gelen ayıbın satıcıya ihbarı hususunda TTK m.23/1-b ve c’de ihbarın süresi bakımından açık ayıplar bakımından ikili bir ayrım yoluna gidilmiştir. Açık olmayan, gizli ayıplar bakımından ise TBK m.223/2’ye atıfta bulunulmuştur.

Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça anlaşılıyor ise alıcının iki gün içerisinde bu ayıbı satıcıya ihbar etmesi gerekmektedir. Teslim anında belli olmayan ancak daha ayrıntılı bir gözden geçirme ile anlaşılabilecek ayıplar söz konusu olduğunda ise; alıcının sekiz gün içerisinde ayıp ihbarında bulunması gerekmektedir. Satış konusu malda olağan gözden geçirme ile anlaşılabilecek bir ayıp değil de gizli ayıp bulunması halinde ise TBK’nın 223/2. Maddesi uygulama alanı bulacak ve alıcının söz konusu ayıbı derhal satıcıya bildirmesi gerekecektir.

Ayıp bildiriminde uyulacak olan iki ve sekiz günlük süreler hak düşürücü süre niteliğindedir. Alıcının bu sürelere uymaksızın ayıp ihbarında bulunma külfetini yerine getirmemesi halinde ayıplı maldan doğan seçim haklarını kullanma imkanı ortadan kalkacaktır. Satıcının işbu ayıp bakımından ağır kusurlu olması halinde ise süreler işlemeye başlamayacaktır.

Malın Ayıplı Çıkması Halinde Alıcının Hakları Nelerdir?

Alıcının seçimlik hakları TBK 227. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;

Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:

Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.

Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.

Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.

İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.

Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.

Ticari Sözleşmelerde Ayıp İhbarı | İzmir

Ayıplı İfa Halinde Zamanaşımı

Ticari satış sözleşmelerinde ayıptan kaynaklanan sorumluluğun uğrayacağı zamanaşımı süreleri önceki Türk Ticaret Kanununun aksine yasada açıkça düzenlenmemiş olduğundan bu tip sözleşmelerde sorumluluğun zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan sürelere göre tayin edilecektir.

Bu süre Türk Borçlar Kanunu’nun 231.maddesinde yer almaktadır buna göre satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, alıcının satılanın kendisine tesliminden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacaktır. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacaktır.

Ticari sözleşme

Ticari sözleşme, birden fazla kişinin birbirini vermek, yapmak veya yapmamak konusunda bağladığı bir edimdir. Bu sözleşme taraflara hak ve yükümlülükler getirir ve amacı ticaret işlemleridir.

Ticari sözleşme ile medeni sözleşme arasındaki tek fark, ticari sözleşmelerin konusunun ticaret işlemleri olmasıdır.

Ticari eylemler, farklılaştırıcı özelliklere sahip bir nesnenin satın alınmasıyla ilgili eylemlerdir:

Para kazanma amacı.

Bu mallar kendi kullanımları için değil, daha sonra takas edilmek üzere edinilir.

Bu işlemler bir şirket tarafından gerçekleştirilir.

Eylemler çok büyük, çünkü amaç kendi tüketimi değil, değiş tokuş.

TİCARİ SATIŞ NEDİR?

Bir satışın ticari olup olmaması; konuya ilişkin kanun hükümlerinin tespiti açısından önem ihtiva etmektedir. Ticari olmayan satışlara ilişkin kurallar TKHK kapsamında çözümlenirken; ticari satışlarda TTK ve TBK hükümleri uygulanmaktadır. Ticari satış, bir satış sözleşmesinin her iki tarafının da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan satışa denilmektedir.

Ticaret Kanunu
5. Ticari Satış ve Mal Değişimi
MADDE 23- “…c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.

Borçlar Kanunu

4. Gözden geçirme ve satıcıya bildirme

a. Genel olarak

MADDE 223– Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.

YARGITAY KARARI

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi süresinde ayıp ihbarında bulunmamanın sonucuna ilişkin 13.11.2007 tarihli bir kararında; “…Taraflar tacir olup tacirler arasındaki satışlarda ayıp ihbar süreleri TTK’nın 25/3. Maddesinde 2 ve 8 gün olarak belirlenmiştir. … satıcının alıcıya garanti vermiş olması hali hiçbir surette gerek ttk 25. ve gerekse bk’nın 198. maddelerinde yer alan ayıp ihbar sürelerini asla ortadan kaldırmazlar. Bu nedenle o malın alıcısı olan kişinin, “satıcının ayıba karşı tekeffülü’’ hükümlerinden yararlanabilmesi için mutlaka TTK.’nın 25. ve BK.’nın 198. maddeleri hükümlerinde, açık ve gizli ayıplar için öngörülen yasal süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunmuş olması şarttır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA,” şeklinde karar vermiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4077 E., 2021/3351 K. da ‘’ Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemidir. Mahkemece tacirler arasında ayıp ihbarının TTK’nın 18/3 maddesine göre yapılacağı, davalının süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de TTK m.18/3’deki tacirler arasındaki bildirim usulleri geçerlilik şartı değil ispat şartıdır. Kaldı ki ayıp ihbarı TTK 18. maddesinde sayılan

işlemlerden değildir. Davalı tarafça 16.07.2014 tarihli fax ile ayıp ihbarında bulunulduğu ileri sürülmüş olup faksın davacı adresine ulaştığı davalı tarafından ispat edildiği takdirde faksla yapılan ayıp bildirimi ile ayıp ihbarının yapıldığının kabulü gerekir. Mahkemece bu konuda araştırma yapılarak dosyada bulunan faksın davacıya ait olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu