Ortak Şirket Borçları Danıştay Kararı
Ortak Şirket Borçları Danıştay Kararı
Danıştay 3. Daire Kararı E.2014/2792 – Ortak Şirket Borçları
T.C.
DANIŞTAY
Üçüncü Daire
Esas No : 2014/2792
Karar No : 2017/3797
Özeti: Davacının gayrimenkulleri üzerine ortağı olduğu şirket tüzel kişiliğinin borçları nedeniyle
uygulanan hacze karşı açılan davada, haciz varakalarının hukuka uygunluğu ve
davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin hukuka aykırılıkların incelenebileceği hakkında.
Temyiz Eden: Gaziantep Vergi Dairesi Başkanlığı
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti: Davacı tarafından, taşınmazlar üzerine ortağı olduğu …
Sentetik Çuval Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin muhtelif vergi borçları ve
ferilerinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla uygulanan hacizlere karşı dava açılmıştır.
Gaziantep 1. Vergi Mahkemesinin 31.10.2013 gün ve E:2013/491, K:2013/930 sayılı kararıyla;
dava konusu hacizlerin dayanağı kamu alacağının aslı borçlusu … Sentetik Çuval Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına
ödeme emirlerinin düzenlenmesi ve söz konusu borcun ödenmemesi üzerine mal varlığı araştırması yapıldığı ve
haczedilen şirket adına kayıtlı aracın icra yoluyla satışının gerçekleştirildiği,
satıştan elde edilen tutarın borçlan karşılamaması nedeniyle şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulduğu,
ancak söz konusu taşınmazların hisseli olmasından dolayı satışının hemen gerçekleştirilmesinin zor olacağından
bahisle satış işlemleri yapılmayarak kamu alacağının tahsili için davacı adına şirket ortağı sıfatıyla ödeme emirlerinin düzenlendiği ve tebliğ edildiği,
ödeme yapılmaması üzerine de davacıya ait dokuz adet taşınmaz üzerine 24.4.2012 tarih ve 5771 sayılı haciz bildirisi uyarınca
haciz uygulanmış ise de asıl borçlu şirketin mal varlığı bulunduğunun sabit olduğu dolayısıyla,
kamu alacağının şirketin mal varlığından tahsil edilemeyeceği sonucuna ulaşılamayacağı gerekçesiyle hacizleri kaldırmıştır.
Davalı idare tarafından, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden bilirkişilere yaptırılan inceleme sonucunda,
şirkete ait hisseli taşınmazların değerinin 114.019,02 TL, borcun ise 312.576,91 TL olduğu dolayısıyla
kamu alacağının şirket mal varlığından tahsil edilemeyeceğinin açık olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : Eray EMANET
Düşüncesi : Davanın, kamu alacağının şirket mal varlığından tahsil imkanı bulunduğu yolundaki
yargının hükme esas alınarak sonuçlandırılması hukuka uygun düşmediğinden kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55’inci maddesinde,
Amme alacağım vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarım ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı;
58’inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya
kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği;
62’nci maddesinde borçlunun, mal bildirimde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden,
alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairelerince hacz olunacağı, 74’üncü maddesinde ise;
elde edilen her türlü malların satılarak paraya çevrileceği, satıştan elde edilen bedelden,
takip masrafları ve takip edilen amme alacağı düşüldükten sonra geriye kalan kısmın borçlunun
ödeme zamanı gelmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçlarına mahsup edileceği ve artanının hacze iştirak etmiş başka daire yoksa borçluya verileceği,
hacze iştirak etmiş başka daire varsa, artan kısımdan evvela bu dairelerin alacakları ayrıldıktan sonra,
bakiyesinin borçluya verileceği, satıştan elde edilecek bedelin amme alacağından önce ödenmesi gereken borçlarla,
takip giderlerini geçmeyeceği kesin olarak biliniyorsa, hacizli malın satışının tahsil dairesince tehir edilebileceği,
şu kadar ki, alacağı amme idaresi alacağından önce gelenlerin takip haklarının mahfuz olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Kamu alacağının tahsili amacıyla adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğ edilmesine karşın,
borcunu yedi gün içinde ödemediği gibi bu süre içinde ödeme emrinin iptali istemiyle idari dava açmayan veya
açmış olduğu davası reddedilen kamu borçlusu hakkında alacaklı tahsil dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak
haciz uygulanabileceği ve haciz işlemine karşı açılan davada,
ödeme emri aşamasında açılacak idari davada ileri sürülmesi gereken hukuka aykırılıkların işlemin sebep unsurundaki hukuka aykırılık hali olarak incelenmesine olanak bulunmadığı açıktır.
Buna göre davacının gayrimenkulleri üzerine ortağı olduğu şirket tüzel kişiliğinin borçlan nedeniyle uygulanan hacizlere karşı açılan davada,
haciz varakalarının hukuka uygunluğu ve davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin hukuka aykırılıklar incelenebilecek olup,
ortağı olduğu şirket tüzel kişiliği hakkındaki takip yollarından olan malvarlığı araştırmasıyla ilgili olarak
yapılan hukuki irdeleme sonucu ulaşılan yargı hükme esas alınarak davanın sonuçlandırılması hukuka uygun düşmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile
Gaziantep 1. Vergi Mahkemesinin 31.10.2013 gün ve E:2013/491, K:2013/930 sayılı kararının bozulmasına,
492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere
yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 15.5.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.