DANIŞTAY KARARLARI

Danıştay 4. Daire Kararı E. 2002/185

Danıştay 4. Daire Kararı E. 2002/185

T.C

D A N I Ş T A Y

Dördüncü Daire

Esas No : 2002/185

Karar No : 2003/201

Özeti : Davacı şirketin dolaylı olarak ortak olduğu şirkete sattığı konsantre bedelleri üzerinden emsaline göre yüksek oranda iskonto uygulanmasının örtülü kazanç dağıtımı sayılacağı hk.

Temyiz Eden :… Mamulleri Limited Şirketi

Karşı Taraf :…Vergi Dairesi Müdürlüğü

Vekili :….

İstemin Özeti : 1999 yılı işlemleri incelenen davacı şirketin dolaylı olarak ortak olduğu …………………Meşrubat Sanayi Anonim Şirketine sattığı ………….. ve………….. konsantre bedelleri üzerinden emsaline göre yüksek oranda ıskonto uygulamak suretiyle örtülü kazanç dağıttığı ileri sürülerek re’sen kurumlar vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış ve vergi ziyaı cezası kesilmiştir.

İstanbul 6.Vergi Mahkemesi, 27.11.2001 günlü ve E:2001/1866, K:2001/1642 sayılı kararıyla;

davacı şirket tarafından, ………… …Meşrubat Sanayi Anonim Şirketine sattığı konsantre bedellerinin % 39 ‘una isabet eden tutarın davacı şirkete ……………..Meşrubat Sanayi Şirketi arasında ki anlaşma gereği,

………………..ili ilgili reklam ve pazarlama harcamalarına ilişkin olduğu iddia edilmiş ise de inceleme raporundaki bilgilere göre alınan firma tarafından davacıya satış ve pazarlama ile ilgili yönetim ve koordinasyon hizmet bedeli faturası düzenlenmekle birlikte,

bu tutarın alıcı firma tarafından verilen yada onun tarafından davacıya yansıtılan bir hizmet veya satış yada pazarlama gideri olmayıp iskonto niteliğinde olduğunun anlaşıldığı,

örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek için uygulanan iskontonun emsaline nazaran yüksek olup olmadığının tespiti açısından emsal alınan …………….ürünleri üzerinde inceleme elemanınca yapılan,

maliyet, satış ve pazarlama giderleri ile işletme içi işlemleri esas alınarak yapılan emsal kıyaslamasının isabetli olduğu ,

konsantre satılan şirketin ilgili yılda zarar ettiği dikkate alındığında davacı ile anılan şirket arasında gerçekleşen alım-satım işleminde emsaline göre yüksek oranda ıskonto uygulamak suretiyle örtülü kazanç dağıtıldığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

Davacı şirket sözü edilen indirimin davacı şirket ile ………………Meşrubat Sanayi Anonim Şirketi arasında yapılan anlaşma gereği bu firma tarafından yapılan satış veya pazarlama harcamalarına ilişkin olduğunu,

……………..firmasının Türkiye’de konsantre üretimi yapmaması, konsantreyi ithal etmesi, sadece şişeleme faaliyetinde bulunması nedeniyle emsal alınamayacağını ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerekeceği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Sevil Bozkurt’un Düşüncesi :

Uyuşmazlık konusu olayda Kurumlar Vergisi Kurumunun 17. maddesinde sözü edilen şartlar emsal uygulaması yönünden gerçekleşmediğinden tarhiyatın kaldırılması gerekirken davanın reddi yolundaki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Ahmet Alaybeyoğlu’nun Düşüncesi : Davacı kurumun uyuşmazlıkla ilgili döneme ait defter ve belgelerin incelenmesi sonucu,

dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan bir şirkete satmış olduğu cola konsantresi bedelinin % 39’nun alıcı şirket tarafından herhangi bir maliyet ve hasılat kaydı yapılmadan davacı kuruma fatura edilmesinin,

söz konusu emtianın bu oranda iskontolu satılması anlamına geldiğini ve bu yolla örtülü kazanç dağıtıldığının kabulünü gerektirdiği belirtilerek düzenlenen inceleme raporuna göre yapılan tarhiyata yönelik davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmekte olup,

inceleme elemanınca söz konusu tutarın davacı iddiaları aksine satış pazarlama gideri olmadığı iskonto mahiyetinde olduğu hususu,

alıcı firma yetkilisinin bir kısım beyanına ve alıcı şirket tarafından düzenlenen faturanın herhangi bir maliyet ve gider kaydına dayanılarak düzenlenmediği yolundaki tespitine dayandırılmış,

mahkemece bu harcamaların yapılmış olduğuna ilişkin tüm belge ve bilgilerin incelemeye ibraz edilmesine karşın yeterince değerlendirilmediği,

bu şekildeki bir uygulamanın firmalar arasındaki teknik hizmet anlaşmasına dayalı olduğu, kurumun % 22 pay ile ortağı olduğu alıcı kuruma örtülü kazanç dağıtılmasında bir çıkarın bulunmadığı yolundaki davacı iddialarının açıklığa kavuşturulması bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın sonuca gidilmesinde isabet bulunmadığından,

kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin esası incelendi:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar,

bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin reddine 23.1.2003 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

AZLIK OYU

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 17/1 .maddesinde ,şirketin kendi ortakları ,ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler,

idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede düşük fiyat üzerinden satım muamelesinde bulunması örtülü kazanç dağıtımı olarak tanımlanmıştır.

Bu düzenlemeye göre örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek için sözü edilen maddede ön görülen unsurların olayda ne şekilde gerçekleştiğinin açık ve somut bir biçimde ortaya konulması gerekmektedir.

Danıştay 4. Daire Kararı E. 2002/185

Örtülü kazanç nedeniyle yapılan tarhiyata dayanak alınan emsal araştırmasında emsal alınan ………………..firması konsantre üretimi yapmamakta, konsantreyi yurtdışından ithal ederek sadece, şişeleme faaliyetinde bulunmaktadır.

Yapılan fiyat karşılaştırmasında, bu firmanın gümrük vergileri, nakliye depo ve ardiye giderleri gibi giderler dikkate alınmadan kıyaslama yapıldığından ve emsal olarak gösterilen firmanın,

faaliyet konusunun niteliği ile emtianın maliyeti açısından farklılık gösterdiği anlaşıldığından, davacı tarafından yapılan satışlarda emsaline göre yüksek oranda iskonto uygulanmak suretiyle örtülü kazanç dağıtımında bulunduğunun kabul edilemeyeceği,

bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyız.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu